Teatral Dans: Tango

13.04.2020 / Kültür / Sanat / Tarih

Arjantin, 1800’lü yıllarda çoğunlukla İtalyan ve İspanyol göçmenleri kabul etmiştir. Bu göçmenler ise zor şartlarda yaşamaya tutunmuşlardır.

Teatral Dans: Tango

Buenos Aires’te belli bölgeler de elit bir yaşam sürerken, belli bölgelerde de işlik ve barakaların bulunduğu daha yoksul kesim hayatını sürdürür. İtalyan ve İspanyol fakir gençler arasında compadrito (genç kabadayı) olarak adlandırılan, düşük fular takıp yüksek topuklu bot giyen,  iyi dans edebilmek için birbirleri ile prova yapan gençler vardır. Tango o dönemlerde yoksul kesimin yarattığı bir danstı ve figürleri müstehcen bulunmasından dolayı sürekli dışlanan bir dans olmuştu.

Tango Müziği’nin temelinde, Küba Müziği ve İspanyol Dans Hareketleri ile birleşen Habanera, doğaçlama figürler taşıyan Arjantinli zenci dansçılara ait Milonga ve İspanyol Endülüs Tangosu (Tango Adaluz) vardır.

Tango, Arjantin yerel müziği, Milonga, Tango Adaluz, Polka dansları, Afrikalı göçmenlerin Candombe ritimleri, Calinda (Karayipler’den gelen tarz) ile yoğrulmuştur ve yerel dansların birleşimi ile oluşur. İlk zamanlar burjuva kesimince tamamen dışlanırdı. Liman şehri Bordello’da zengin gençler kendi eğlence anlayışları arasına tangoyu aldı. Daha sonra genelevlerde sergilenen tango dansı gece hayatına girer ve ilerleyen zamanlarda tiyatrolarda yer alır. Böylece şehir hayatına da taşınmış olur.

1900’lü yılların başında Tango Avrupa’da tanınmaya başlar, 1917 senesine Carlos Gardel (Tangonun Kralı)’in Bounes Aires’te tango müziği söylemesi ile elit kesimde tango değer kazanır. Tango,  Rudoplh Valentino (İtalyan aktör) ile birlikte tüm dünyada bilinen bir dans olarak ilk sıralarda yer alır. İkinci Dünya Savaşı sonrası dans salonlarının kapatılması tangodan uzaklaşılmasına sebep olur, 1983 Falkland Savaşı’ndan sonra Leopoldo Galtieri yönetimi devrilince, Tango tekrar kendini göstermeye başlar ve bugünlere kadar gelir, Arjantin’in başkenti Buenos Aires günümüzde de Tango’nun merkezi olarak bilinir.