Kitap İncelemesi: Dünyanın İlk Günü

7.11.2019 / Kültür / Sanat / Deneme

Fethi üç farklı karakterin gözünden izleyeceğiniz bu kitapla tarih size içine çekecek. İmparatorluk, dünyanın ilk günüyle başlıyor.

Kitap İncelemesi: Dünyanın İlk Günü

1981 doğumlu Beyazıt Akman’ın, Illinois State Üniversitesi'nde yaptığı Batı edebiyatında İslam algısı ve Türkler üzerine doktorasına ait çalışmaları romanlarında bizimle buluşuyor. 2003 Yaşar Nabi Yanır Gençlik Ödülleri'nde Dikkate Değer Öykücü ödülü alan yazarın, İmparatorluk serisindeki ve kariyerindeki ilk romanı olan Dünyanın İlk Günü, size İstanbul’un fethini bambaşka bir açıdan sunuyor.

19 yaşında, tecrübesi sorgulanan genç bir sultan olan 2.Mehmet’in, yaşaması için Konstantinopol’den kaçırılıp bir devşirme olsun diye Osmanlı’ya verilen Alexander’ın ve Osmanlı’da elçilik görevinde bulunmasına rağmen bir seyyah gibi yaşayan İtalyan Alberti Balbi’nin hayatlarının kesiştiği bir hikaye.

dünyanın ilk günü, beyazıt akman, kitap incelemesi

Alexander, hareketli bir çocuktur ve sevdiği kızı etkilemek için yapmayacağı şey yoktur fakat bu haşarılığı hiç beklenmedik şekilde hayatını değiştirir. Yaşamı tehlikeye girer ve Konstantinopol’den rica minnet uzaklaştırılır ve bir devşirme olarak Yeniçeri ağasına teslim edilir. Ama o hep Doğu Roma’ya dönüp sevdiği kıza kavuşma hayali ile yanıp tutuşur.

Alberti Balbi ise, romantik ve duygusal bir adamdır. Kaybettiği eşinin acısı ile görevini sürdürmektedir. Gün gelir, sultanın sarayında, elyazması eserlerin çoğaltılması ile ilgili bir göreve getirildiğinde, eşine çok benzeyen Nilüfer ile karşılaşır. Birlikte çalıştıkları her geçen gün içindeki boşluğu bu Müslüman güzeli kız ile doldurmaya başlar.

dünyanın ilk günü, istanbulun fethi, fatih sultan mehmet

Henüz babasının vefatı tazeyken gencecik yaşta ikinci kez tahta oturan 2.Mehmet ise, çok daha farklı bir aşkın peşindedir. O, inancına, davasına ve projesine aşıktır. Ulaşmayı istediği sevgili ise İstanbul’dur. Belki de tüm dünyanın kaderini tümüyle değiştirecek bu fetih için varını yoğunu ortaya koyar ve herkesin tabusu haline gelen bu şehri avucunun içine alıp Fatih unvanını alacağı günü bekler.

Ben Epsilon Yayınevi’nden okudum. 624 sayfalık bir eser. Okurken kapılıp gittim. Adeta bir sinema filmi izliyor gibisiniz. Şiddetle tavsiye ederim. Satın almak için tıklayabilirsiniz.