
Antarktika'ya Gitmek Yasak mı?
Antarktika'ya seyahat kuralları, turistik geziler, araştırma izinleri ve çevresel koruma hakkında merak edilen tüm detaylar burada!
Sanat, sadece gözle görüleni değil, ruhla hissedileni de yansıtır. Etem Çalışkan, işte tam da böyle bir sanatçıdır.
Yazının estetikle buluştuğu noktada, harflerin ruhunu ortaya çıkaran bir usta… O, yalnızca kaligrafi ve hat sanatçısı değil; aynı zamanda bir çizer, bir gazeteci, bir tarih anlatıcısıdır. Atatürk’ün ölümsüz imzasına hayat veren isim olarak bilinse de, onun sanatı bundan çok daha fazlasını kapsar.
1928 yılında Mersin’in Tarsus ilçesinde dünyaya gelen Etem Çalışkan, çocukluk yıllarından itibaren yazıya ve sanata büyük ilgi duyan bir isimdi. İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nde grafik eğitimi alarak hat sanatını ve kaligrafiyi ustalıkla icra etmeye başladı. Onun için yazı, yalnızca bir iletişim aracı değil, aynı zamanda bir sanat formuydu. Çizgilerle, harflerle, formlarla duyguları ifade etmenin, geçmişi bugüne taşımanın bir yoluydu.
Kariyerine gazeteci ve grafik sanatçısı olarak başlayan Çalışkan, uzun yıllar Milliyet ve Hürriyet gazetelerinde çalıştı. Burada sanatını, Türkiye’nin en büyük kitlelerine ulaştırma şansı buldu. Çizgileri, resimleri, yazıları yalnızca birer illüstrasyon değil, adeta tarihe bırakılan birer izdi.
Etem Çalışkan’ın en bilinen eseri, şüphesiz ki Atatürk’ün imzasıdır. Ancak bu imza, planlanarak ya da bir siparişle ortaya çıkmış bir tasarım değil; sanatçının hissettiği bir eksikliği tamamlama isteğiyle doğmuştur.
Yıl 1969… Çalışkan, Milliyet gazetesinde çalışırken 10 Kasım’a özel tam sayfa bir Atatürk portresi çizer. Ancak portreyi tamamladığında içinde bir eksiklik hisseder. Çizimde Atatürk’ün imzasının yer alması gerektiğini düşünür. İmzanın kompozisyona nasıl oturacağını, çizginin nasıl şekilleneceğini hissederek çalışmaya başlar.
Aslında Atatürk’ün kendisine ait imzaları zaten belirgin bir karaktere sahiptir. Gazi Mustafa Kemal olduğu dönemde de Atatürk soyadını aldıktan sonra da imzaları aynı güçlü çizgileri taşır. Çalışkan, bu imzayı alır ve onu çizgisel bir bütünlük içinde, kaligrafik bir forma kavuşturur. Atatürk’ün el yazısının doğallığını bozmadan, fakat onu sanatsal bir estetikle zenginleştirerek kompozisyona yerleştirir.
Sonuç, gazete basıldığında ortaya çıkar. O gün için yalnızca bir portreyi tamamlayan bir öğe olarak düşünülen bu imza, zaman içinde resimden bağımsız bir değer kazanır. Yıllar geçtikçe, Atatürk’ün imzası, bu çizgilerle anılır hale gelir. Bu, siparişle tasarlanmış bir şey değil; tamamen sanatın ve hissiyatın yön verdiği bir doğallıkla şekillenmiş bir eserdir.
Etem Çalışkan, yalnızca Atatürk’ün imzasını kaligrafik hale getiren sanatçı olarak değil; aynı zamanda birçok yazıyı, afişi, grafik tasarımı ve sanatsal eseriyle de Türkiye’de yazının estetiğine yön veren isimlerden biri olarak anılır. Onun kalemi, yalnızca harfleri değil, tarihin ruhunu da çizer. Yazı sanatıyla Cumhuriyet tarihine damga vuran eserler üretmiş ve sanatıyla bir dönemi görselleştirmiştir.
2023 yılında 95 yaşında aramızdan ayrılan Etem Çalışkan, geride kaligrafinin bir sanat olarak değer kazandığı, yazının estetikle buluştuğu sayısız eser bıraktı. O, tarihin yalnızca kitap sayfalarında değil, çizgilerde ve harflerde de yaşadığını gösteren bir ustaydı.
Bugün Atatürk’ün imzasına her baktığımızda, aslında yalnızca bir liderin adı değil, sanatın tarihle buluştuğu eşsiz bir çizgiyi görüyoruz. Ve bu çizgide Etem Çalışkan’ın ruhu hâlâ yaşıyor.