İçimizdeki Servet
Hayat, bir arama yolculuğudur. Huzuru arar insanoğlu. Mutluluğu arar. Bir ömür birlikte olacağı kişiyi ve bazı cevapları arar.
Hayat, bir arama yolculuğudur. Huzuru arar insanoğlu. Mutluluğu arar. Bir ömür birlikte olacağı kişiyi ve bazı cevapları arar.
Aç insan felsefe üretebilir mi? Savaş zamanında bilim yapılabilir mi? Tarihin bize sunduğu yanıltıcı bilgilere bir göz atmaya ne dersiniz?
Değerli bir şeyleri koruma adına insanlar arasında küresel anlamda söz birliği bulunuyor gözükmektedir. Peki, gerçekte öyle midir?
Her insan kendi gördüğünü aktarır tuvaline. Yaşadığımız dünyanın dışından biriyle ilgili resim ortaya koymak ise oldukça zor bir uğraştır.
İnsanların büyüdükçe muhatapları ile aralarına dikenli teller ördükleri bir dünyada çocukça tepkiler verebildiğimiz kadar insanız.
Yapmadığımız hataların değil, yaptıklarımızın da masumuyuz her birimiz. Çünkü hayat suçlu olmayı kabul edemeyeceğimiz kadar kısa.
Her eğitim-öğretim yılının başında hazırlanması gereken yıllık planlarla ilgili bilmeniz gereken özet bilgileri sizler için derledik.
Her gün yeni bir şey öğrenmenin ıstırabı o kadar ağırdır ki, cahilliği mutluluk olarak tanımlamak mecburiyetinde kalanlar olmuştur.
Doğru zamanda, doğru yerde olmak diye bir ifade bulunur. Peki, doğru zamanda, doğru yerde doğmak diye bir şey duymuş muydunuz hiç?
Öyle bir kurgunun içindeyiz ki, kamera arkası görüntüleri izlerken bile kurguyu pekiştiren unsurlardan başkasını görmemize izin yok.
İletişim sosyal hayatta çok önemlidir; lakin sanıldığı gibi iletişim yalnızca insanların birbirleri ile etkileşiminden ibaret değildir.
Ne doğru, ne yanlış bilmiyoruz. Neye elimizi atsak bir tutarsızlıkla karşılaşıyoruz. Kendi aldığımız kararlardan da tatmin olmuyoruz.
Ülkemizin her bir köşesinde plansız güzelliklere rastlarsınız. O kadar plansızdır ki, insanlar onu bozduklarını asla fark etmezler.
Dünyanın düzenini çözmek için alleme-i cihan olmaya lüzum yok. Birçok değişkene bağlı olarak hayatımız başlar ve biter. Hepsi budur.
Bu yazı, virüslere karşı mücadelesini, “Cumama dokunma” gibi izahsız bir sloganla dile getiren kişilere ithâfen kaleme alınmıştır.
Bir insan olarak kurallar koymalı, koyulan kurallara uymalı, onları değiştirmeli ve bazen de çiğnemelisin. Hayatın kuralı budur.
İnsanoğlu bir ömür neyi arar? Gelişim dediğimiz süreçler bizi neye dönüştür? Neden öleceğimizi bildiğimiz halde üremeye devam ederiz?
Aldığımız eğitimler bizi iyi bir insana dönüştürür mü, yoksa günümüz eğitiminin amacı zaten bizi kötü bir insana dönüştürmek midir?
Her gün milyarlarca plastik malzeme doğaya terk ediliyor. Bize her konuda kolaylık sağlayan plastik, birçok canlıyı da olumsuz etkiliyor.
Enerji yoktan var edilemez ve üretilemez. Ayrıca yok edilemez ve tüketilemez. İzole bir ortamda, enerji sadece başka bir enerjiye dönüşür.
“Keşke büyümeseydik ve çocukluğumuzdaki gibi kötülüğün masum sayılabildiği çağda kalabilseydik” diyorsanız, bu yazı tam da size göre.
Evliliği ve aileyi kötüleyen veya savunan biri değilim. Ben yalnızca, öğrenilmiş çaresizlikler üzerinden bir hayat kurgulanmasına karşıyım.
İnsanoğlu, temel yaşam dürtülerinin üstünde bir hayata sahip olabilirmiş gibi, çeşitli yaş gruplarına hitap eden eğitimler planlanıyor.
Eğer kimse evlenmez veya evlense bile en azından çocuk yapmazsa, bu kötüye giden sistemi çok kısa bir zamanda çökertmek mümkün olabilir.
Belki korktuğumuz için, bir şeyi açıkça ifade etmek dururken; üstü kapalı yüzlerce ifade arasına mesajlar gizlemeyi tercih edebilmekteyiz.