Sosyal Kurumlar: Aile Kurumu

24.01.2022 / Eğitim / Genel

Kurumlar insanların bir arada yasayabilmeleri için belli fonksiyonları üstlenir. Aile kurumu ise diğer tüm kurumların temelinde yer alır.

Sosyal Kurumlar: Aile Kurumu

Çünkü ekonomi, din, yönetim, eğitim gibi sosyal kurumlar öncelikle aile içerisinde şekillenir. Aileyi, eşlerin duygusal ve üremeye dair gereksinimlerinin karşılandığı, çocukların bakımının ve eğitiminin üstlenildiği, ortak amacı ve inançları olan bir yapı şeklinde tanımlayabiliriz. Ailenin varlığı, kuşkusuz her toplumda meşru olarak varlığın ve kültürün sürdürülebilmesi açısından oldukça önemlidir. Aile, toplumun diğer alt sistemleriyle yakın ilişkidedir. Sosyal yapı içerisinde çok yönlü bir etkileşim sonucu fonksiyon ve yapı değiştirerek toplumun bütünlüğünü, kişinin güvenliğini sağlayan bir kurumdur.

  • Eğitim işlevi: Çocuk toplumun kültürünü, mesleksel bilgilerini aile içinde edinir. Aile içindeki büyüklerin küçük çocukların eğitilmesinde büyük payları vardır.
  • Koruyucu işlev: Geniş ailelerin yaygın olarak görüldüğü geleneksel toplumlarda tüm aile üyeleri dıştan gelen saldırılara birlikte karşı koyar.
  • Dinsel işlevi: Geleneksel geniş aileler, kendi üyelerine dinsel eğitim verir ve aynı zamanda üyelerinin dinsel eğitimin gereklerini yerine getirip getirmediğini denetler.
  • Eğlenme ve dinlenme işlevi: Aile üyeleri yapılan tüm eğlencelere ve törenlere birlikte katılır. Düğün, sünnet vb. törenlerde aile üyelerinin hepsi bulunur.
  • Çocuk yapma işlevi: Geleneksel geniş ailelerde yeni evlenen çifte, çocuk yapmaları ve neslin devamını sağlamaları konusunda aile üyeleri tarafından bilgi verilir.
  • Psikolojik doyum sağlama işlevi: Geleneksel geniş ailede psikolojik ilişkiler yoğun değil yaygındır. Kişi, ailesi ve çocukları ile olan ilişkileri kadar; anne, babası ve kardeşleri ile de psikolojik bağlar içinde bulunur.

Anne, baba ile evlenmemiş çocuklardan oluşan çekirdek aile türlerinde, çocuk sayısı azalarak, çocuğa verilen değerde bir artış meydana gelmiştir. Çekirdek ailenin işlevleri; insan türünün devamını sağlamak için çocuk yapmak, çocuğun küçük yaşta toplumsallaştırılması ve aile üyelerinin psikolojik doyuma ulaşmasıdır. Çekirdek aile yapısı her iki eşin de çalışmasına olanak verir. İletişim ve etkileşim söz konusu olduğunda daha demokratik bir ilişki söz konusudur. Aile içi karar mekanizmalarının işleyişinde tüm aile üyeleri kararlara katılır.

Aile üyeleri arasındaki etkileşim ve aile ortamı, psiko-sosyal yönden gelişen bireyin en çok iletişime girdiği yerdir. Bu ilişkiler bireyin kendine güvenmesini, kendine ve diğer bireylere sevgi duymasını, kimlik kazanmasını, kişilik gelişimini, sosyal beceriler geliştirmesini ve topluma adaptasyonunu mümkün kılar. Toplumun sosyo-kültürel özellikleri, kişiye ailesi aracılığı ile aktarılır.

Çocuk, ailesi içerisinde insan ilişkilerini gözlemler, yaşar ve bu ilişkileri belirleyen anlaşma, uzlaşma, bağlılık, iş birliği gibi olumlu niteliklerle beraber, anlaşmazlık, çekişme ve çatışma gibi olumsuz durumlarda takınacağı tutumları da öğrenir. Özellikle okul öncesi dönemde anne ve baba, çocuk üzerinde oldukça etkilidir. Çocuk bu dönemde anne ve babasının olumlu ve olumsuz yönlerini benimseyerek içine sindirir. Aile çocuğu sosyalleştirirken, çocuklara toplumun değer ve normlarına uygun bir birey olmayı öğretir. Böylelikle onların sosyalleşmelerine yardımcı olurken, çocuklar da sosyalleşmenin temel değerlerini içselleştirerek nesiller arası kültür aktarımını gerçekleştirirler.

Ailenin işlevleri; bireylere düzenli yaşam sağlamak, sevgi ile şefkat ihtiyacını giderebilmek, neslin devamlılığını sağlamak, gelenek ile göreneğin aktarımını gerçekleştirmek, çocukların ruh sağlığını gözetmek ve onları eğitmek, yaşlılıkta güvence sağlamak, eşler arası ilişkilerin meşrulaştırılması şeklinde sıralanabilir.