Eski Türklerde Bedhrem (Bayram)

25.02.2021 / Kültür / Sanat / Tarih

Bayram kavramına ilk olarak Kaşgarlı Mahmut’un 21.yy’da yazdığı Divar eserinde rastlanır. Divar’da Türk dünyasını anlatmaktadır.

Eski Türklerde Bedhrem (Bayram)

Geçmişte yaşanan olayların yıldönümü olarak kutlanan bayramların anlamı, bu olayları unutmamak ve hafızada tutmaktır. Oğuzlar Dönemi’nde bedhrem kelimesi beyrem olarak değişir. Kaşgarlı Mahmut beyremin eğlenme ve sevinme anlamı taşıdığını belirtir.

Hun İmparatorluğu’ndan beri kültürümüzde bayram ve festival türü pek çok tören ve faaliyet yapılırdı. Lung-ching adı verilen toplanma alanlarında eğlenceler düzenlenirdi. Dini adet olarak da kutsal olan Gök Tanrı ve yer için at kurban edilirdi. Eğlence, at yarışları ile devam ederdi. Bu yarışlar sonbaharda da düzenlenirdi.

eski türklerde bayram ve festivallerde eğlenceli at yarışları düzenlenirdi

İslamiyet’ten önceki Türk inançlarına sahip Göktürklerde de Hunlarda olduğu gibi bayramlar yapılırdı; Gök Tanrı, yer ve su kutsal kabul edilir ve inançlar doğrultusunda belirli zamanlarda kurban kesilirdi. Türklerin anavatanı Orta Asya’da iklim koşulları çok sert olduğu ve özellikle kışların çok sert geçmesi sonucu bahar mevsimine geçişler tabiatın canlanması anlamına gelirdi. Baharın gelişi bu sebeple eğlencelerle kutlanır ve bu kutlamalar yılın ilk günü Nardugan Bayramı adı altında yapılırdı.

Nardugan Bayramı, güneşin doğuşu bayramıdır. Bayramlarda tanrıya kurban verilir ve karşılığında bir ödül beklenirdi. Tanrı’nın verdiği ödülleri de Ayaz Ata’nın getirdiğine inanılırdı. Sagun adında bir ren geyiğinin çektiği kızağa binen Ayaz Ata, Hristiyan inanışındaki Noel Baba’nın asıl kaynağını oluşturdu.

ayaz ata hikayesi ve noel baba

Aynı zamanda İslamiyet önceki inanışlarda yeryüzünün ortasında yükseldiğine inanılan Akçam ağacının altında kutlama yapılırdı. Ağaca ipler bağlanır ve altına hediyeler bırakılırdı. Bu ağaç türü Orta Asya’da yetişir. Hunların Avrupa’ya göçünden sonra bu ağacı Hıristiyanların görüp aldığı ve bunun da günümüzde Noel ağacı olarak süslendiği bilinmektedir.

Bayramlar inançlar üzerine yapılan ritüellerden oluşurdu. Daha çok tören ortamında geçen bu kutlamalarda, Gök Tanrı’ya kurban vermek bir ritüeldi. Bir rivayete göre, göğün altı kapısı vardır ve bu kapılardan altı ayrı soğukluk gelmektedir. Dolayısıyla halkın soğuktan korunması için özellikle kürkleri olan hayvanları armağan ettiği söylenir. 

Demir ve ateş Türklerin hayatında çok önemli bir rol oynar. Demircilikle uğraşan eski Türklerde ateş, arınma ve temizlenme anlamına gelmektedir. Ateşin üstünden atlama geleneği kötülüklerden arınma anlamı taşır. İslamiyet’ten önceki Türk inancı olan Şamanizm’de kam (din adamı), hastaları kötü ruhlardan arındırmak için ateşi kullanırdı. Aynı şekilde Nevruz Bayramı’nda da ateşin üstünden atlama geleneği ile hem baharın gelişi kutlanır hem de yeni bir hayat için arınma ritüeli gerçekleştirilir.

Bunların dışında oldukça şenliklerin yapıldığı bayramlarda, ayak topları oynanır ve güreş tutulurdu. Ağırlıklı kırmızı kıyafetler giyilir ve kımız içilirdi.

eski türklerde bayram kutlamalarında özellikle kırmızı kıyafetler giyilir ve kımız içilirdi