
Açık Semalar Antlaşması (Open Skies Treaty)
Açık Semalar Antlaşması, ülkeler arasında güven ve askeri şeffaflığı artırmayı hedefleyen çok taraflı bir uluslararası anlaşmadır.
Toplumsal yaşam insanların bir arada bulunmasını gerekli kılar. İnsanlar, bu yaşam içinde birbirleri ile sürekli etkileşim hâlindedir.
İnsanlar, doğal çevrenin ve koşulların getirdiği zorluklarla mücadele etmek güven içinde yaşayabilmek için birtakım kurallara ihtiyaç duyarlar. Aksi takdirde ilişkilerin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi ve düzenin korunması mümkün değildir. Toplum hayatını düzenleyen ve devlet otoritesi tarafından konulan bu kurallara hukuk kuralları denir. Hukuk kurallarının yaptırımı maddidir. Yani uyulması zorunlu olan, kamu gücü ile desteklenmiş kurallardır. Hukuk kurallarının varlığı hukukun varlığı ile mümkündür.
Kişiler arasındaki ilişkileri düzenleyen birtakım toplumsal kurallar vardır. Bu kurallara uyulmadığı takdirde bazılarına toplumdaki bireyler tarafından ayıplanma, dışlanma, saygısız ve görgüsüz sayılma gibi yaptırımlar uygulanır. Bazılarına ise devlet tarafından düzenlenen yaptırımlar uygulanır. Devlet tarafından toplumsal düzeni sağlamak amacıyla konulan hukuk kuralları birtakım özelliklere sahiptir.
Bazı hukuk kurallarının mutlaka uygulanması gerekirken, bazılarının aksi kararlaştırılmadığı takdirde uygulanması gerekir. Hukuk kuralları uygulanma nitelikleri bakımından dört grupta toplanmaktadır. Bunlar; emredici hukuk kuralları, tamamlayıcı hukuk kuralları, yorumlayıcı hukuk kuralları ve tanımlayıcı hukuk kurallarıdır.
Emredici Hukuk Kuralları: Uyulması zorunlu olan kurallardır. Bu hukuk kurallarına herkesin uyması zorunludur. Kişilerin bu kuralları değiştirmeleri söz konusu değildir. Örneğin Medeni Kanun’un 125. maddesinde yer alan “Ayırt etme gücüne sahip olmayanlar evlenemez.” ifadesi emredici niteliktedir. Bu durumda bu maddenin aksine bir işlem yapılamaz. Bir hukuk kuralına uyulmaması durumunda yaptırım öngörülmüşse, bu hukuk kuralı da emredicidir. Örneğin “Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.” (Türk Ceza Kanunu, md. 81/1).
Tamamlayıcı Hukuk Kuralları: Tamamlayıcı hukuk kurallarına yedek, düzenleyici hukuk kuralları da denilmektedir. Bu kurallar aksi kararlaştırılabilen, aksi kararlaştırılmadığında kullanılabilen kurallardır. Diğer bir ifade ile aralarında hukuki ilişki bulunan tarafların kendi düzenlemelerini yapabilmeleri için hukukta boşluk bırakılan kısımdır.
Tamamlayıcı hukuk kuralları en fazla borçlar hukukunda görülür. Örneğin Borçlar Kanunu (md. 89) “Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir.” der. Yani taraflar borcun ifa yerini sözleşme ile serbestçe belirleyebilirler. Ancak taraflar sözleşmede borcun ifa yerini belirtmemişlerse ve daha sonra borcun ifa edileceği yer konusunda anlaşamamışlarsa borcun türüne göre kanunda borcun ifa yerleri belirtilmiştir. Sözleşmedeki eksiklik kanundaki bu yedek hükümlerle tamamlanır.
Yorumlayıcı Hukuk Kuralları: Tarafların kurmuş oldukları hukuki ilişkilerde ve yapmış oldukları işlemlerde kullanılan, ifadelerin anlamları hakkında belirsizliğe düşmeleri durumunda kanunda bu durumu açıklayan hükümlerdir. Bu kurallar taraflarca düzenlenmiş ancak yeterince açıklığa kavuşturulmamıştır. Örneğin “Borcun ifası için bir ayın başlangıcı veya sonu belirlenmişse, bundan ayın birinci ve sonuncu günü; ayın ortası belirlenmişse, bundan da ayın on beşinci günü anlaşılır. Borcun ifası için gün belirtilmeksizin sadece ay belirlenmişse, bundan o ayın son günü anlaşılır.” (Borçlar Kanunu, md. 91). Borçlar Kanunu tarafların belirsizliğe düştüğü durumu bu madde de yer alan yedek hükümlerle açıklığa kavuşturmuş olur.
Tanımlayıcı Hukuk Kuralları: Tanımlayıcı hukuk kuralları, bir hukuki kavram veya kurumun anlamını belirten kurallardır. Örneğin Medeni Kanun’un 11. maddesi “Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir.” diyerek yerleşim yerini tanımlamıştır. Yine Medeni Kanun’un 118. maddesi nişanlanmayı, Borçlar Kanunu’nun 182. maddesi satımı tanımlamaktadır.