Amazonlar

Amazonlar güçlüydü.Bu güçlü ve savaşçı kadınların birçoğunun ruhunun derinliklerinde aslında küçük bir kız çocuğu var. Olumsuz yaşam koşulları ve birçok travma eşliğinde büyürken bir noktadan itibaren kendi benliklerinden ayırarak geride, kapalı kapılar arkasında bırakmak zorunda kaldıkları küçük bir kız çocuğu… Kırgın, incinmiş, ihtiyaçları karşılanmamış, kırılgan bir çocuk. O çocuğu ruhlarının derinliklerindeki odaya hapsetmelerinin o zamanlar için haklı bir gerekçesi mutlaka vardı. O zamanın çevresel şartları bunu gerektiriyordu. Çoğunun mutsuz ebeveynleri ve gergin bir ev ortamları vardı. Bu çevre başta koşulsuz sevilme, olduğu gibi kabul edilme, anlaşılma ve görülme, onaylanma ve şefkat gibi duygusal ihtiyaçlarını karşılayamayan bir çevreydi. Duygusal ihmal ve hatta istismar ortamında büyümek zorunda kalan, anne ve babanın mutsuzluk ve gerginliklerine şahit olan bu küçük kızlar o zamanki zorlu yaşam koşullarına ayak uydurabilmek ve bu koşullarda hayatta sağ salim ayakta kalabilmek için bazı inanç ve davranış stratejileri geliştirmek zorunda kaldılar. Bilişsel Davranışçı Terapi’de şema adını alan bu inanç ve davranış örüntüleri, bu kızların belli konularda başarı elde edip birer Amazon kadınına dönüşmesine yardımcı oldu belki ama, geride o küçük kırılgan kızın kalmasına da neden oldu.
Şimdi o küçük kızı anlamanın ve dinlemenin zamanı. Bu yazı 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle içindeki kırılgan küçük kızı dinlemek, o kızın bugünkü hayatında yarattığı etkiyi anlamak ve o kızı oradan çıkarıp tekrar kendi benliğiyle birleştirmek isteyen tüm Amazon kadınlarına adanmıştır.
Duygusal ihmal ve ruhsal etkileri
Her çocuğun temel duygusal ihtiyaçları vardır. Nasıl gerekli besin, bakım, barınma gibi ihtiyaçları yeterince karşılanmayan bir çocuk hastalanır hatta ölürse, duygusal ihtiyaçları karşılanmayan çocuklar da büyüyemez, gelişemez ve hep biraz kavruk kalır. Bu duygusal ihtiyaçlardan bazıları koşulsuz sevgi ve kabul, güven ve bağlanma, anlaşılma, duygularını ifade etme özgürlüğü, takdir edilme, oyun oynama, dahil edilme ve özerkliktir. Çocuğun bu duygusal ihtiyaçlarının karşılanmaması, sevgi, ilgi, yakınlık gibi davranışların gösterilmemesi durumunda duygusal bir ihmalden söz edilir. Duygusal ihmal çocuğun ruhsal olarak sağlıklı bir birey olarak gelişmesinin önünde büyük bir engel teşkil eder.