Çağdaş Büro Türleri

12.03.2021 / Eğitim / Genel

Bilgi ve iletişim teknolojileri alanında yaşanan gelişmeler, toplumsal yaşamda olduğu kadar iş yaşamında da önemli gelişmelere neden olur.

Çağdaş Büro Türleri

İş yapma yöntemlerinin sürekli değiştiği bir iş dünyasında yaşıyoruz. Önceden ofis işleri genellikle, küçük bir ofiste sekreter ve muhasebeciyle görülürdü. Bugün ise daha büyük işler, dört duvar arasına sıkışmadan bir telefonla, faksla veya internet bağlantısıyla herhangi bir yerden yapılabilmektedir. Büro uygulamalarında bugün tanığı olduğumuz uygulamalar, gelecekte bu alanda büyük bir değişimin olacağını göstermektedir.

çağdaş büro türleri

Günümüzde bürolar sabit fiziksel mekânlar olmaktan çıkıyor. Esnek iş uygulamaları, kendini en fazla çalışma yerlerinde gösteriyor. Hatta çalışma yeri kavramı kendiliğinden anlamsızlaşıyor. Bugün biçim ve içerik değiştirmiş olsa bile büro işleri devam ediyor; ancak iş yeri yavaş yavaş ortadan kalkıyor. İşler her yerde yapılıyor, bilgisayar ortamında bir telefon bağlantısıyla envanter denetimlerinden, stok kontrollerine, istihdam politikalarından, iş analizlerine, dönem sonu hesaplarının kontrolünden her tür ofis faaliyeti, belli bir mekâna bağımlı olmadan yürütülebilmektedir.

Çağdaş bürolar, genellikle bilgi ve iletişim teknolojilerinin birlikte kullanılması sonucu sanallaşan büro faaliyetlerinin görüldüğü bürolardır. Çağdaş büroları şu şekilde sınıflandırabiliriz;

  • Gezici (Mobil) bürolar
  • Adhokratik bürolar
  • Ev bürolar
  • Sanal bürolar
  • Yaratıcı bürolar
  • Modüler bürolar

gezici mobil bürolar

Gezici (Mobil) Bürolar

Bilgi işinin önem kazanmasıyla birlikte, fiziksel mekânlar önemini kaybediyor. Bilgi işlerinin dijital ortamlarda yürütülme olanağı, geleneksel iş yeri kavramında köklü değişmeleri getiriyor. Gelişen bilgi ve iletişim teknolojileri ile birlikte mobil bürolar ve “yönetim göçebeleri sınıfı” oluşmaktadır. İnsanların işe gelmelerine artık gerek kalmıyor. Yakın bir gelecekte gerçek mobil bürolara ulaşmış olacağız. İşi, hareket hâlinde iken de yapabileceğiz. Hareketli, çevik ve agresif insanlardan oluşan bir sınıfın doğuşuna tanıklık ediyoruz.

Mobil büro uygulaması özellikle pazarlama, reklam, piyasa araştırması, kamuoyu yoklamaları gibi bir iş yerine bağlı olmadan yürütülebilecek faaliyetler, gelişmiş teknoloji ürünleri olan taşınabilir özellikteki “diz üstü” bilgisayarlar yardımıyla herhangi bir iş yerine gerek kalmadan yerine getirilebilmektedir.

Bugün özellikle “Internet” ve “Intranet” vasıtasıyla bu gibi faaliyetler daha etkin bir biçimde yapılabilmektedir. Artık mobil büro faaliyetlerine olanak sağlayan aletler sadece diz üstü bilgisayarlar değil, mobil telefonlar ve “cep telefonları”yla da bu faaliyetler yapılabilmektedir.

Modemler yardımıyla bilgisayardan faks gönderip almak da mümkün olabilmektedir. Bürolarda büro memurlarının gündelik faaliyetlerinden olan, faturalama, sipariş emri, fiyat saptama gibi çeşitli işlemler, bilgisayarlar yardımıyla sanal ortamlarda yerine getirilebilmekte ve taşınabilir bilgisayarlar yardımıyla bunları yerine getirmek için belli bir büroya bağlı olarak çalışmak gerekmemektedir.

adhokratik geçici bürolar

Adhokratik (Geçici) Bürolar

Adhokratik yönetim, iletişim sistemlerine dayanan, standart dışı bir örgütlenme modelidir. Latince “geçici” anlamına gelen “ad-hoc” kavramından türetilen adhokrasi, geçici ve özel amaçlarla kurulan örgüt anlamına gelmektedir. Adhokratik modeller, karmaşık örgütsel çevrede ileri derecede yenilikçiliğin zorunlu olduğu sektörlerde gelişmektedir. Farklı disiplinlerde uzman olan bireylerden oluşan adhokratik proje ekipleri, geleneksel uygulamaları aşan bir yapı olarak gelişmektedir.

Geçici bürolar, belli amaçlar için kurulan, sonra da ortadan kaldırılan geçici yapılardır. Sürekli ve sabit biçimde kurulan bürolar, bürokrasiyi ortaya çıkarır ve bürokrasi aynı zamanda sanayi dönemlerine ait örgütsel hantallığı ve büro patolojiyi ifade eder. Büro patoloji, bürokratik örgütlerin karakteristik özelliklerinden birinin iş bölümü ve uzmanlaşma olması sonucunda “her büro çalışanının kendini bürosunun en önemli ve vazgeçilmez elemanı olarak görmesi” durumunu anlatan bir kavramsallaştırmadır. Büro patolojiye neden olan durum geleneksel büroların katı, hiyerarşik (makam sırası) ve merkezi yapısıdır.

adhokratik geçici bürolar

Bürokrasinin üç özelliği vardır. Bunlar, “kalıcılık”, “hiyerarşi” ve “iş bölümü”dür. Bilgi teknolojileri alanındaki gelişmeler, hiyerarşiyi ortadan kaldıran yatay örgüt modellerine doğru geçişi getirirken “bürokrasi”den “adhokrasi”ye geçişi de getirmiştir. Adhokrasi, özel amaç için kurulan ve bu amacın gerçekleşmesiyle ortadan kalkan, geçici büro uygulaması anlamına gelmektedir. Elektronik iletişim araçlarıyla bilginin bir yerden başka bir yere naklinin mümkün olması, sanal ofislerle birlikte adhokratik uygulamaların gelişmesini sağlamaktadır.

Günümüzde örgütsel yapılarda yaşanan hızlı değişim, kalıcılığı ifade eden bürokrasinin yerine, geçiciliği gösteren adhokratik örgüt modellerinin önemini artırmaktadır. Adhokraside bürokratik yapının karmaşıklık, merkezilik, formellik ve yüksek derecede katılık gibi özellikleri yerine, basitlik, daha düşük formel yapı, merkezkaç yönetim tarzı ve örgütsel esneklik vardır.

Sanallık ve sanal ekip çalışması adhokrasi için büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Çalışanların niteliği ve niceliği, çeşitli projelerin gerektirdiği yeteneğe sahip olma durumu adhokratik örgütlenmeyi zorunlu kılmaktadır.

“A tipik istihdam” modeli olarak da tanımlanan bu istihdam modelinde geçici, günlük, belirli dönem çalışma, tele-work, eve iş verme ve zamana dayalı kontrat türleri, tüm Avrupa ülkelerinde yaygınlaşmaktadır. Bu uygulama, örgüt açısından esnek iş uygulaması, verimlilik artışı ve ücret maliyetlerinin düşürülmesinde önemli bir yere sahiptir.

home ofis ev büroları

Ev Bürolar

Günümüzde işler, iş yerlerinden uzaklaşıyor. Aynı yer ve aynı zaman sınırından uzak bir iş yapma yöntemi gelişiyor. Kısaca esnek çalışma olarak adlandırılan yeni iş yapma yöntemi, belli bir iş yerine bağımlılığı ortadan kaldırıyor. İşler her zaman ve her yerde yapılıyor. İş yapma yöntemlerindeki söz konusu esnek uygulamalardan biri de ev ofis uygulamalarıdır.

Çalışma yerine esnekliği getiren ev ofis uygulamaları, aynı zamanda çalışma saatlerinde de bir esnekliği getirmektedir. Çalışma saatlerinin çalışanlar tarafından belirlenmesi ve üretecekleri işin kendi inisiyatiflerine bırakılması, bu çalışma şekline bir ayrıcalık kazandırmaktadır. Böylece kişiler kendilerini en çok verimli, daha enerjik ve dinç hissettikleri zamanlarda işlerini yapmaktadırlar.

home ofis ev büroları

Esnek iş görmenin getirdiği özgürlük ve yüksek moral, çalışanların işlerine daha çok ilgi duymalarını sağlamakta, yüksek ilgi ise çalışanların işlerinde başarı ve verimlilik oranlarını artırmaktadır. Ev büro uygulamalarının tercih edilmesinin önemli nedenlerinden biri de işe geç kalma sorununun ortadan kaldırılması ve bundan doğan stresin giderilmesidir. Kazanılan zamanın sosyal faaliyetlerde kullanılması ise bu uygulamanın bir başka yararıdır.

Teknolojik gelişmenin sonucunda yaşanan değişim kendini en çok ofis-ev sentezinde göstermektedir. “Ofis evler” veya “ev ofisler” iş yeri merkezinden ve diğer çalışanlarla yüz yüze iletişimden uzak, fakat yeni teknolojinin sağladığı elektronik iletişim araçları sayesinde, iş yeriyle interaktif (etkileşimli) iletişimin sağlandığı çalışma ortamı olarak tanımlanabilir. Tanımlamadan da anlaşılacağı gibi büro-ev çalışma biçiminde, çalışanlar kendi evlerini iş yerleri olarak kullanmaktadırlar. Bilgisayar, telefon, internet, faks gibi teknolojilerle donatılan “akıllı evler” her bakımdan çalışanın ofis ihtiyacını karşılayabilmektedir.

home ofis ev büroları

Çalışanlar açısından büro-evlerin birçok avantajı vardır; iş saatlerinin esnekliği, aile işleriyle ilgili önceliklerin öne alınması ve çalışanların aileleriyle daha fazla zaman geçirmeleri gibi. Ulaşım, yemek gibi harcamaların azalması hem işgören hem de işveren açısından önemli avantajlar sağlar. Çalışanlar tarafından ev-büro uygulamalarının en cazip tarafı kılık kıyafet konusunda getirdiği serbestidir. Kendini çalışma ortamında oldukça rahat hisseden çalışan, yüksek iş tatminiyle işini yapabilmektedir.

Ev-büroların sayılan yararlarının yanında, şüphesiz bazı olumsuz tarafları da vardır. Her şeyden önce ev-bürolar, çalışanların iş yerinde buldukları sosyal ortamdan uzaklaşmalarına neden olmaktadır. Ev büro uygulamasında, çalışanlar iş arkadaşlarıyla ve örgütün dış çevresiyle etkileşimden uzak kalırlar. Bu durum onların sosyalleşmelerini ve gerçek iş hayatına alışmalarını zorlaştırmaktadır.

Sanal çalışma yönetiminde çalışanların ev ortamlarıyla iş ortamlarını birleştirmeleri, verimliliğin ve etkinliğin artması, merkez iş yerinin alan bakımından rahatlaması gibi yararlar sağlamaktadır. Ev büro uygulamasının işveren açısından dezavantajı ise çalışanın kontrol edilememesi ve yaptığı işlerin düzenli bir şekilde gözlemlenememesi gibi sorunlardır. Ancak denetimsizliği bir sorun olarak görmek, klasik bir yönetim anlayışıdır. Bilindiği gibi modern yönetim yaklaşımlarından biri de sonuçlara göre yönetimdir. Bu yönetimde esas olan süreçler değil, sonuçlardır. İnsanların işlerini nerede ve nasıl yaptıkları değil, ne yaptıkları önemlidir. Ev ofislerde çalışanlar bilgi işçileridir. Bilgi işçileri denetimi sevmeyen, özerk, geniş inisiyatif (karar verme yetkisi) kullanma arzusunda olan insanlardır

sanal bürolar

Sanal Bürolar

Sanal büro kavramı, bilgi ve iletişim teknolojileriyle desteklenen ve belli bir fiziksel mekâna bağımlı olmayı gerektirmeyen ofis anlamına gelmektedir. Sanal ofisler, sanal çalışan grubun, ortak kullanımına sunulmuş bir web sitesi üzerinden faaliyetlerin yürütüldüğü ofislerdir. Sanal ofiste görülen işler, sanal işlerdir.

Günümüzde herhangi bir örgüt, gerekli teknolojik altyapıyı kurduktan sonra örgütsel ve yönetsel faaliyetlerini sanal ortamda etkin bir biçimde yerine getirebilmektedir. Bugün milyonlarca insan ofis işlerini elektronik araçlar yardımıyla zamandan ve mekândan bağımsız bir biçimde, sanal ortamlarda yapmaktadırlar.

Sanal ofislerde bilgisayarların, bilgi ve iletişim aracı olarak kullanılması, ofis çalışanlarının işlerini yapma yöntemlerinde, köklü değişimlere neden olmaktadır. Bu alandaki yenilikler ve gelişmeler sürmektedir. Söz konusu gelişimin bir sonucu olarak geleneksel fiziksel ofisler, sanal ofislere dönüşmektedir. Sanal ofisler aynı zamanda teknik yeteneği yüksek, profesyonel sanal ofis çalışanlarını gerekli kılmaktadır.

sanal bürolar

Örgütler sanal ofislere, işlerini ve projelerini daha etkin biçimde yönetmek amacıyla geçmektedirler. Sanal ofisler örgütlere ve çalışanlara müşterileriyle meslektaşlarıyla aile ve arkadaşlarıyla daha etkin iletişim olanağı sağlamaktadır. Sanal ofisler aynı zamanda, doküman ve resimlerin, grafiklerin paylaşımını olanaklı kılarak evrak yönetiminin etkinliğini artırmaktadır.

Sanal ofislerde ofis yeri hatta ofisin varlığı ve yokluğu bir tartışma konusudur. Sanal ofisler aynı zamanda “bilgi havuzu” ve “öz yetenek havuzu” oluşturarak bilginin paylaşılmasını olanaklı kılan bir uzmanlık ofisidir. Bunlar, geleneksel ofislerdeki kalıcılığın ve sürekliliğin aksine geçici yapılardır. Sanal ofislerde proje işleri çoğu kez sanal ekiplerle yürütülmekte ve ekibe katılım değişkenlik göstermektedir.

Sanal ofislerde karmaşık ofis işleri sanal ortamlarda düşük maliyetle ve hızlı bir şekilde yapılabilmektedir. Sanal iş yerinde, geleneksel örgütlerin fiziki sınırları ortadan kalkmaktadır. Çalışanların sayısında önemli ölçüde azalma gözlenmektedir. Buna karşılık, sanal ofisler mevcut kaynakları ile karşılaştırılamayacak ölçüde geniş bir iş görme yeteneğine sahiptir.

yaratıcı bürolar

Yaratıcı Bürolar

Kültürel değişim, fiziksel mekânın değimiyle doğrudan ilişkilidir. İnsanların davranışlarını değiştirmek için onları değişik bir çevreye sokmanın en etkili yol olduğu genel olarak kabul edilmektedir. Hiyerarşiyi (makam sırası) ortadan kaldırmak, piramidi düzleştirmek ve böylelikle hem keyifli hem de verimli bir çalışma ortamı elde etmek, çağdaş ofis kavramının ana amacını oluşturmaktadır.

Yeni mekân kavramı, “yaratıcı ofis” olarak adlandırılmaktadır. Bu anlayışa uygun olarak tasarlanmış çalışma ortamlarında insan beyninin sağ yarımküresince desteklenen hayal gücü, sentez (tümevarım) ve sezgi yeteneklerini uyaran tasarımlar tercih edilmektedir. Ofis ortamını daha özgür ve yaratıcı hâle getirmek, mekân değerlendirme ve yerleştirme ile ilgili eski kuralları bir kenara bırakmayı gerektirmektedir.

Daha önce koridor gibi alanlar kayıp alanlar olarak görüldüğü için bu alanlar mümkün olduğu kadar aza indirgenir, dar ve düz hatlı olarak tasarlanırdı. Yeni anlayışla yapılmış ofislerde ise dinamizm ve iş birliğini teşvik etmek için tasarımlara özel bir önem verilmektedir.

Geleneksel ofis binalarında farklı departmanlarda çalışanlar çok nadiren bir araya gelebilirler. Yeni düşüncelerin ortaya çıkmasına sebep olacak karşılaşmaları kolaylaştıracak planlar yapmak, bu yeni mekânsal anlayışta önemli bir yere sahiptir. İnsanların aynı işi, yerlerinden kıpırdamadan sabahtan akşama kadar yapmaya zorlandıkları bir düzen yerine, aktif, hareketli olabildikleri bir mekân düzeni yaratıcı bir ortam için kesinlikle gereklidir. Çalışma yerlerinde modern iletişim teknolojilerinden, yararlanmanın yanı sıra, kullanılan malzemeler ve mekân düzeni de her an her yerde olabilmeyi mümkün kılmaktadır.

yaratıcı bürolar

Masa, dolap ve diğer mobilya ekipmanlarının birbirinin tekrarı olmaktan uzak ve kişiselleştirmeye olanak tanıyan nitelikte olmaları istenir. Böylelikle çalışanların mekân oluşum sürecine etkin olarak katılabildikleri, kişilerin ve grupların çalışmak istedikleri çevreyi oluşturmaları ve renklendirmeleri arzu edilir. “Yaratıcı ofis” kurgulanırken mekân düzenleme anlayışı ve kullanılacak malzemelerin niteliklerinin yanı sıra, aşağıda belirlenen dört temel kriterin sağlanması gerekiyor.

  • Takım çalışması: İş birliği ve takım çalışması anlayışı, yaratıcı ofisleri tercih eden firmaların yaklaşımlarında etkili olan temel motiftir. İnsanlara kendilerini “yaratıcı” hissedecekleri bir ortam sunmak, yeni mekân anlayışının temel hedeflerinden biridir.
  • Paylaşım: Bilgi ve deneyimlerin aktarılması ve paylaşılması, eski yönetim anlayışının bilgiyi saklayan özelliğinin aksine, yaratıcı ofis modelinde önemli bir yer tutar. Bu süreç formaliteleri bir kenara bırakarak bilgi gelişimini destekleyen ilerici bir yaklaşımla tüm çalışanlara aktarılır ve paylaşılır.
  • Birlik ruhu ve katılım: Birlik ruhunun oluşturulması, verimlilik ve yaratıcılığın artırılması için en gerekli unsurlardan biridir. Klasik ofis mekânı ise işlevsel, kişiliksiz ve sosyal ilişkileri sınırlayan düzenlemeleriyle bunu sağlamaktan çok uzaktır.
  • Hareketlilik: Statik (hareketsiz) bir biçimde çalışma yerlerinin kolay kolay değiştirilmediği bir yapıya sahip klasik (geleneksel) ofislerde insanlar belirlenen bir yerde ve sürekli gözetim altında çalışırlar. Hem yönetim kontrolü hem de teknolojik kısıtlılıkların çalışan insanı belirli bir noktaya bağlı kalmaya zorladığı klasik (geleneksel) sistem yerini yaratıcı ofis modeliyle kablosuz iletişim imkânlarından maksimum düzeyde yararlanılan hareketliliğe, yer değiştirebilmeye ve istenilen yerde çalışmaya olanak veren çağdaş ofislere bırakmaktadır.

Kablosuz telefon sistemleri, diz üstü bilgisayar ve bilgisayarlı bina kontrol sistemleri, yeni ofis mekânlarının oluşumunda belirleyici bir öneme sahiptir. Her türlü sosyal aktiviteye imkân veren iletişim teknolojisi sayesinde insanlar istedikleri her yerde çalışabiliyor ve istedikleri her yerde sesli ve görüntülü iletişim kurabiliyor; çalışanlara gerçek bir özgürlük sağlıyor.

modüler bürolar

Modüler Bürolar

Büro mobilyalarının etkili şekilde dizaynıdır; yani değişik büro mobilya parçalarının (masa, dolap, kitaplık vb. ) kullanımını kolaylaştırmak ve bu parçaların değişik şekilde yerleştirilmesine olanak verecek şekilde dizayn etmektir.

Bir modüler ünite müşteriye göre dizayn edilmiş olup masa, çalışma alanı, depolama alanı, dosya dolapları ve kitaplıklardan oluşur. Modüler dizayn, çalışma ortamındaki hızlı değişime ve çalışanların sürekli yer değiştirmesine imkân sunmaktadır.

Örneğin işten ayrılan bir çalışanın masası ve diğer mobilyaları kolaylıkla başka alanlarda kullanılabilmektedir. Günümüzde birçok organizasyon bu tür mobilyalara, yeniden düzenleme kolaylıkları ve çalışanların temel fonksiyonları olan haberleşme ve paylaşmaya teşvik ettiği için yönelmektedir.

esnek bürolar

Esnek Bürolar

Esneklik kavramı, değişikliklere ve farklılıklara uyum yeteneği anlamına gelmektedir. Esneklik olumlu ve gelişmeye açık bir kavram olarak değerlendirilmesinin yanı sıra, belli ölçüde bir belirsizlik de taşımaktadır. Buna karşılık çalışma hayatında esneklik, çok çeşitli şekillerde tanımlanabilmektedir. Çalışma hayatında esneklik, taraflara çalışma şartlarını değişik ihtiyaçlara cevap verebilecek şekilde düzenleyebilme yetkisi veren bir çalışma yöntemidir.

Çalışma hayatında uygulanan esneklik şekilleri belli başlı üç grupta toplanabilir:

  • İş yerinin esnekleştirilmesi: İş yerinin esnekleştirilmesi, işlerin bölünmesi, küçülmesi, bağımsız birimlere ayrılması, alt işveren veya taşeronlaşma şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Nitekim bu anlamda yaygın uygulamalarına özellikle “uzaklaştırma stratejileri”, “alt işveren” ya da “taşeron uygulamaları” gibi farklı adlar verilebilen uygulamalarda rastlanmaktadır. Bir diğer ifade ile uzaklaştırma stratejileri, işletmelerde yapılan işin başka işverene ait iş yeri veya işletmelerde ya da işletme içinde başka işçiler çalıştırılarak yapılmasıdır. Uzaklaştırma stratejilerine, ev büro veya mobil büro uygulamaları örnek olarak verilebilir.
  • İşin ve işgörenin esnekleştirilmesi: Günümüzde özellikle bilgi, iletişim ve ulaşım teknolojilerinde yaşanan gelişmeler sonucu işlerin sabit mekânlarda, işletme içinde yapılması gerekmemektedir. Ayrıca hizmet sektöründeki gelişmelere paralel olarak, sürekli büro çalışanı istihdam etmek gerekmemektedir. Bunun yerine işletmedeki işlerin başka işveren veya işçilere yaptırılması işletme maliyetleri ile idari ve bürokratik işleri de önemli ölçüde azaltmaktadır. Tüm bu nedenlerle iş yerinin esnekleştirilmesi veya uzaklaştırma stratejileri, ülkemiz dahil pek çok ülkede geniş bir uygulama alanı bulmaktadır.
  • Çalışma sürelerinin esnekleştirilmesi: Çalışma sürelerinin belli bir başlangıç ve bitiş zamanının olmaması, işçi ve işverenin istek ve amaçları doğrultusunda çalışma süresinin serbestçe belirlenmesidir. Çalışma sürelerinin esnekleştirilmesi, işletmelere işin gereksinim duyulan sürelerde yapılması, işçilere ise çalışma süresinin işçilerin tercihleri doğrultusunda belirlenebilmesi serbestîsi sağlar. Bu bakımdan çalışma sürelerinin esnekleştirilmesi olgusu, günümüzde hem esnekleştirme uygulamalarının en önemlisi hem de gelişmiş batılı ülkelerde en çok uygulama alanına kavuşan esnekleştirme şekli hâline gelmiştir.

Bilgi-iletişim ve ulaşım teknolojileri başta olmak üzere, teknoloji alanında yaşanan gelişmelerin, üretim süreçleri üzerinde yarattığı değişmeler, yeni üretim ve yönetim tekniklerinin uygulanması ve bunların doğal bir sonucu olarak tüketici tercihlerinde meydana gelen değişmeler ile hızla kitlesel üretimden bireysel üretime geçiş, esnek çalışma uygulamalarını gerekli kılmaktadır.

Teknoloji alanında yaşanan gelişmeler, üretim sürecinde zaman ve mekân birlikteliğini hızla ortadan kaldırmaktadır. Bir diğer deyişle aynı zaman ve mekânda üretim olgusunun sembolü olan fabrika tarzı üretim, yani insanların üretim için aynı zaman sürecinde ortak bir mekânda bir araya gelmeleri gereğini hızla ortadan kaldırmaktadır. Teknolojik gelişmeler işletme ve işverenlere istedikleri miktarda, istedikleri zaman içinde, istedikleri emek birimini kullanma olanağı sunarken işçilere ise çalışma ve dinlenme sürelerini hatta çalışma mekânlarını seçebilme olanağı sağlamıştır.

esnek bürolar

Çalışma hayatında esnekliğin giderek yaygınlaşmasında rol oynayan faktörlerden biri de psikolojik faktörlerdir. Psikolojik faktörlerde en az diğer faktörler kadar önemlidir. Niteliği değişmekle birlikte, üretim sürecinin en vazgeçilmez unsurlarından biri olan çalışanın ruhsal sağlığı açısından çalışma zamanını ve hatta çalışacağı mekânı seçme özgürlüğü psikolojik tatmin açısından son derece önemlidir.