Hiç Değilse
Bir Haliç gecesinde sahil kenarında yürürken gökyüzünün, yeryüzündeki tüm atom parçacıklarını kaplaması ile döküldü bu satırlar.
Teknolojinin getirisi olan kültürel değişimler sonucu toplumsal algılarının yönlendirilmesi ve toplumun bunu kabullenilmesi konu alınmıştır.
2024 yılı Avrupa’sında, petrol ve yağ rezervlerinin tükenmesinin ardından, bütün kıta birbirine metro hattı ile bağlanmıştır. Bir kurumun çağrı merkezinde çalışan ve oldukça sıradan bir hayat yaşayan Roger Olofsson, yaşadığı monotonluk ve eşi ile olan ilişkisinin durgunluğu bir yana, metroya bindiği zamanlarda kafasının içinde duymaya başladığı seslerden dolayı oldukça karmaşık duygular yaşamaya başlamıştır.
Bu seslerin, kendi delirmesi sonucu olmadığı ve ürettikleri şampuanlarla insanların saç tellerinde organik antenler oluşturan büyük bir firmanın, kendilerini izlediğini ve yönlendirmeye çalıştığını fark ettiğinde, olaylardan sıyrılmak ya da bu durumu çözüme kavuşturmak adına bir arayışa girişir ve şirketin patronunun kızı olan Nina ile metroda karşılaşır.
Güzelliğine hayran kaldığı ve belki de bir teselli aradığı Nina ile, kendisini bambaşka bir serüven içinde bulur. Baştan Nina’nın kendisine yardımcı olacağını düşünen Roger, daha sonra Nina’nın da yardıma ihtiyacı olduğunu görüp birlikte hareket ederek, bu sistemi durduracakları bir mücadeleye girişirler.
Künye
Yapımı: 2009 - Danimarka , İsveç , Norveç , Finlandiya
Tür: Animasyon , Bilim Kurgu , Gerilim
Süre: 86 Dak.
Yönetmen: Tarik Saleh
Seslendirenler: Alexander Skarsgård, Juliette Lewis, Stellan Skarsgård, Udo Kier, Vincent Gallo
Senaryo: Tarik Saleh, Stig Larsson, Fredrik Edin, Martin Hultman
Yapımcı: Mikael Olsen, Tomas Eskilsson
Ödüller
Göteborg Film Festival 2010 - Lorens Ödülleri - Kristina Åberg
Stockholm Film Festival 2009 - En İyi Müzik Ödülü - Krister Linder
Venice Film Festival 2009 - Gelecek Film Festivali Dijital Ödülü - Tarik Saleh
Karakterler
Roger Olofsson
Filmin ana karakteridir. Çelimsiz ve keldir. Bir çağrı merkezinde çalışmaktadır. Oldukça monoton bir hayatı vardır. Yaşadığı monotonluk ilişkisini de yansımakta ve oldukça sıkıcı bir hayat geçirmektedir. Öteki Sinema yazarlarından Fatih Yürür de, şu şekilde tanımlar monotonluğunu:
Ruhu emilmiş ve kendi heyecansızlığı, kız arkadaşının heyecansızlığını da besleyerek her ikisini birden boğmaktadır. Tıpkı kentin geri kalan bireyleri -ki onlara birey diyebilirsek- gibi… Bununla birlikte kendi durumundaki karakterlerin akibetinin bir parçası olarak, hayat gidişatına sıkışan bir “uyanış” belirtisi de sergilemektedir.
Bunun yanı sıra Roger çekingen bir yapıdadır. Bunu, film boyunca Nina ile olan ilişkisinde sıkça görürüz. Fakat başlarda, başkalarına karşı çabuk güvenen ve onları sorgulamayan bir karakter olarak tanımlayabiliriz. Başına gelen olaylardan sonra sorgulama görüsü açılır, ki bu durumda bile, Nina’ya karşı tam güvenemezken, yine de onun peşinden gider ve planın bir parçası olmayı kabul eder. Ayrıca karakterimiz, karanlıktan korkmakta ya da karanlığın içinde hissettirdiği duygulardan dolayı tedirginlik duymaktadır.
Nina
Nina, sarışın ve alımlı bir kadındır. Güzelliği oldukça dikkat çekicidir. Soğukkanlı bir tavır sergiler, oldukça dikkatlidir, ki bu özellikleri ile kendisine gizemli bir hava da katar. Kendisini adadığı mücadelede, duyguları ve hayalleri arasında sağlam bir köprü üzerinde yürümektedir.
Ivan Bahn
90’lı yıllardan beri tüm Avrupa’ya büyük hizmetler sunmuş zengin bir iş adamıdır. Dönemin metro sisteminde kendi imzası bulunmaktadır. Başarının ve paranın getirdiği bir liderlik karizması ve işlerin yolunda gitmesini sağlayacak bir disiplini vardır. Fakat tüm bunların yanı sıra, statüsünün verdiği gücü kötüye kullanma eğilimindedir ve zekasını kurnazlık olarak kullanır. İçinde kötülük barındırır. Yaşından dolayı saçları beyazlamış ve yüzünde çizgiler belirmiştir.
Filmin Ana Teması
Teknolojinin getirisi olan kültürel değişimlerin, günümüz şirketleri tarafından toplumu yönlendirerek algılarını doğal sürece kapatacak şekilde kullanması ve yine aynı şekilde toplumların bunu kabullenilmesi konu alınmıştır.
Filmin Yan Temaları
Film boyunca monotonluğun insanlar üzerindeki etkisini çok net bir şekilde görebiliyoruz. Birbiriyle iletişimden uzak, jest ve mimiklerin oldukça cüzi kullanıldığı, hatta, iletişim halindeki bireylere güvensizlik duyulduğu bir dönemin betimlemesi sunulmuştur ki bu da sosyolojik bir sıkıntıya dikkat çeker. Hayatın tüm renksizliğine rağmen, reklam panolarının ve dayatılmak istenilen fikirlerin oldukça aşikar bir şekilde gösterimi ile, tüketim toplumuna eleştiride bulunulmaktadır.
Filmin Kırılma Noktaları
Roger’ın, kafasının içinde duyduğu sesin, gerçekten bir kişiye ait olduğunu keşfetmesi,
Roger’ın, Nina’yı görmesi ve onu takip etmesi,
Hello Kitty görünümlü bomba düzeneğinin patlaması ve Ivan’ın ölmesi.
Filmin Çözümü
Şirketin içinde gerçekleşen patlamanın ardından, yapılan basın açıklaması ile Nina şirketin başına geçtiğini açıklar ve bu yeni bir toplum düzenine geçileceğinin ifadesidir. Hemen ardından Roger’a, evinden ayrılmak üzere olan eşiyle yaşadığı duygusal sahneyi izleriz. Birlikte, daha önce yaşamadıkları şekilde bir dürtüyle sevişirler ve günün sabahını, bir battaniye altından birbirlerine sarılarak izlerler.
Yani, filmin başından itibaren, saatsel bir yaşam içerisinde olan, birbirleri ile konuşurken gözlerinin içine dahi bakmayan insanların, iletişimden ve duygularından kopuk yaşamlarının üstesinden gelmeye başladığı ya da başlayacağı gözlenlenmektedir. Bu da, toplumu baskı altında tutan ve toplum algısını yönlendirerek onları tüketim çılgınlığını devam ettirmek isteyen şirketin aradan çıkartılması ile olmuştur.
Sonucunda, toplumun kendi yaşam biçimine yön verebileceği ve tüketime bağlı kalmadan doğal ve basit etkilerle de hayatı renklendirebileceği vurgulanmış olur.
Filmin Mantığı
Film bir distopyadır. Dolayısıyla, aslında gelecekte, -eğer bu gidişe bir dur demezsek- başımıza gelme ihtimali bulunan kötü senaryoları göstermektedir, “bir noktadan”.. Günümüzde bulunan teknoloji ve tüketim çılgınlığını göz önüne alacak olursak, üstüne üstlük bu düzenin birebir destekleyicisinin toplumun kendisi olduğunu düşünürsek, mübalağayı bir kenara bırakarak, oldukça makul bir karanlık çağdan söz ettiğini söyleyebiliriz.
Fakat, filmin yapım yılında vaadedilen süreç olan 2024, günümüzde bize oldukça yakın bir tarih olduğundan dolayı, bahsedilen karanlık toplum olgusunun, o denli bir raddeye geldiğini söyleyemeyiz. Ayrıca filmde bahsedilen, petrol kaynaklarının bitmiş olması durumu da henüz söz konusu olmamakla birlikte, bahsedilen senelere kadar da bitecek gibi gözükmemektedir.
Bahsedilecek bir diğer konu ise, şampuanla, insanların saç tellerinde organik antenler oluşturulmasıdır. Teknoloji ve bilim ne kadar hızlı gelişse de, bunu örnekleyecek bir gelişmeye henüz rastlanmamıştır. Bu da filmin mantığının kırıldığı noktalardan biri diyebiliriz.
Filmin Teknikleri
2D animasyon türüne giren film, foto montaj ve cut out teknikleri ile oluşturulmuştur.3 Filmin yönetmeni Tarık Saleh, Adobe ile yaptığı bir röportajda, Photoshop ve After Effect kullanımına dair bilgiler vermiştir.4
Filmdeki Simgeler Ve Göndermeler
Anna’nın üzerinde, Hello Kitty’nin konuşma balonu şeklindeki “belki de saçlarını yıkadığı için aramamıştır.”5 yazılı olan tişörtü, filmde patlayan Hello Kitty oyuncağı ve şampuana göndermedir. Belki de, Kitty’nin göz yaşı, saf ve temiz olan çizgi karakter ve oyuncak figürünün, kendisinin de bu çılgınlığa alet edilmesine üzüldüğünü gösterir niteliktedir. Cümlenin bir teselli boyutunun olması, yine bu saflığı gösterir niteliktedir.
Hello Kitty ve şampuanın gizemi hakkında, New York Times’ın film köşesinde şu anektod verilmiştir:
Kepekli bir şampuan modeli ve Hello Kitty bebeğinin göbeği, Roger'ın kademeli aydınlanmasında hayati rol oynayacak; eğer kafasındaki tek ses ona ne yapacağını söylemeyi bırakırsa!6
Almanca’da kelime manası “ölüm” olan Bahn, İngilizce’de “demiryolu” manasına gelmektedir. Bu da, filmin kötü karakteri olan Ivan Bahn’ın isminin gelişigüzel seçilmediğinin bir göstergedisidir. Çünkü, kendisi hem toplumun duygularını öldüren baş aktörken, aynı zamanda tüm Avrupa’yı metro hatlarıyla döşemiş kişidir de.
Filmin Revizesi Hakkında
Böylesine derin ve güçlü filmi bir kenara bırakıp, çok daha basit anlatımlı bir filmin revizesi hakkında dahi konuşmayı, şahsım adına çok doğru bulmuyor olmama rağmen, bir klasik sinema izleyicisi olarak söyleyeceğim şey şu olurdu:
Film, konusu gereği karanlık ve durağan olmasına rağmen, akılda kalıcılığı artırmak adına, içerisine kara mizah yerleştirebilirdim.
Kaynakça
2. Fatih Yürür “Metropia: Korkudan Korktuğum Kadar” 2011
3. Mike Goodridge “Metropia” 2009
4. Interview with Tarik Saleh – Director of Metropia
5. http://www.imdb.com/title/tt0985058/trivia?ref_=tt_trv_trv
6. Jeannette Catsoulis “Dystopia Animated – Metropia” 2010