Dedikoduyu Sevmek

19.03.2022 / Deneme

Beğenmediğiniz durumları değiştirmek için, eleştirdiğiniz kişilere dönüşenlerden misiniz?

Dedikoduyu Sevmek

İnsanlar öyle ya da böyle dedikodu yapmayı severler. Hem de epey bir severler. Hemen aklınıza kötü şeyler getirmeyin. Bu içgüdüsel bir şeydir. İçimizdeki iyi-kötü, güzel-çirkin algılamasının doğal bir sonucudur.

Maruz kaldığımız şeylere karşı, 'duyuşsal ve bilişsel olarak ulaştığımız sonuçların' dile dökülmüş halidir dedikodu. İkinci bir kişiye bile gerek kalmaksızın olup biter. Birilerini kınamak, kıskanmak, çekiştirmek isteği ruhumuzu sarıverir.

Tabi ki bu duygularımızı ve akıl yürütmelerimizi birileriyle paylaşmak da oldukça cazibelidir. Bizim gibi düşünmesi muhtemel kişilerin bir dedikoduya bin katması, yaptığımız paylaşımı daha da hoş bir hâle dönüştürür.

Bu satırları okurken bana kızıyor olabilirsiniz. Arkamdan serbestçe konuşabilirsiniz. Hatta hakkımda dilediğiniz gibi atıp tutabilirsiniz. Size darılmam, gücenmem. Hatta bir konuda beni andığınız için müteşekkir hissederim.

Böyle pek de tadı çıkmaz sanırım. Dedikodu yaptığımızda birilerini gücendirmek, kızdırmak, üzmek ve belki ağlatmak; sonrasında da "oh olsun" demek âdettendir. Biri size gücenmiyorsa hiçbir eğlencesi kalmaz dedikodunun.

Alay etmek bile böyledir. Alıngan kişilerle daha çok dalga geçilir. Ama kendiyle dalga geçebilene kolay kolay bulaşamazsınız.

Heh, doğru noktadasınız şimdi. Dedikoduyu sevmemek, yaptırmamak, hazzetmemek değildir mesele.

Mesele gücenmemektir, kusurlarımızla barışık olmaktır. Özür dileyen, alttan alan, hoş gören ve affeden taraf olmaktır asıl konu.

O zaman sizin dedikodunuzu yapacak bir durum kalmaz.

Ne dersiniz, bunu sevebilir misiniz?



Kabafii Reklam Alanı