İkinci El Kıyafet Satış Tüyoları
Dolap veya Gardrops sitelerinde satış yapmak zor mu geliyor? Hiç merak etmeyin. Sizin için satışınızı artıracak 10 harika tüyo derledik.
Sizler için Ağustos ayının en çok ilgi gören ve en çok okunan 8 kitabını derledim.
Nagasaki'nin atom bombasından kurtulan Japon yazar Takashi Nagai'nın eseri ‘Nagasaki'nin Çanları'ndan roman dünyasında farklı bir çığır açan İhsan Oktay Anar’ın 'Puslu Kıtalar Atlası'na kadar birbirinden harika bu eserler, en kısa zamanda alınıp okunmalı.
9 Ağustos 1945’te Nagasaki’ye atom bombası atıldığında radyolog Takaşi Nagai, Nagasaki’de bir hastanede çalışıyordu. Kendisi de yaralanmasına rağmen şehirde hayatta kalanlara yardıma giden sağlık çalışanlarına katıldı ve harap olmuş Nagasaki’deki durumu raporladı.
Bu rapordan ve bombadan sonraki yaşamından hareketle, hem korkunç bir yıkımın biyografisi hem de travmatik bir yaşamın otobiyografisi sayılabilecek bir eser yazdı.
Çağdaş toplumlar kendine özgü bir olguyu da birlikte getirmiştir. İnsan eskisinden çok daha fazla sayıda insanla, çok daha kısa süreli, daha yüzeysel ilişkiler kurma eğilimindedir. Günlük yaşamda sorumluluklarımızdan kaçtığımızın ne kadar farkındayız? Kimi zaman kalabalıkta dahi kendimizi yalnız hissetmemizin altında ne yatıyor? Özellikle ilişkilerimizde verdiğimiz ve vermediğimiz tepkiler, o ilişkiyi nasıl etkiliyor? Birçok konu bu kitapta.
Herkes zürafa resmi çizebilir. Siz de çizebilirsiniz!
Moni, resim derslerini çok severdi. Fakat bir gün tuhaf bir şey oldu. Moni resim çizemedi.
Hem de zürafa resmini… Öğretmeni, Moni’yi hayal ettiği her zürafayı çizebileceği konusunda cesaretlendirmeye çalışsa da o ikna olmuyordu. Peki Moni, zürafa resmi çizebildi mi?
“Yeniçeriler kapıyı zorlarken” düşler üstüne düşüncelere dalan Uzun İhsan Efendi, kapı kırıldığında klasik ama hep yeni kalabilen sonuca ulaşmak üzeredir: “Dünya bir düştür. Evet, dünya... Ah! Evet, dünya bir masaldır.” Kendini saran dünyayı düşleyen bir haritacının, düşlerinden devşirdiklerini döktüğü Puslu Kıtalar Atlası adlı kitap oğlunun eline geçtiğinde onu kendisinin bile tahmin edemeyeceği maceralara sürükler, oysa yaşayacakları elindeki kitaba çoktan yazılmıştır. Geçmiş üzerine, dünya hali üzerine, düşler ve “puslu kıtalar” üzerine bir roman.
Kitap, 20. yüzyılın başında hızla gelişen Macaristan'ın başkenti Budapeşte'de, oyun sahalarını zengin çocuklardan korumaya çalışan yoksul bir grup çocuğun mücadelesini anlatmaktadır. Molnar büyük kitlelere adını bu kitapla duyurmuştur. Kitap o kadar çok sevilmiştir ki Budapeşte'de Pal Sokağı Çocukları'nın bilye oynayan heykeli yapılmıştır.
Guy Montag, itfaiyeciydi. Televizyonun hüküm sürdüğü bu dünyada kitaplarsa yok olmak üzereydi zira itfaiyeciler yangın söndürmek yerine ortalığı ateşe veriyordu. Montag’ın işi ise yasa dışı olanların en tehlikelisini yakmaktı: Kitapları.
Montag yaptığı işi tek bir gün dahi sorgulamamıştı ve tüm gününü televizyonla kaplı odalarda geçiren eşi Mildred’la beraber yaşıyordu. Ancak yeni komşusu Clarisse’le tanışmasıyla tüm hayatı değişti. Kitapların değerini kavramaya başlayan Montag artık tüm bildiklerini sorgulayacaktı.
Gerçek bir yaşamdan çıkarılmış düşsel bir yaşam öyküsü: "Bir berberin sünnet ettiği, bir Papanın vaftiz ettiği" Hasan İbn el-Vezzan ez-Zeyyati namıdiğer Giovanni Leone de Medici'nin yani Afrikalı Leo'nun özyaşamöyküsü.
İçeriğini ve konusunu romanın karakterlerinden Nuri Efendi (Saat Ustası), Mübarek (Ayaklı ve yaşlı bir İngiliz yapımı duvar saati), Halit Ayarcı ve saat-zaman-insan ilişkilerinden almaktadır.
Yapıt çocukluğu II. Abdülhamit döneminde geçen, Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerinde de yaşayan Hayri İrdal'ın anıları şeklinde kurgulanmıştır. Roman dört bölümden oluşmaktadır: Büyük Ümitler, Küçük Hakikatler, Sabaha Doğru, Her Mevsimin Bir Sonu Vardır.