Müşteri İlişkileri Yönetimi’nin Kapsamı
Müşteri odaklı stratejiler geliştiren, müşteri verilerini toplayıp analiz ederek işletme süreçlerini optimize eden geniş bir kapsam sunar.
İnsan organizması bir makine düzeninde çalışmaz; kararsızlıklar ve düzensizlikler gösterir.
Bazen öfkeli bazen mutlu, bazen sinirli bazen sevinçli olabilir. Kısaca insan haz ve elem duyguları arasında birçok duyguyu kısa süreli aralıklarla yaşayabilir. Ancak burada önemli olan farklı duygular yaşayan insanların duygu durumlarını her zaman kontrol edilebilir sınırlar içinde tutmak, yani duyguları kontrol etmek ve yönetmektir.
Duyguların kontrolü ve yönetimi için öncelikle yapılması gereken şey kişide söz konusu duygusal durumu ortaya çıkaran duygu kaynaklarını veya faktörlerini tespit etmektir. Nasıl hastalıkların teşhisi tedavisinden önce geliyorsa, duyguların kontrolü ve yönetimi için de öncelikle söz konusu olan duygu durumuna neden olan faktörleri bulup daha sonra da bunları kontrol etmek ve sağlıklı bir yaşam sürmek için yönlendirmek gerekir. Duyguların kontrol edilip yönetilmesinde atılacak ilk adım, duyguların tanınmasıdır. Duygularını ve bunların kaynağını tanımamış birinin olumsuz duygularla başa çıkması söz konusu değildir.
Duyguların kaynağı, yoğunluğu, türü bilindiği zaman kişi duyguyla davranış arasında bağlantı kuracak, dolayısıyla duyguların bireyi yönetmesine izin vermeden kendisi duyguları yönetebilecektir. Duygular, insana dışarıdan gelen uyarıcıların, içsel dünyasında oluşturduğu psikolojik hal olduğuna göre duyguları tanıma, bir duyguya hangi dışsal faktörün etki ettiğinin bilinmesi gerekir. İçten gelen mesajların farkında olmak, onları algılayabilmek ve yorumlayabilmek, mesajın kaynağı ile alıcısı arasındaki iletişimin sağlanması bakımından önemlidir.
İster haz duygusu ister elem duygusu olsun, bu duyguların yönetilebilir veya kabul edilebilir düzeyde tutulması gerekir. Şüphesiz ne haz duygusu ne de elem duygusu her zaman kabul edilir duygular değildir. Elem duygusunun da, haz duygusunun da meşru bir biçimde yaşanması gerekir. İnsanların duyguları olduğu gibi toplumların da duyguları vardır. İnsan bir duyguyu çoğu kez toplumun kabul düzlemine, değer ve normlarına göre ifade eder.
Duyguların yönetimi: Duyguların kontrolü veya yönetimi kişiden kişiye farklılık gösterse de duyguların kontrol altına alınıp yönetilmesinin bazı kuralları vardır. Duygu yönetiminin altı basamaklı stratejinin birinci basamağı kişinin ne istediğini bilmesi ve aşırı duygu yoğunluğunun azaltılmasıdır. İkinci basamak, bireyin duygularına güvenmesi ve her tür duygunun yönetilebilir olduğunun kabul edilmesidir.
Üçüncü basamak, duyguların verdiği mesajı algılamak, anlamak ve kabul etmektir. Duygular kabul edilmezse, onun tedavisi, kontrolü ve yönetimi mümkün olmaz. Dördüncü aşama, kişinin kendine güvenmesi ve olumsuz duygularını olumluya çevirebileceğine inanmasıdır. Beşinci aşama, ne kadar güçlü olursa olsun kişinin o duyguyu kontrol edecek gücü kendinde bulacağına inanması ve ona göre davranmasıdır. Altıncı basamak ise heyecan duyup harekete geçmek ve önceki tecrübelerden yararlanarak duyguları yönetilebilir düzeyde tutmaktır.
İster olumlu ister olumsuz duyguların kontrolünden kurtulmak için kişinin bunları başkalarıyla paylaşması anlamına gelir. Duyguların ifadesinde önemli olan duyguların kime hangi yolla ifade edileceğidir. Bir düşmanlık duygusu nasıl ifade edilebilir? Kızarak, bağırarak duyguyu ifade etmek, doğru bir yöntem değildir. Duygu kontrolü ve yönetimi, özellikle olumsuz duyguların kişinin fevri (patlayıcı) davranışlarını engellemesi ve kabul edilebilir (olgun) davranış gösterme yeteneğini arttırma becerisidir. Buna kısaca duygusal olgunluk diyebiliriz. Duygusal olgunluğun en önemli özelliklerinden biri, duyguları kontrol edebilme yeteneğidir. Duruma ve zamana göre davranış ortaya koymak, duygusal olgunluktur.
Kızgınlık insanın olgun davranışlar ortaya koymasını engelleyen bir duygu durumudur. İnsanın bazı durumlarda kızgın olması da normal bir durumdur; ancak kızgınlığı bir yaşam biçimi haline getirmek doğru değildir. Kızgınlık ancak doğru zamanda, doğru kişiye, doğru biçimde, doğru gerekçeyle ve doğru düzeyde ortaya konabilirse normal kabul edilebilir. Aksi halde kızgın, öfkeli bir insanın uzun süreli dostluklar ve arkadaşlıklar kurması bir yana, sağlıklı sosyal ilişkiler geliştirmesi de söz konusu olamaz. Çünkü insan ilişkilerinde haklı olmak değil, haklı kalabilmek önemlidir. Bu ancak kızgınlığın doğru biçimde kontrol edilip yönetilmesiyle mümkün olabilir.
Öfkeyi doğru ifade etme becerisine “öfke kontrolü” denir. Öfke kontrolünün temel amacı, öfkenin kontrolünde veya etkisinde davranışta bulunmamaktır. Daha önce de ifade edildiği gibi öfke de doğal bir duygudur. Burada ifade edilmeye çalışılan öfkenin doğal veya kabul edilebilir bir düzeyde kalmasını sağlamaktır. Aksi halde öfkenin kontrolüne giren kişi, saldırgan tavırlar göstermekten kendini alıkoyamaz. Öfkenin kontrolü veya yönetimi mümkündür; ancak bu nasıl veya hangi yöntemle yapılacaktır.
Şüphesiz kişilerin öfkelenme nedenleri farklı olduğu gibi öfke kontrol yöntemleri de farklıdır. Bunun için öfkenin nasıl kontrol edileceğini gösteren pek çok yöntem vardır. Doğru yöntem kişinin öfke nedeni, öfke kaynağı ve öfkesini ifade etmesine göre değişir. Öfkeyi kontrol etmek için geliştirilmiş öfke kontrol yöntemleri vardır. Bunlardan genel olarak kabul edilenler; bilişsel, duyuşsal, iletişim, duygusal ve davranışsal öfke kontrol yöntemleridir.
Öfkenin kontrolü konusunda öfkenin tanımlanması ilk adımdır. Tanımlanma, öfkeye neden olan faktörlerin neler olduğunu ve onlardan korunmanın nasıl olacağı konusunda ipucu verir. İkinci adımda ise öfke kontrol yöntemleri konusunda çeşitli alternatifler oluşturulur. Bu alternatifler arasında öfke kontrolüne yarayacak en uygun alternatif belirlenir ve sonra da bu alternatifin uygulanmasıyla öfke kontrol edilmeye çalışılır. Öfkenin daha büyük öfkelere neden olacak çarpıtmalarından kaçınmak, öfkeyi kontrol etmenin bir diğer yoludur.