Davranış Bilimlerinin Özellikleri

01.04.2022 / Eğitim

Davranışın arkasındaki nedenleri inceleyen Davranış Bilimleri, insan ihtiyaçlarına yönelik örgütlerin bir araya gelmesiyle oluşur.

Davranış Bilimlerinin Özellikleri

İnsanlar ihtiyaçlarını karşılamak amacına yönelik olarak çeşitli örgütler meydana getirirler. Çağdaş toplumların varlıklarını sürdürebilmeleri bu örgütlenmeler sayesinde mümkün olabilmektedir. Örgütlerde faaliyette bulunan insan davranışlarının anlaşılması ve hatta önceden tahmin edilebilmesi, insanın örgütsel ortamda örgütsel uyum (oryantasyon), iş tatmini, çalışma barışı, kurumsal sağlık ve performans bakımından önem taşımaktadır. Davranış bilimlerinin temel amacı, örgütlerdeki insan davranışlarını açıklayarak örgütte çalışanlar ve çalışanlarla yöneticiler arasındaki insan ilişkilerini daha üst düzeylere çıkarma bilgi ve yeteneğini geliştirmektir.

Davranış bilimleri açıklayıcı olduğu için davranışın arkasındaki nedenleri “olduğu gibi” inceler. Normatif olmadığı için de davranışın “nasıl olması gerektiği” konusu üzerinde durmaz. Bu açıdan bakıldığında davranış bilimleri normlar ve kurallar koymakla uğraşmaz. Buna karşılık açıklayıcı olduğu için davranışın arkasında yatan nedenleri bulmaya ve açıklamaya çalışmakla yetinir. Davranış bilimleri başta psikoloji, sosyoloji, sosyal psikoloji ve antropoloji olmak üzere birçok bilim dalıyla ilgili olmasına rağmen sosyal bilimlerin diğer bilim dallarıyla da dolaylı olarak ilgilidir. Dolaylı ilgili olduğu sosyal bilimlerin içinde; ekonomi, tarih, siyasal bilimler, coğrafya, felsefe, hukuk gibi bilimler yer alır.

Sosyal bilimler, en kısa tanımıyla insanın tutum ve davranışlarını ve her tür eylemlerini sistematik olarak inceleyen bilim dalı olduğu için insan davranışlarının incelenmesini konu edinen davranış bilimleri de insanı birey, grup, örgüt, işletme sistemi, kültür ve evrensel düzey gibi çeşitli düzeylerde ele alarak inceler. Son yıllarda davranış bilimleri alanında siyaset biliminden de yararlanıldığı görülmektedir. Siyaset bilimi, birey ve grupların politik bir ortamdaki davranışlarını inceler. Bu açıdan bakıldığında, insanların içinde bulunduğu örgütler de birer politik ortamdır. Örneğin; çatışmanın yönetimi, gücün paylaşımı gibi konular politik bir çerçeve içindeki insan davranışlarını konu alır.

İnsanlar sürekli değişirken, onların davranışlarının ne olacağını önceden kestirmek kolay değildir. Bu nedenle davranış bilimcileri, belirli koşullarda insanların çoğunluğunun muhtemel davranışlarının ne olacağını tahmin etmeye çalışırlar. Bireylerin davranışlarının tahmin edilmesi ise ancak ortalama insan davranışlarının incelenmesiyle mümkün olabilir.

Davranış bilimlerinin özellikleri aşağıdaki gibi sıralanabilir:

  • Uygulamalı bir disiplindir.
  • Değer yönelimlidir, insanların değerlerini anlamaya çalışır.
  • İnsancıldır ve iyimserdir.
  • Kurumun veya herhangi bir örgütün iklimiyle ilgilidir.
  • Çalışma gruplarının önemini vurgular.
  • Katılımı amaçlar.
  • Kişiler arası ilişkilerin yeterli düzeye gelmesi için çaba harcar.
  • Örgütü tüm bir sistem olarak görür.

Davranış bilimleri, öncelikle insanların davranışları hakkında varsayımlar geliştirir. Bu varsayımları laboratuvar ortamında veya kontrollü şartlar altında test ederek olguya ilişkin genellemeler yapar. Davranış bilimleri açıklayıcı olmasına rağmen olayı sadece açıklamakla yetinmez; aynı zamanda davranışları kontrol altına almayı ve insanların davranışlarını değiştirmeyi hedefler.

Davranış bilimlerinin diğer bir özelliği, insanı biyolojik veya fiziksel bir varlık olarak değil; aksine onu düşünen, hisseden ve duygulanan bir varlık olarak görür. İnsanın özerk, yaratıcı ve üretken olduğunu ve örgütün amaçlarına değer kattığını düşünür. Örgütsel hedeflere ulaşabilmek, amaçları gerçekleştirebilmek için insanın geniş bir potansiyele sahip olduğu ve bu potansiyelin örgüt lehine ortaya çıkarılması gerektiği düşüncesi egemendir.

Örgütsel sağlık, verimlilik ve etkinlik bakımından örgütün iklimi önemlidir. Yöneticilerin sadece fiziksel koşulları iyileştirmesi, uygun çalışma ofisleri oluşturması, bilişim sistemleri kurması ve her tür teknolojik imkânlara sahip olması örgütsel verimlilik ve etkinlik için yeterli değildir. Her durumda örgütün en temel unsuru insandır ve insanın fiziksel ihtiyaçlarının yanında iş yerinde de olsa sosyal ihtiyaçları vardır. İnsanın bu tür sosyal ihtiyaçları ancak davranış bilimlerinin imkânıyla anlaşılır ve giderilebilir.

Davranış bilimleri yaklaşımının birçok bilim dalıyla ilgili olması, bu bilim dalının olayları ve olguları “'tünel bakış açısı”yla değil, çok geniş bir perspektiften değerlendirdiğini gösterir. Çünkü davranış bilimleri açısından olayların ve davranışların tek bir sebebi yoktur. Bir olay değişik perspektiflerden bakıldığında birçok faktöre bağlı olarak açıklanır. Bu nedenle pek çok bilimsel disiplinin davranış bilimlerinin açıklamasında kullanıldığını görmekteyiz.

Sıralamak gerekirse davranış bilimleri; tıpta davranış bilimleri, sporda davranış bilimleri, askeriyede davranış bilimleri, hemşirelikte davranış bilimleri, ailede davranış bilimleri, eğitim bilimlerinde davranış bilimleri, mühendislikte davranış bilimleri, sanayide davranış bilimleri, hizmet sektöründe davranış bilimleri sayılabilir. Bu ilgi alanları aynı zamanda davranış bilimleri; sadece psikoloji, sosyoloji, sosyal psikoloji ve antropoloji disiplinleriyle değil, sosyal bilimlerin neredeyse tüm alanlarıyla ilgili bir bilimler grubu özelliği göstermektedir.