
Instagram Ortaklık Reklamlarına Yalnızca Metin İçeren Referanslar Ekliyor
Instagram'ın yeni Ortaklık Referansları özelliğiyle içerik üreticileri, sponsorlu yorumlarla markaları destekleyerek kazanç sağlayabiliyor.
1938’da Kırşehir Çiçekdağı’nda doğan Türk halk ozanı ve halk müziği şarkıcısı Neşet Ertaş, 25 Eylül 2012’de İzmir’de hayata gözlerini yumdu.
1938 yılında Kırşehir’in Çiçekdağı ilçesinde Abdallar (Kırtıllar) Köyü'nde dünyaya gelen Neşet Ertaş, Türk halk ozanı ve halk müziği şarkıcısıdır. Muharrem Ertaş ve Döne Ertaş çiftinin 7 çocuğundan ikincisi olan Neşet Ertaş, çocukluğunda 8 yıl boyunca Kırşehir, Nevşehir, Niğde, Kırıkkale, Keskin, Yerköy, Kayseri, Yozgat ve köylerini gezdiği için okula gidemedi. Babası Muharrem Ertaş, Orta Anadolu Abdal Müziği geleneğinin gelmiş geçmiş en büyük ustalarındandır.
12 yaşlarında annesi Döne Hanım’ı kaybeden Neşet Ertaş, babasının Arzu Hanım ile yaptığı ikinci evlilikten dolayı Yozgat’ın Yerköy ilçesine yerleşmiştir.
Neşet Ertaş, çocukluk dönemlerinde keman ve bağlama çalmayı öğrenmiş ve ardından babası Muharrem Ertaş ile birlikte düğünlerde türküler söylemeye başlamıştır.
1957 yılında İstanbul’a yerleşen Neşet Ertaş, ilk plağı olan "Neden Garip Garip Ötersin Bülbül" adlı eserini çıkarır. Eserin asıl sahibi babasıdır. Çıkardığı ilk plağı ile büyük nam sahibi olan Neşet Ertaş, devamında kasetler çıkarmaya devam eder ve konserler vermeye başlar.
1959 yılında Ankara’ya yerleşen Neşet Ertaş, sahne hayatına kısa süreliğine Ankara’da devam eder. 1962 yılında askerliğini İzmir Narlıdere’de yapar. Tekrar Ankara’ya dönen Neşet Ertaş, çalıştığı gazinoda tanıştığı Leyla Hanım ile evlenir. Yapmış olduğu bu evlilikten dolayı babası ile arası açılır ve uzun yıllar boyunca konuşmazlar.
Neşet Ertaş ve Leyla Hanım’ın evliliklerinden Döne ve Canan isimli iki kız çocuğu ile Hüseyin adında bir erkek evlat dünyaya gelir. 1970 yıllarında eşinden ayrılan Neşet Ertaş, sigara ve alkol kullanımından dolayı 1978 yılında parmaklarını kaybeder ve işsiz kalır. Kardeşlerinin daveti üzerine tedavi olmak için Almanya’ya gider. Tedavisinin ardından çocuklarının gelecekleri için Almanya’da kalmayı tercih eden Neşet Ertaş, 2000 yılında İstanbul’da verdiği konser ile sahne hayatına geri döner.
Kendisine devlet sanatçılığı unvanı sunulunca da şu ifadeleri kullanarak kibarca reddeder.
O dönem Süleyman Demirel cumhurbaşkanıydı. Devlet sanatçılığı bana teklif edildi. Ben, 'hepimiz bu devletin sanatçısıyız, ayrıca bir devlet sanatçısı sıfatı bana ayrımcılık geliyor' diyerek teklifi kabul etmedim. Ben halkın sanatçısı olarak kalırsam benim için en büyük mutluluk bu. Şimdiye kadar devletten bir kuruş almadım, bir tek TBMM tarafından üstün hizmet ödülünü kabul ettim. Onu da bu kültüre hizmet eden ecdadımız adına aldım.
Unesco Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi kapsamında yapılan ulusal envanterlerden Yaşayan İnsan Hazineleri Türkiye Ulusal Envanteri'ne alınarak yaşayan insan hazinesi kabul edilen Neşet Ertaş, 25 Nisan 2011 tarihinde İTÜ Devlet Konservatuvarı tarafından fahri doktora ödülüne layık görülmüş, bağlamadaki tavrı ve türküleri konservatuvarlarda ders olarak okutulmuştur. Hayatı ve eserleri Doç. Dr. Erol Parlak tarafından iki ciltlik bir kitap hâlinde yayımlanmıştır.
25 Eylül 2012 tarihinde İzmir'de tedavi gördüğü hastanede ileri evrede prostat kanseri nedeniyle yaşamını yitirmiştir. Cenazesi Kırşehir Bağbaşı Mezarlığı'nda toprağa verilmiştir. Mezarı ise babası Muharrem Ertaş'ın yanındadır. Mezar taşında ise ''Sakin ol ha, insanoğlu. İncitme canı, her can bir kalp, Hakk'a bağlı. İncitme canı, incitme.'' yazılıdır.