Sosyal Etki Nedir?

25.04.2023 / Eğitim / Genel

Sosyal bir varlık olması insanın en temel özelliğidir. Yani insan toplu hâlde yaşar ve toplumu meydana getirir.

Sosyal Etki Nedir?

Bu durum insanı içerisinde yaşadığı çevreden etkilenen ve aynı zamanda bu çevreyi etkileyen bir konuma taşımaktadır. İçerisinde bulunduğu toplumun özelliklerini bilen birey, bu özelliklere uygun davranışlar göstermek durumundadır.

Birey kendi istek, yetenek, özellik ve kişiliğine göre gerçekleştireceği davranışlarını toplumun yapısı ve özelliklerine uygun olarak şekillendirir. Yani bireyin davranışları üyesi olduğu toplumun davranış yapı ve biçimlerinden etkilenmektedir.

Bu etkilenme durumu sosyal etki olarak adlandırılmaktadır. Bireyler, özellikle karşılaştıkları yeni bir durum karşısında sergileyecekleri davranışın ya da geliştirecekleri tutumun ne olacağını belirlemek için başka insanların fikirlerini alırlar. Bireylerin inanç, tutum, duygu ve davranışlarını etkileyerek değişim meydana getirebilecek olan insanların birey için önemli kişiler olması gerekmektedir. Çünkü bireyler değer verdikleri insanların yönlendirmesine diğer bireylere göre daha açıktırlar.

Sosyal etki, bireyin inanç, tutum, duygu ve davranışlarında başka birey/bireyler tarafından değişiklik meydana getirilmesi olarak tanımlanabilir. İnsanların diğer insanlar üzerinde meydana getirdiği etkileri incelemesi dolayısıyla sosyal etki, sosyal psikolojinin alanına girmektedir.

Sosyal psikologlar, bireylerin davranışlarında meydana gelen değişimler bağlamında sosyal etkiyi tanımlamaktadırlar. Ancak sosyal etki içerisinde ikna edici iletişimi ve bu iletişimin sonucunda tutum değişikliği ve uymayı da barındırmaktadır.

Bireylerin çevrelerinden nasıl etkilendiği ve bu etki sonucunda tutum değişikliği ya da uymanın nasıl gerçekleştiğini ortaya koymak amacıyla sosyal psikologlar ve bilim insanları sosyal etki araştırmaları yapmaktadırlar.

Sosyal Etki Türleri

İnsanların duygu, düşünce, tutum ve davranışlarında değişim meydana getirme gücüne sahip olan sosyal etki, insanların birbirleri ile iletişim ve etkileşim içinde olmasını içermektedir. İnsanlar, birbirleri ile iletişim kurarken aynı zamanda birbirleri ile ilgilenmekte, birbirlerine zaman ayırmakta ve birbirlerine bağlılık geliştirmektedirler. İnsanlar üzerinde güçlü bir etkiye sahip olan sosyal etki bilgilendirici ve normatif olmak üzere iki türdür.

  • Bilgilendirici Sosyal Etki: Birey ilk defa karşılaştığı bir durumda ya da bulunduğu bir ortamda nasıl davranması gerektiğini bilemeyebilir. Bu durumda çevresinde bulunan diğer bireylerden nasıl davranması gerektiğine ya da hangi davranışın doğru olduğuna dair ipuçları aramaya başlar. Çevresinden elde ettiği ipuçları doğrultusunda yeni durum ya da ortama uygun doğru davranışı sergilemeye çalışır. Diğer insanların doğru davranışın ne olduğunu kendisinden iyi bildiği düşüncesi ve doğru davranma isteği bireyi bilgilendirici sosyal etkiye açık hâle getirir.
  • Normatif Sosyal Etki: Bireyin davranışlarında duygusal ihtiyaçlar da etkili olmaktadır. Bireyin duygu, düşünce, tutum ve davranışlarında meydana gelen değişimde başkaları tarafından beğenilme, kabul görme, sevilme, cezadan ve dışlanmadan kaçınma gibi duyguların etkili olması durumu normatif sosyal etki olarak tanımlanmaktadır. Normatif sosyal etki, temelde bir arada yaşayan insanların birbirleri ile uyum içerisinde yaşamasına ve ortaya çıkan sorunların çözülmesine katkıda bulunur. Ancak birey toplum içerisinde kabul görmeme ihtimali yüksek bir durum içerisinde ise normatif sosyal etki birey için uzlaştıran değil bireye baskı yapan bir sorun hâline gelmektedir.

Sosyal Etki Süreçleri

Bireyin çevresi ile girdiği etkileşim sonucunda meydana gelen sosyal etki farklı süreçler sonucunda farklı biçimlerde ortaya çıkabilmektedir. Bunlar; uyma ve ikna olarak sıralanabilir.

  • Uyma: Üyesi olduğu grubun ya da toplumun görüşlerinden etkilenen bireyin, kendi görüşünü grubun ya da toplumun görüşü doğrultusunda değiştirmesi olarak tanımlanmaktadır. Birey uyma davranışını grubun, sosyal normların ve sosyal beklentilerin baskısı nedeniyle gerçekleştirmektedir.
  • İtaat: Bireyin kişi ya da gruba kendini kabul ettirmek, kişi ya da grubun onayını almak, takdirini kazanmak istemesi ve zorlama, dışlanma, ceza gibi olumsuz durumlardan kaçınmak istemesinden kaynaklı olarak gerçekleştirdiği kişi ya da grubun düşüncelerine ve fikirlerine uyma davranışıdır. Birey otorite konumunda bulunan kişi/kişilerin emir ya da isteği doğrultusunda uyma davranışı göstererek itaat eder. Böylece toplumsal düzen hem sağlanmış hem de sürdürülmüş olur.
  • Özdeşleşme: Bireyin tutum ve davranışlarını bir sosyal grup ile faydalı ilişki kurmak ve bu ilişkiyi sürdürmek amacıyla sosyal gurubun istek ve beklentileri doğrultusunda değiştirmesidir.
  • İçselleştirme: Bireyin değer yargıları ile grubun değer yargılarının uyumlu olması durumunda bireyin farkında olarak ya da olmayarak grubun fikirlerini özümsemesi ve davranışlarını bu fikirler doğrultusunda biçimlendirmesidir. Birey uyma davranışını ya grubun görüşünden etkilendiği (içselleştirme) için ya da grubun fikri çok baskın olduğu için kendi görüşünü savunamaması (özdeşleşme) nedeniyle fikrini değiştirerek gerçekleştirmektedir. İçselleştirme durumunda birey grubun baskısı ortadan kalktığında bile grupla aynı görüşe sahip olmaya devam eder. Özdeşleşme durumda ise grubun baskısı ortadan kalktığı anda birey grupla aynı görüşü paylaşmaz, kendi görüşünü savunmaya devam eder. Bireyin grup baskısının ortadan kalkması durumunda bile grupla aynı görüşü paylaşması için bireyin tutumunun değişmesi ve uyma davranışının sergilenmesi gerekmektedir.
  • İkna: Bireyin tutum ve davranışlarının sözlü veya sözsüz olarak iletilen mesajlarla değiştirilmeye ya da pekiştirilmeye çalışılmasıdır. İkna ile birlikte bireyde istenilen inanç, tutum, düşünce ve davranış oluşturmaya çalışılırken bireye detaylı bilgilendirme yapılmaya çalışılır.

Sosyal Etki ve Uyma Davranışını Etkileyen Faktörler

Ortamsal, kişisel ve kültürel faktörler bireylerin sosyal etki sonucunda uyma davranışını göstermesinde etkili olmaktadır.

Ortamsal Faktörler

Sosyal etki ve uyma davranışını etkileyen ortamsal faktörler;

  • Grup büyüklüğü
  • Grubun (karar birliği) söz birliği
  • Mevki ve saygınlık
  • Yüz yüze (aynı ortamda) olma
  • Kişiliğin kaybolması (kimlik belirsizliği)
  • Gruba bağlılık
  • Azınlığın etkisi
  • Bilgi ve norm etkisi olarak sıralanabilir.

Bireylerin içinde bulunduğu grubun birey sayısı ve büyüklüğü arttıkça bireyin uyma davranışını sergileme ihtimali artmaktadır. Ayrıca birey karşısında bir fikir hakkında belli bir karara varmış gruba ve grup üyelerine karşı çıkmakta zorlanır. Çünkü kendisini grubun kararına uymaya zorlayan büyük bir baskı altında hisseder. Eğer grup içerisinde bir fikir hakkına karara varılamamışsa grubun görüşü dışında görüşe sahip birey/bireyler mevcutsa ve bu birey/bireyler kendi görüşlerini rahatça dile getirip savunabiliyorsa bireyin uyma davranışı sergileme ihtimali düşmektedir. Bu nedenle uyma davranışının ortaya çıkmasında grubun karar birliğinin (söz birliği) oluşmuş olması gruptaki birey sayısının çokluğundan daha etkili olmaktadır.

Birey yüksek mevkiye ya da saygınlığa sahip bir kaynaktan gelen sosyal etkiye daha açıktır ve uyma davranışını gösterme ihtimali daha yüksektir. Sosyal etki kaynağı ile bireyin aynı ortamda (yüz yüze) olması bireyin uyma davranışının artmasını sağlamaktadır. Bireyin yüz yüze iletişim kurulmadan uzaktan yöneltilen emir ve yönlendirmelere karşı çıkma ya da uymama ihtimali yüksektir. Ayrıca eğer kişi kendini sosyal etki kaynağına bağlı hissederse ve grup normlarını içselleştirirse yüksek oranda uyma davranışı gösterir.

Kişisel Faktörler

Sosyal etki ve uyma davranışını etkileyen kişisel faktörler;

  • Benlik
  • Birey olma
  • Cinsiyet olarak sıralanabilir.

Bireyin uyma davranışını göstermesinde bir grubun üyesi olmaktan ve gruba uygun davranmaktan ya da birey olarak kendi istek ve beklentilerini ön planda tutmaktan hoşlanması belirleyici olmaktadır. Birey grup içinde olmaktan ve grubun normlarına uygun davranmaktan hoşlanıyor ve kendi benliğini ön planda tutmuyorsa uyma davranışını gösterir. Ancak birey kendi benliğini ön planda tutuyor ve grubun içindeki diğer bireyler gibi olmayı tercih etmiyorsa uyma davranışı göstermez. Çünkü birey kendine has kimliğini sürdürmekten hoşlanmaktadır, kendi gibi yemeyi, gezmeyi, giyinmeyi hatta konuşmayı grupta göze batmasına ve öne çıkmasına sebep olsa bile sever. Bunlara ek olarak kadın ve erkek arasında uyma davranışı farklılık göstermektedir. Kadınlar erkeklere göre uyma davranışı göstermeye daha yatkındır.

Kültürel Faktörler

Bireylerin hayatlarında, tutum ve davranışlarının gelişmesinde doğdukları ve büyüdükleri kültür de etkili olmaktadır. Kültürler arası uyum araştırmalarında bireyin içinde yetiştiği toplumun bireyci özelliklere sahip olması durumunda birey uyma davranışını zayıflık ve birey olamamanın belirtisi olarak algılamaktadır. Bu nedenle de bireyci toplumlarda yetişen bireylerde uyma davranışı gösterme eğilimi az olmaktadır. İçinde yetiştiği toplumun kolektif (toplulukçu) özelliklere sahip olduğu birey, uyma davranışını toplumsal bir pekiştirici ve yakınlaştırıcı olarak görmektedir. Bu nedenle de kolektif toplumlarda uyma davranışı gösterme eğilimi yüksek olmaktadır.

Bireyci toplumlara kıyasla kolektif toplumlarda uyma davranışı daha yüksek oranda gerçekleşmektedir. Bu durum bireyci toplumlarda uyma davranışının yok denecek kadar az olduğu ya da hiç olmadığı anlamına gelmemektedir. Bireyler genellikle içinde yaşadıkları toplumun normlarına uymamayı ve toplumla ters düşmeyi göze alamazlar ve bu nedenle de uyma davranışı gösterirler. Düşünüldüğünün aksine kolektif toplumlara göre az olsa bile bireyci toplumlarda da uyma davranışı yüksek seviyededir.