Müşteri İlişkileri Yönetimi’nin Kapsamı
Müşteri odaklı stratejiler geliştiren, müşteri verilerini toplayıp analiz ederek işletme süreçlerini optimize eden geniş bir kapsam sunar.
Çikolata, tropik kakao ağacının çekirdek denen tohumlarından yapılan yiyecektir. Çikolataya istendiğinde fıstık, fındık ve süt de katılır.
Latince adı “tanrıların besini” anlamında Theobromocacao olan kakao ağacından elde edilen kakao, Batı Afrika, Batı Hint Adaları ve Güney Amerika’da üretilir. Kakao ağaçları dört yaşından sonra meyve vermeye başlar. Boyu 4-10 metre olan ağaç yılda iki kez ürün verir.
Çikolata kalori değeri yüksek, enerji veren bir yiyecektir. Bilinen 6 çeşidi vardır. Bunlar:
7 Temmuz Dünya Çikolata Günü
Kakao çekirdeklerinin 1550 tarihinde Avrupa’ya ilk kez getirildiği 7 Temmuz, her yıl dünya genelinde Çikolata Günü olarak kutlanıyor.
Günün her anında tüketilen çikolata, aynı zamanda mutluluk hormonu da salgılıyor. Türk kültüründe de Türk Kahvesi yanında servis edilen çikolatalar, özellikle Şeker Bayramı’nda çok tüketilmektedir.
Çikolataların hormon üzerinde yarattığı etkiler mutlu olmanızı sağlar. Kakaonun içerisinde bulunan biyoaktif besin bileşenleri ve magnezyum vücuttaki serotonin adlı mutluluk hormonunun artmasını sağlar. Bu durum size mutluluk olarak geri döner. Çikolata serotonin hormonunun harekete geçmesini sağlar. Çikolata hangi hormonu harekete geçirir sorusunun temel cevabı bu şekildedir.
Çikolatanın Tarihçesi
Milattan önce, büyük olasılıkla Olmeklerden oluşan bir grup, Mezoamerika'da kakao ağacı yetiştirir. Mayalar, bir hayvanın bu ağaçtan bir meyve kopardığına tanık olur. Amerikan yerlilerine göre bu bitki onlara tüylü bir yılan tanrı tarafından bahşedilmiştir. Bu tanrı, Mayalarda “Kukulkan”; Azteklerde ise “Quetzalcoatl” olarak adlandırılır.
Mayalar zamanla bu çekirdekleri nasıl kullanacaklarını öğrenirler. M.S. 600 yılında, Mayalar çikolatalı bir içecek yaparlar. Azteklerde ve Mayalarda çikolata içmek önemli bir olay sayılırdı. Mayalarda daha çok kraliyet ailesi için uygun görülen bu içeceği sıradan insanlar çok özel durumlarda içebiliyordu. Azteklerde ise yöneticiler, rahipler, rütbeli askerler, onurlandırılmak istenen tüccarlar bu özel içeceği tadabiliyordu.
İspanyol kâşifler Kristof Kolomb ve Hernán Cortés'in, 16. yüzyılda Orta Amerika'ya yaptıkları gezide Aztek kralı Montezuma bu çikolatalı içeceği 50 sürahi ve altın kadehler içinde kaşiflere sunar. Kaşifler bu içeceği vatanlarına götürüp hazırlamasını öğretirler. Bu, Mayalar ile Azteklerin öğütülmüş kakao çekirdeklerinin suyla karıştırılmasıyla elde ettikleri bir içecektir.
Aztek dilinde "ekşi, acı içki" anlamına gelen "xocoatl" adındaki bu içeceği Aztekler, içine mısır unu, biber ve diğer baharatlar katarak soğuk olarak içiyorlardı. İspanyollar ise aynı içkiyi şekerli olarak içmeye başladılar. 80 yıl sonra, İngiltere'de içecek yapılmak üzere katı çikolata satılmaya başladı. Böylece katı çikolata satan "çikolata evleri" bütün Avrupa'ya yayıldı.
1825 yılında kakaonun tozu ve yağını daha sonra kalıp çikolata yapmak için ayırabilen bir makine geliştirildi. 1875 yılında Daniel Peter adlı İsviçreli bir çikolatacı bu çikolataya süt tozu katmaya başladı.
Türkiye'nin ilk yerel üretim yapan çikolata fabrikası ise, cumhuriyetten üç yıl sonra, 1927'de Feriköy'de kuruldu. Bugüne kadar bulunan en eski çikolatanın izlerine 2600 yıllık bir çömleğin içinde rastlanmıştır.