Seri Katil: Madam LaLaurie

25.08.2022 / Genel

Dönemin en ünlü köle sahiplerinden birisi olan Madam LaLaurie, kölelerine işkence eden ve kanlarını gençleşmek için kullanan seri katildir.

Seri Katil: Madam LaLaurie

Marie Delphine Macarty veya MacCarthy (19 Mart 1787 - 7 Aralık 1849), daha yaygın olarak Madame Blanque veya üçüncü evliliğinden sonra Madame LaLaurie olarak bilinir, evinde kölelere işkence eden ve öldüren bir New Orleans sosyetik ve seri katilidir.

Madam LaLaurie soylu bir ailenin mensubu olarak Fransa’da doğdu. Güzel bir eğitim alan LaLaurie, ailesi tarafından da sevgiyle büyütüldü. Daha sonra zengin bir iş adamı İspanyol Don Ramon ile evlendi. Güzel başlayan evlilikleri daha sonra eşinin tutuklanmasıyla bozuldu ve Don Ramon bir süre sonra hayatını kaybetti.

Ölen eşinden olan kızı ile birlikte tekrar Fransa’ya dönen Madam, orada tanınmış bir bankacı, tüccar ve avukat olan Jean Blanque ile tekrar evlendi ve bu evlilikten 4 çocukları oldu. Fakat bu eşi de esrarengiz bir şekilde öldü..

seri katil madame lalaurie

Madam LaLaurie, üçüncü ve son evliliğini kendisinden çok daha genç olan doktor Leonard Louis Nicolas LaLaurie ile yaptı. Paralı ve iyi ilişkileri olan sosyetik güzel LaLaurie, evinde verdiği partiler, yemekler ve kokteyllerle de çevre sakinleri tarafından tanınıyordu.

Bir gün evinde vereceği bir yemekli parti öncesinde kölesi olan 12 yaşındaki Lia adlı genç kız onun saçlarını tararken canını acıtmıştı. O zamana kadar şiddet eğilimine rastlanmadığı ifade edilen Madam LaLaurie, eline aldığı kırbacıyla kölesini bayıltana kadar dövmüş ve sonunda öldürmüştür. İlk cinayetini bu işkenceyle işlediği düşünülen LaLaurie, kendisine açılan davadan sahip olduğu yüksek çevresini de kullanarak sadece 300 dolar cezayla kurtulmuştur.

Madam LaLaurie, bu olaydan sonra iyice zalimleşir. Ünlü bir cerrah olan Leonard’ın yaptığı ameliyatları bizzat izlemiş, kocasıyla beraber insan anatomisine dair bilimsel deneylere katılmış ve bundan sadistik bir zevk aldığını paylaşmıştı. Kocasını bu ameliyatlar ve deneyler hakkında defalarca soru yağmuruna tutmuş, ameliyatta kullandığı aletleri eve getirmesi için onu zorlamıştır. Ayrıca o dönemde insan bedenine olan ilgiden dolayı çok sayıda mezar hırsızlığı hadiseleri görülmekteydi. LaLaurie'de bu teoriye göre kendini savunmasız insanlara karşı tatmin ediyordu.

Kölelerini zincirlere vuruyor, onları aç bırakıyor ve bilerek kemiklerini kırıyordu. Amacı ise kölelerin üzerinde deneyler yaparak, onları çeşitli hayvanlara benzetmek istemesi..

Derken bir gün 1140 numaralı dev köşkün mutfağında bir yangın çıkmış ve bu yangın Madam'ın dehşet verici yüzünü ortaya çıkarmıştır. New Orleans itfaiyesi yangına müdahale etmek için LaLaurie'nin evine girmiş, itfaiye erlerini gören bir kölenin evin üçüncü katını kontrol etmelerini söylemesiyle üst kata çıkmışlardır. Evin üçüncü katında itfaiye erleri kapalı, sürgülü ve kilitli bir kapıyla karşılaşmıştır. Kapının arkasından çığlıklar ve ağlama sesleri duyulmuş, bunun üzerine kapıyı zor kullanarak açan itfaiye erlerinin karşılaştığı manzara birçok insanın hafızasında kalıcı izler bırakmıştır..

İtfaiye erleri odaya girer girmez dehşet bir ceset ve leş kokusuyla karşılaşmışlardır. İnsan cesetleri, duvara zincirlenmiş kimisi yaşayan kimisi de ölü olan kanlar içinde bedenler, korkunç işkenceler edilerek parçalanmış 7 köleye ait ceset bulunmaktaydı. Boyunlarından asılı ve ayakları zincirli kölelerin çoğunun cesedi zeminin altında bulunmuştur. Ölü veya canlı kurbanlarının çoğunun kemikleri kırılmış ve ters yönlere kıvrılmış, derileri farklı biçimlerde oyulmuş ve yüzülmüş, elleri ve ayakları kesilmiş bir vaziyetteydi.

Ve elbette hayvanlara benzetme deneylerinin sonucu olarak da kolları zorla yengece benzetilmiş bir kadın, boynu eğriltilmiş bir adam, ve bacakları düzeltilemeyecek kadar çarpılmış, kediye benzeyen bir adam buluyorlar…

Mutfaktaki yangının çaresiz köleler tarafından yaşadıkları eziyeti dış dünyaya anlatmak için çıkardığı düşünülüyor. LaLaurie’ler hakkında hafifinden bir soruşturma açıyorlar. LaLaurie ailesine kınama cezası veriyorlar ve söz konusu köleleri de güya salıveriyorlar.

Araştırmacı yazar Eugene Backes, 1924 yılında Saint Louis Mezarlığında Madam LaLaurie'nin adının ve 1842 ibareli ölüm tarihinin yazdığı bir mezartaşını keşfetmesi üzerine LaLaurie'nin 1842'de ölmüş olduğu düşünülmektedir. Uzun yıllar LaLaurie'nin 1140 numaralı evinin önünden insanlar korkudan geçememiş, hakkında ortaya atılan 'yaşıyor' iddiaları uzun yıllar kulaktan kulağa yayılmıştır.

Söz konusu 1140 numaralı ev, bir müze ve bölgenin mimarlık tarihi gururu olarak bugün hala ayakta.

madame lalaurie evi