Hesaplarınızın Hiç Tutmadığını Anladığınızda Hayat Yeniden Başlıyor

17.03.2025 / Deneme

Hesap yapmayı çok küçük yaşlarda öğreniyoruz. Her şey en ilkel takas sistemine bağlı olarak ilerliyor.

Hesaplarınızın Hiç Tutmadığını Anladığınızda Hayat Yeniden Başlıyor

Zamanında yatarsan sabah çizgi film izlemene izin veriliyor. Yemeğini düzgün yersen sokağa çıkmana. Ya da günümüzde tabletle oynamana… Akşam namazından önce eve girdiysen iyi karşılanmaya. Söz dinleme karşılığında o zamanki yaşamımızda elde edebileceğimiz en yüksek kaliteye ulaşmaya çalışıyoruz.

Aslında “bu matematik gerçek hayatta ne işimize yarayacak!?” diye soruyla karışık tepki gösterirken, pratik manada bu konuyu günlük yaşamımıza daha götümüzdeki boku tutamazken uygulamaya geçirdiğimizin farkında değiliz.

Yaşımız biraz daha ilerledikçe, özellikle yaşça büyük kardeşleriniz varsa o zaman çok daha iyi kavrıyorsunuz; yanlış bir hesap yapmanın sonuçları, sınav kağıdında bir soruyu yanlış yapmaktan çok daha fazlasına mâl oluyor. Ve birçoğu geri dönüşü olmayan travmalar yaratıyor belki. Abinizin, marketi olmayan bir köyde memur olmuşken, marketi olan en yakın köye gitmek ya da arada şehre inmek için çok makul sebeplerle almayı düşündüğü motosiklet, problemi çözmede gidiş yolu yanlış olduğu için “annelik sütüne” takılırken, yıllar sonra bu problemin başına açabileceği sorunları öngörüp yıllarca hazırlığını yapan küçük kardeş, sikinin keyfine kimseye sormadan o motosikleti alabiliyor. Sadece bu problemi çözmeye ayırdığı vakti bilime ayırsa belki de “kuantumvâri” bir şey bulabileceği gerçeğine rağmen.

Hayata dair düşünceler

İşte böyle böyle bilinçli hesaplar yapmaya başlıyor, gerçek hayatta matematiği adeta bir koz olarak kullanmayı öğreniyorsunuz. Kimi zaman ağzınızdan çıkan iki süper kelimenin dünyayı tersine çevirebileceğini de görüyor ve “dil ve anlatım” dersinin de ne kadar elzem olduğunu ilk elden test ediyorsunuz. Ama ben o işi de köken olarak bir matematiğe bağlıyorum. Çok uzun zamandır dünya benim için “0” ve “1”lerden oluşan bir sistem. Sadece doğru rakamları doğru zamanda doğru şekilde bir araya getirip aşağı doğru akıtmamız gerekiyor hayatımızda.

Velhasıl kelam kendi çevresine karşı ılımlı muhalif siyasi bir görüş benimseyen, attığı her adımda alacağı kararların sağlamasını yapmaya çalışan birer hesap tutkunu haline geliyoruz. Fakat hayatın anlamını çözdüğümüzü sandığımız ve hatta birkaç da keyifli sonuç aldığımız bu sürecin sonunda, aslında senden benden çok daha büyük hesaplar yapan, kendini aşmış üst akılların yarattığı bir “0” ve “1”ler düzleminde kendini oyaladığının, sadece onların istediği şekillerde mücadele ettiğini ve mutlu olacağını sandığın şekillerde mutlu olabildiğini keşfediyorsun.

Ve kim bilir, belki bu buluş dahi ancak sistemin sana izin verdiği zamanlama ve ölçütlerde oluyor ve sen sonsuz bir paranoyanın içinde artık senin için hiçbir düzeneğin önemli olmadığı bir boşlukta buluyorsun kendini. Artık sistemin temizlemek istediği bir çöpsün. Gereksiz dosyasın. Artık güncelleme almayan bir uzantısın. Seni ne kadar farklı bir programla açmaya zorlamalarının bir önemi yok. Sen dahi artık kendini tanıyamıyorsun ki sistem seni tanısın!

Ve arındığını hissediyorsun. Çünkü her ne kadar boşluk da sistemin bir parçasıysa da belki de o kadar kontrol edemediği bir alan. Ya da etmek istemediği. Anormallerin cenneti. Yaptığınız hesaplar sadece kafanızdan atmakta zorlandığınız geçmişin yükleri sadece. Boşlukta öylece kayboluyor. Artık elinizde tutabileceğiniz kadar görünür ve sert değiller. 2+2=4 ama sizin umurunuzda değil.

İsterse cevap “armut” olsun. Siz ne anlam yüklemek isterseniz o…

Anlamlı boşluk



Kabafii Reklam Alanı