Seyahat Rehberi: İtalya
Akdeniz’in gözde ülkesi İtalya, tarih, sanat, mutfak kültürü ve doğal güzellikleri ile dünyanın en çok ziyaret edilen ülkelerinden biridir.
Çok kısa süreliğine de olsa vakit geçireceğiniz bedelli askerlikte, girişten çıkışa kadar bilmeniz gereken hususlar bu yazıda.
Gün gün işlediğim bedelli yazımın, çok fazla detay içeren uzun soluklu bir yazı olmasından kaynaklı herkesin okumak istemeyeceği düşüncem, önemli gördüğüm konuları başlık başlık irdeleme ihtiyacı doğurdu. Dolayısıyla, bedelli askerlikle ilgili gerekli nüansları tek seferde bu yazıda bulabilirsiniz.
Ama üstüne basarak ifade etmem gerekiyor, bu yazdıklarım üç beş farklı ilden aldığım duyum ve benim bulunduğum Manisa Batı Kışla’ya göre derlenmiştir.
Bedelli askerliğe gitmeden önce yaptığınız araştırmalarda, çantanızı tıka basa dolduracak bir dünya şey almaya itilebilirsiniz. Fakat görüşüm şudur ki, öyle aman aman bir alışverişe ihtiyacınız yok. Zaten bir takım gereçleri askeriye veriyor. (Bkz. 2.Gün) Ayrıca gazinoda da, ihtiyacınız olan çoğu şey, piyasadan çok daha ucuza satılıyor.
Askeriyenin temizlik hususunda oldukça düşündürücü olması hasebiyle, kullan-at yöntemi ile eşyaları kullanmanız, sizi hem yıkama derdinden kurtaracak hem de dönüş yükünüzü hafifletecektir. Benim askeri malzeme olarak aldığım tek şey vatkaydı, ona da hiç ihtiyaç duymadım, ihtiyaç duyanı da görmedim. Ama ne olur ne olmaz listeye ekleyebilirsiniz. Bunun dışında kendime ait eski 6 adet atlet ve 6 adet baksır götürdüm. 12’li de ucuz çorap aldım. Bunlarda renk fark etmiyor. Birer tane dönüşüme saklayacak şekilde kullandım ve attım.
Zaten terleyeceğiniz faaliyet yok denecek kadar az. Ancak güneşin altında beklemekten terliyorsunuz. Yağmur çamur deseniz, zaten böyle havalarda eğitime çıkarılmıyorsunuz. Dolayısıyla titiz olanlar için de bu mantık işliyor.
Götürmenizi ısrarla tavsiye edeceğim şey yastık kılıfıdır. Şahit olduğum kadarıyla istisnasız herkes yastığına kılıf niyetine tişört geçirdi. Temiz kokmasına rağmen görüntüsel olarak tiksinebilirsiniz. Hatta bana kalsa, açık mavi renkte ucuz bir yastık alıp onu da götürür ve orada bırakırdım. Tercih sizin.
Götürmenize hiç gerek olmayan şeylerin en başında ayakkabı boyası geliyor. Islak mendille temizlemeniz yeterli. Zaten gıcır gıcır bot veriyorlar, o kadar sürede boyama ihtiyacı olmuyor.
Kilit almanızda fayda var. En az iki adet götürün, kilitlenebilir bir dolaba denk gelebilirsiniz.
Yine aynı şekilde pastil götürmeniz yararınıza olacaktır diye düşünüyorum.
Son olarak da eşofman takımı ve havlu. Askerde de verdiler ama çok dandikti. Rahat olacağınız bir tane getirin derim.
Bu konuda oldukça büyük bir rant döndürülüyor Turkcell’e. Hem tuşlu telefon alımı hem de askercell hattı hususunda. Tuşlu telefonu bir yakınınızdan almaya çalışın, en kötü internetten temin edin. Ve yanınızda akıllı telefonunuzu ve sim kartlarınızı mutlaka götürün. Arama falan olmuyor, dert etmeyin.
Askercell almamak için nasıl bir bahane bulursunuz bilmem ama sorun yaşamak istemiyorsanız da bu işlemleri askere gelmeden önce yapın. Nizamiyede size pahalıya patlıyor.
Dikkat edilecek husus, telefonunuzu ayrı, sim kartınızı ayrı bir yerde saklayın ne olur ne olmaz. En kötü yakalansanız dahi, telefonunuz emanete gidiyor ve dışarıdan birisi sizin adınıza alabiliyor.
Çok enteresandır, ankesörlü ile görüşen de gördüm. Yeteri kadar ankesörlü de var, ilgilenen varsa.
Yan yana dizilmiş düzinelerce ranza ve odayı ikiye ayıran arka arkaya bir sürü dolap. En azından Manisa Batı Kışla’da böyleydi. Diğer yerlerde de çok değişen bir şey yoktur diye tahmin ediyorum.
Birinci husus alt ranza-üst ranza olayı. Bana kalırsa hiçbir şey fark etmiyor. Yatağınızı badinizle birlikte topladıktan sonra, iniş-çıkışı ya da darlığı genişliği hiç mühim değil. Alt ranzada kalan arkadaşlar, şöyle düzgünce bir oturayım diyemiyor ama gerek de yok zaten öyle bir şeye. Üstünüzdeki kamuflajla üşütme ihtimaliniz olmayan her yere oturun. Kirlenmek güzeldir! Üşütmek demişken, üst ranza için de pencere soğuğuna denk geliyor falan deniyor da, o pencereler de kapanıyor, merak etmeyin.
Pek çok bölgeden aldığım duyumla kıyaslayınca, Manisa Batı Kışla’da, koğuş dolapları oldukça genişti. Hem de beklemediğimiz kadar. Askılıklar falan da vardı içinde. Ama çok dert ettiğiniz bir şeyse askılık da götürebilirsiniz fazladan.
Ayrıca bizim koğuş binasının girişinde ayakkabılıklar da mevcuttu. Bunlar serbest zamanlarda bot çıkarmak için büyük kolaylık sağlıyor. Normalde yatak numarasına göre numaralandırılmış ama herkes kafasına göre yerleştiriyor.
Koğuş binalarının içinde bolca seccade mevcuttu. Kışla’nın içinde de 300 kişilik Mehmetçik Camii vardı. Bu konuda komutanlarımız da oldukça duyarlıydı. Hiçbir sıkıntı yaşamadık. Cuma namazı da dahil.
Ama farklı dinlere mensup arkadaşlar da olabilir. Ayrıca bir ibadethane yok. Eğer ihtiyaç duyuyorlarsa gönül rahatlığı ile camiye gidip bir köşede dualarını edebilirler.
İçeride nakit paraya ihtiyaç duyacağınız şeyler; ilk gün girişte fazlasıyla bekleyeceğiniz için bozuk para, eğer yaptıracaksanız ya da zorla yaptırmak isterlerse Mehmetçik sigortası, yiyecek-içecek ve oyun otomatları alımı ve yüklemeleri. Geri kalan her şeyi kartla halledebilirsiniz.
Farklı illerde askerlik yapan arkadaşlarım, saydığım şeylerin tümü için kart kullandıklarını söyledilerse de yanınızda nakit bulunması hayat kurtarabilir. Neden? Herkes yaşayacak diye bir şey yok ama bizim kışlanın içinde bir tek Akbank ve Ziraat Bankası atmsi vardı. Akbank çok uzakta kalıyordu, Ziraat de, ziraat kartı olmayanlara para vermiyordu. Dolayısıyla bir süre arkadaşlar idare etmek zorunda kaldım, nakidim yeterli gelmedi.
En azından 200 TL ile giriş yapın derim. Size kalmış.
Bölük komutanımız üzerine basa basa tekrarlamıştı. Askerdeyken izin alabileceğiniz üç net konu var: doğum, ölüm ve sınav! Bunların dışında izin almanız mümkün değil.
Genel kanı şu ki, o kalabalıkta ve tıkışıklıkta hasta olmamanız mümkün değil. Mümkün arkadaşlar, gerçekten oldukça zor ama önleminizi alırsanız ve bünyeniz de sağlamsa ucuz atlatabilirsiniz bu süreci. Gün Gün Bedelli Askerlik yazımda belirtmedim ama neredeyse her gün bir yemekte limon geliyor. İster doğrudan yiyin, ister çayınıza katın, ister sıcak su, karabiber, limon yapın, çok faydasını göreceksiniz. Bağışıklığınız güçlenir. Ayrıca bazen kutu bal geliyor, onu da boğazlarınız için hüpletin derim.
Eğer rahatsızlığınız varsa revire gidip söyleyebiliyorsunuz. Gerekli ilaçlar hemen sağlanıyor. Ya da istirahat alabiliyorsunuz. Çok daha gerekli durumlarda hastaneye sevk edilebiliyorsunuz. Şundan sakın korkmayın. Hastane ya da revir yatışlarında askerliğiniz uzamıyor. Yalnızca 2 günden fazla yatak istirahatlerinde bu geçerli. Doktorlar da bu minvalde yatış veriyor zaten. İçiniz rahat olsun.
Gereksiz bir anekdot ama ben gördükçe eğleniyorum; kedinin ısırdığı bir çocuk acile alındı. Dikkat edin, zehirli olabilir :)
Askeriyeye gelen yemekler oldukça güzeldi. Çeşit de çoktu. Aksini yaşayanlar olmuş, artık şansınıza. Ama alternatifler mevcut.
Kalite standardı çok yukarı çıkmasa da, değişiklik olsun diye askeriye içinde bulunan kafe ve gazinonun büfesinde yemek yiyebilirsiniz. Tost, köfte ekmek, patates kızartması, yeri gelirse lahmacun vb.
Dışarıdan bir şey getirmenin iki yolu var. Biri ziyaretçiler diğeri de muhabbet kurduğunuz uzun dönem erler.
Bunların dışında otomatlardan abur cubur da alıp midenizi tıkayabilirsiniz.
Çok enteresandır; bir kez rahatsızlığımdan dolayı gece koğuştan çıkmak zorunda kalmış ve kışlayı dolaşmıştım. Gazinonun ve tüm oyunların açık olduğunu gördüm. Eğer kaçabilirseniz gece bile eğlence mevcut :)
Gazinoyla ilgili detaylı bilgi vermiştim. (Bkz. 3.Gün) Onun dışında futbol, voleybol ve masa tenisi oynayabilirsiniz. Nöbetçi çavuştan izin almanız gerekli.
Normalde yasak olmasına rağmen kontrol az olduğu için, Engelli Koşu Parkuru da ilginizi çekebilir vakit geçirmek için. Benim badi çok ateşliydi geldiğinde, tutturdu ben bu parkuru tamamlayacağım diye. 2 hafta bize de izlerken eğlence çıktı.
Bunların dışında her yer oturma alanı, mis gibi orman, her yer otomat, mis gibi eğlence. Oturup bol bol sohbet edin, muhabbetin tadını çıkarın.
Tüm kışlanın temizliği askerlerden soruluyor arkadaşlar. Siz temizseniz her yer temiz, değilseniz değil. Bizde çok büyük sorun oluşmadı şükürler olsun ama otele gelmiyorsunuz sonuç olarak, büyük beklentilere girmeyin.
Birincisi size verilen çarşaf, yastık kılıfı falan görüntüsel olarak iğreti zaten. Yıkanmış, ona kefilim ama nasıl bir yıkama, hiç bilmiyorum. Daha önce de bahsettiğim gibi, gerekirse kendi yastığınızı ve kılıfınızı götürün en azından. Onun dışında şahsi temizlikler de büyük problem oluşturacak bir şey yok.
Tuvaletler vasat altı olsa da daha kötülerini de görmüştüm. Bazı tesisat sorunları dışında kafaya takılacak bir şey yok. İdare ediyorsunuz.
Duşlar ise vasat, hatta vasat üstü bile denebilir. Sıcak su problemi yok. Giyinme alanı temiz.
Bu ayrım Manisa için önemliymiş. Başta, yok bütün komutanlar Batı Kışla’da, burada çok sorun olur bizim için cart curt gibi safsatalar dönüyordu ama asıl önemli husus askerlik biterken ortaya çıktı.
Yemin töreni için oradan gelen arkadaşlarla lafladık. Tuvalet ve duşlar çok yetersizmiş. Her şey Batı Kışla’ya göre daha minimalmiş. Oradaki asteğmen ve çavuşlar, buradakine göre daha katıymış. Çünkü başlarında gezen çok fazla üst rütbeli yok, boruları ötene kadar öttürmüşler. Batı Kışla’da ise biz bu durumdan muzdarip değildik.
Ayrıca son gün, Doğu Kışla tören alanına otobüsle getiriliyor. Bütün eşyaları orada kalıyor. Biz hazırlanmış, terhisimizi alıyorken, onlar daha otobüsle yeni dönüyordu kışlaya. Çıkışta büyük dezavantaj.
Ama neticede bu sizin karar verebileceğiniz bir şey değil. Şansınıza denk gelecek artık.
Umut ediyorum faydalı bir yazı olmuştur. Eğer gözden kaçırdığım şeyler varsa bana iletebilirsiniz. Maksadımız en doğru şekilde bundan sonra gidecek arkadaşları yönlendirmektir. Hatta, bedelliye Bilecik ilinde gidecek arkadaşlar, “Bilecik’te Askerlik” yazısını okuyarak kendileri için daha doğru bilgiye ulaşabilirler.