İnsan Haklarının Tarihsel Gelişimi

21.12.2020 / Eğitim / Genel

İnsan hakları din, hukuk ve felsefe alanlarında hep varlığını göstermiştir. Hamurabi Kanunları, ilk yazılı insan hakları kanunlarıdır.

İnsan Haklarının Tarihsel Gelişimi

Antik Yunan medeniyetinde de insan hakları tartışılmıştır. O dönemlerde Aristo, özel mülkiyet ve katılık hakkı gibi insan haklarında bahsetmiştir. Antik Yunan devletlerinde kölelik vardı fakat özgür insanlar seçme ve seçilme hakkına sahipti. Bu dönemler de insanların kişiler fikirlerini söylemeye hakları vardı.

insna hakları kölelik

Ayrıca Pers İmparatorluğu döneminde Kiros tarafından yapılan bildiride kölelerin serbest ve özgür olmaları gerektiğine yer verilmiştir.

İslam dünyasında da insan haklarından bahsedilmiştir. Medine ve çevresinde bulunan insanların dinlerine bakılmaksızın haklarını garanti altına alan 622 tarihli Medine Sözleşmesi ve bütün insanların eşit olduğunu vurgulayan 632 tarihli Veda Hutbesi de önemli kaynaklardandır.

1215 tarihli Magna Carta, bugünkü insan hakları kaynakları arasında gösterilmiştir.

Kanuna uygun ve mahkeme kararı olmaksızın hiç kimse tutuklanamaz, hapsedilemez, ülke dışına  çıkarılamaz ve sürgün edilemez. – Magna Carta

Günümüzdeki insan hakları felsefesinin temeli 17. yüzyıla dayanmaktadır. John Locke, modern insan hakları anlayışının öncüsü olarak bilinir. Thomas Hobbes’tan sonra 17. yüzyıl aydınlanma döneminin önemli isimleri arasında Fransız Jean-Jacques Rousseau’da yer alır. Rousseau tarafından ortaya atılan “Toplum Sözleşmesi” kuramı, Avrupa ve Amerika’da insan hakları düşüncesinin gelişmesine katkı sağlamıştır.

yurttaş haklar beyannamesi insan hakları

İngiltere’de 1689 devriminden sonra “Yurttaş Hakları Beyannamesi” düzenlenmiştir. Bu beyanname günümüzdeki temel hak ve özgürlükleri belirlemiştir. Bu beyanname hazırlanırken Jhon Locke’nin görüşleri dikkate alınmıştır.

1776 yılında yayımlanan “ABD Bağımsızlık Bildirgesi”, yine Jhon Locke’nin görüşlerinden esinlenerek hazırlanmıştır.

Bütün insanlar eşit yaratılmıştır. Yaratıcı tarafından kendilerine bahşedilen bir takım özel hakları vardır. Bu haklar devredilemez. Bu hakların bazıları yaşama hakkı, özgürlük ve mutluluğu arama hakkıdır. – ABD Bağımsızlık Bildirgesi

1789 Fransız İhtilali sonrasında “İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi” yayımlandı. Bu bildirgede İngiltere ve ABD’deki bildirgelere benzer söylemler yer aldı. Bildirgede insanların özgür doğduğu ve eşit yaşamaları gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca insanların zulme karşı direnme haklarının olduğu de yer almıştır. Her türlü egemenliğin esasının millete daya olduğunu vurgulayan ve mutlak egemenliğin bir kişi ya da grubun elinde bulunamayacağını belirten bildirge, devlet idare eden kişilerin millete bağlı olduğunu ve hiç kimsenin dini ve sosyal inançları yüzünden kınanamayacağını ortaya koymuştur.

insna hakları özgürlük

Fransız İhtilali sonrasında ortaya çıkan bu bildirge, aydınlanma dönemindeki insan hakları düşüncesinin gelişiminin bir özeti ve sonucu olmuştur. Tüm insanların özgürlüklerinden bahsettiği içinde en önemli kaynaklar arasında gösterilmektedir.

18. ve 19. yüzyılda kölelik karşıtı hareketler artmış, demokrasi mücadelesi hızlanmış, kadınların oy kullanması gibi haklar için yoğun çaba sarf edilmiştir.  20. yüzyılın ilk yarısında Milletler Cemiyeti döneminde azıklıkların korunması, halkların kendi kaderini tayin etme hakkı ve yabancı hakları gibi bir takım haklar ortaya çıkmıştır.

insna hakları milletler cemiyeti

Tüm yaşanan bu gelişmelerin sonucunda insanların temel hakları olan yaşama hakkı, özel hayatın gizliliği, düşünce, din ve inanç özgürlüğü, seçme ve seçilme hakları ve seyahat özgürlüğü gibi haklar ortaya çıkmıştır.

1945 tarihinde Birleşmiş Milletler’in kurulması sonucunda insan hakları, uluslararası örgütlerin de politikaları arasında girmeye başlamıştır. Günümüz insan hakları belgelerinin temelini ise Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan “Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi” oluşturmuştur.

Kaynak: A Kadro Eğitim Kurumları