Hak Rasül Hakiki Mumammed (A.S)

5.12.2018 / Din

Birçok kimse RASÛL’ü tarif ediyor. Peki, SAHİBİ O’nun hakkında ne diyor? Hz. Muhammed’i, EMİN ELÇİ olmasını sağlayan KUR’AN’dan dinleyelim. 

Hak Rasül Hakiki Mumammed (A.S)

Muhammed, “övülmüş, övgüye mazhar olmuş” demektir.[1] Muhammed ismi, Kur’an’da şu dört yerde geçmektedir:[2]

Âl-i Imrân 144; Ahzâb 40; Muhammed 2 ve Feth 29

Diyanet Meali: 3/144 - Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim gerisin geriye dönerse, Allah'a hiçbir zarar veremez. Allah, şükredenleri mükâfatlandıracaktır.

Diyanet Meali: 33/40 - Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. Fakat o, Allah'ın Resûlü ve nebîlerin sonuncusudur. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.

Diyanet Meali: 47/2 - İnanıp salih ameller işleyenlerin ve Muhammed'e indirilene -ki o Rablerinden gelen haktır- inananların ise Allah günahlarını örtmüş ve hâllerini düzeltmiştir.

Diyanet Meali: 48/29 - Muhammed, Allah'ın Resûlüdür.

Uç Elçinin Kuran İçindeki Tarifi

Uç Elçi’nin Kur’an İçindeki Tarifi

İncil’de ismi Ahmet’tir. 61/6

Kendisi âlemlere rahmettir. 21/107

Hakka cahiller düşmanıdır. 2/118

Hak aşığı arifler dostlarıdır. 5/53; 6/20

Müminler O’nu kalben severler. 33/6

Kendisini örnek /model edinirler. 33/21

Mü’minler, sözünü dinlemelidirler; 4/64; 8/20; 24/51

Hiçbir konuda önüne geçmemelidirler. 49/1; 33/36

Huzurunda, seslerini yükseltmemelidirler. 49/2

Bu testten, bağışlanma ve ecir elde edinmelidirler. 49/3

O’na uyanlar, Allah tarafından sevilirler;

O Ğafûr ve Rahîm tarafından affedilirler. 3/31; 9/71

Onlar, Allah’a ve Rasûle itaatten güç devşirirler. 8/46

Dünyada da ahrette de başarı /zafer elde ederler. 24/52

İtaatleri sayesinde, ilâhî merhameti hak ederler. 24/56

Cennette nebîler, sıddıklar ve şehitlerle birliktedirler. 4/69

Elçi, Yüce Rabbimizce daima gözetilir. 5/67; 52/48

En yüksek ahlâk /yaratılış amacı üzeredir. 21/107

Mü’minlere çok şefkatli çok merhametlidir. 9/128

Kendilerine pek yakındır, babaları gibidir;[3]

Eşleri de ümmetinin manevî anneleridir. 33/6

Kur’ân’ı yaşayandır / Ağır sözü taşıyandır. 94/2

Elçiliği, önceden hiç ummayandır. 28/86; (42/52)

İnkârcıya zinhar arka çıkmayandır. 28/86

Allah’a yönelen, sırf Ona duâ / ibâdet / kulluk edendir. 7/29 (12/108; 31/15)

Kâfirlere itaat etmeyen, onlara karşı Kur'an'la mücadele verendir. 25/52

İnsanları uyarmasını bilendir. 16/125

İnatçı bir toplumu ikaz edendir. 19/97

Putları / sahte ilâhları reddedendir;

Dirilten ve Öldüren Rabbe davet edendir. 7/158

Mesajıyla, insana özgürleşmeyi öğretendir. 7/157

Sâdık kulları/ müttakîleri müjdeleyendir. 19/97

Nebîler zincirinin en son halkasıdır. 33/40

Güzel ahlâkın zirvesi, tepe noktasıdır. 68/4

Rabbimizin Muhammed Mustafası’dır.  3/144. 33/40. 47/2. 48/29

Hepimizin dünya ışığı ve âhiret safasıdır. 33/46; 7/157

 

Seni YARATAN’a ve yaşatana kurban olayım;

Hiç kimseye çekmeyeceğim yağı sana yakayım:

Sayın Saygıdeğer Soylu Şerefli Seciyeli Haysiyetli Hamiyetli Devletli İzzetli İtibarlı Muhterem Mübârek MUHAMMED peygamberim, pek Âlicenap EFENDİM! [4]



[1] Hayat Kitabı KUR’AN, 100, not: 3

[2] Hayat Kitabı KUR’AN, 1006

[3] «Hz. Muhammed’in kendi öz çocukları dışında hiçbir kimsenin babası olmadığını ifade eden âyeti (el-Ahzâb 33/40) tefsir âlimleri genellikle evlât edinme yasağıyla açıklamışlar, Hz. Peygamber’le kendi sulbünden gelmeyen herhangi bir kimse arasında aile hukuku bakımından özel hükümler doğuracak şekilde bir babalık-evlâtlık münasebetinin söz konusu olamayacağını belirtmişlerdir. Zemahşerî’nin işaret ettiği üzere peygamberler ümmetlerine gösterdikleri sevgi, şefkat ve samimiyet bakımından onların babaları yerinde oldukları gibi ümmet fertleri de peygamberlerine gösterdikleri saygı ve bağlılık açısından onların evlâdı durumundadırlar (bk. el-Keşşâf, III, 264). Nitekim Kur’ân-ı Kerîm Hz. Peygamber’in hanımlarından “müminlerin anneleri” (el-Ahzâb 33/6) diye söz etmekte, bir hadiste de Hz. Peygamber’in ümmetinin babası mevkiinde bulunduğu belirtilmektedir (bk. İbn Mâce, “Tahâret”, 16; Ebû Dâvûd, “Tahâret”, 4; Nesâî, “Tahâret”, 35). İslâm âlimlerine göre bu nevi naslarda müminlerin Hz. Peygamber’i ve onun eşlerini kendi baba ve anneleri gibi saygıdeğer bilerek onlara hürmet duyguları beslemeleri, kendilerine saygısızlık göstermekten veya onları saygısız ifadelerle anmaktan kaçınmaları gerektiği anlatılmak istenmiştir.» {DİA, cilt: 04; sayfa: 366, Süleyman Uludağ}.

[4] Hakkı Sıddık