Din ve Ahlak
Diamond Tema ile Cemre Demirel’in Yer6 Film YouTube kanalında yayınlanan “Din ve Ahlak” konulu yayınına yönelik bir deneme yazısı.
Kötülükler cezasız kalır mı?
Aslında yaptığımız kötülük bize geri dönmez. Ya da bize kötülük yapanların başına, bize yaptıklarına benzer kötülükler gelmez. Ama insanlar nezdinde durum bambaşkadır ve ilahi adalet (instant juctice) düşüncesi yaygın olarak görülebilir. İngilizce ifadesiyle “there is a god” fenomenine çok tıklanan ‘instant justice’ videolarında rastladığımızda içimizin yağları erir, kötülüğün cezasız kalmayacağına dair düşüncelerimizi olumlar ve rahatlarız. Bu düşüncenin altyapısı elbette sahip olunan dini anlayışlara dayanır.
Biz herhangi bir şey yaptığımızda enerji yasalarının benzeri bir zinciri başlatmış oluruz. Diğer bir deyişle bize kadar gelen zinciri devam ettiririz. Verdiğimiz tepkiler o güne kadar verdiğimiz karar ve tepkilerin devamıdır. Diğer insanlar için de böyledir. Doğada bulunan temel yasaların yansımaları ile yaptığımız davranışlar birleşir ve bize iyi ya da kötü hissettiren duyguları beslerler.
Aslında iyi ya da kötü tamamen bizim zihnimizde kurguladığımız kavramlardır. Aynı olaya farklı tepkiler verebilmemiz buna bağlıdır. İnsan insana bunu yapmaz diye hayıflandığımız olayların oldukça kalabalık ‘insan’ grupları tarafından gerçekleştirilebilmesinin temeli de buna dayanır.
O an için bize en doğru gelen tepkileri -kapasitemiz ve imkanlarımız ölçüsünde- vermeye devam ederiz. Başımıza gelen olayları da önceden yaşadığımız olaylara ucundan kıyısından bağlamaya çalışırız. Çoğunlukla bunu ilk aklımıza geldiği haliyle, paranoyakça gerçekleştiririz. Düşüncelerimizin ne tür tutarsızlıklar taşıdığını göremeyiz ya da görmek istemeyiz. Üzerinde çok fazla düşünürsek kurduğumuz bağlantıların çökeceği, dolayısıyla inancımız zedeleneceği endişesiyle bundan uzak dururuz.
Yaptığı kötülüğün karşılığını gören (!) insanların sayısı ile yaptığı kötülük yanına kâr kalan (!) insanların sayısı genelde birbirine eşittir ve tüm bu durumlar herhangi bir şeyi ispatlamaz. İlahi metinlerde tanrı müdahalesi ile gerçekleşen olaylardan esinlenerek kendimize bu payı çıkartmak hoşumuza gider. Bir nevi tanrının yanımızda olduğuna ya da bir kötülük yaptığımızda kulağımızı çekip bize ders verdiğini düşünmek inancımızı güçlendirir.
Küçük bir kötülük karşısında bile gerçekleşen ilahi adalet çoklukla büyük zulümlerde bir türlü gerçekleşmek bilmez. Ama biz dini anlayışlarımızı destekleyen minicik bir olayı bekler ve gerçekleştiğinde de onu bulmacada doğru yere koyduğumuza inanmaya devam ederiz.
Bu durum maalesef tanımlanan kötülüğe karşı duyarsızlaşma ve insana yüklendiği varsayılan iyilikleri tanrıdan bekleme acizliğinden başka bir şey değildir.
İlahi adalet varsa bile bunun dünyayla ilgili olmadığı çok açıktır. Buna rağmen inandığımız şeyi var etmek için hayaller kurmak, olaylar arasında göreceli bağıntılar oluşturmak zihnimizin bize oynatmaktan vazgeçmeyeceği kadar cazip bir oyundur.