Tüzel Kişilerin Hak Ehliyeti
Kişi ve mal toplulukları tüzel kişilik kazanmakla birlikte hak ehliyetine de sahip olurlar.
İktisat bilimi kıt kaynakların idaresidir. En büyük sorun ise bu kıt kaynakların adaletli biçimde nasıl dağıtılacağının bilinmemesidir.
Bu sorun serbest rekabet ekonomilerinde fiyat mekanizmasının işleyişi ile çözülür. Mekanizmanın işleyişini şöyle basitleştirerek açıklayabiliriz: Üretim faktörlerinin de sahibi olan hane halkları (tüketiciler) ihtiyaçlarını karşılamak üzere mal ve hizmet talep ederler.
Müteşebbisler hane halklarından sağlayacakları kaynaklar ile en çok kâr edebilecekleri malları üretmek üzere harekete geçerler bunlar olurken mal ve hizmet piyasalarında ya da faktör piyasalarında hem üretim faktörleri en yüksek kâr getirecek malları üretmeye tahsis edilir ve hem de üretilen mallar en yüksek fiyatı verenlerce satın alınır.
Bu yapı bir taraftan toplumun faydasını (refahını), diğer taraftan da üreticilerin kârını maksimize eder. Bu durum, kaynakların en etkin bir şekilde malların üretimine tahsis edilmesi demektir. Aslında tüm bunları sağlayan fiyat sistemidir ve fiyat sistemi ile tüketicilerin istekleri üreticilere yansır. Bu yansıma sonucu şu temel iktisadi sorulara cevap aranır.
Sayılan bu beş temel soru iktisadi sorunlar olarak ifade edilir. Bunları kısaca açıklayacak olursak;
Ne Üretilecek: Üreticiler ne üretileceğine karar verirken kendilerine en yüksek ve sürekli kârı hangi malın sağlayacağına bakarlar. Firmaların amacı kârdır. Bunu en yüksek hangi malın üretimi ile elde edeceklerse onu üreteceklerdir.
Ne Kadar Üretilecek: Üretilecek malın miktarı önemlidir. Gerek toplam yatırım tutarları açısından ve gerekse tesis büyüklükleri açısından üretilecek mal miktarı kârı maksimize edecek bir miktar olmalıdır. Çok büyük tesisler kurup düşük kapasite ile kullanmak zarara yol açabilir.
Nasıl Üretilecek: Bu soru üretim tekniği ve yöntemi ile ilgilidir. Teknoloji seçimi maliyetler açısından önemlidir. Eldeki üretim faktörleri dikkate alınarak en düşük maliyetli teknoloji seçilmelidir. Eğer işgücü ucuz ise emek yoğun teknoloji seçilebilir veya sermaye ucuz ise sermaye mallarının daha fazla kullanıldığı bir üretim yöntemi seçilebilir. Anahtar yine fiyat sistemidir. En düşük maliyetli üretimi sağlayan teknoloji seçilmelidir.
Nerede Üretilecek: Üretim için tesis yeri seçimi de toplam maliyetleri etkiler. Bazı mallar için pazara yakın, bazıları için ise hammaddeye yakın tesis kurmak maliyetleri düşürür.
Üretim Nasıl Bölüşülecek: Ekonominin gerçekleştirdiği toplam üretim faktör sahipleri arasında paylaşılacaktır. Bilindiği gibi toplum hane halklarından oluşur. Hane halkları üretim faktör arz edicidirler ve arz ettikleri üretim faktörlerinin gerçekleştirdiği üretimden bir pay alırlar. İşgücü arz edenler ücret geliri, toprak arz edenler kira geliri ve sermaye arz edenler ise faiz geliri elde ederler. Üretimden geriye kalanı ise müteşebbis kârını ya da zararını oluşturur. Böylece tüm üretimin ücret, kira, faiz ve kâr olarak topluma dağıldığını söyleyebiliriz. Bu dağılımı sağlayan yine fiyat sistemidir. Her faktör sahibinin ne kadar pay alacağı faktörlerin fiyatları ile belirlenir.
Üretim faktörlerinin üretimden aldıkları paylara göre yapılan bölüşüme fonksiyonel (işlevsel) bölüşüm denilir. Diğer yandan, toplam üretimin ya da toplam gelirin toplumdaki kişiler arasında bölüşümüne ise kişisel bölüşüm diyoruz. Toplumu oluşturan kişilerin büyük kısmı aynı zamanda faktör sahipleri de oldukları için her iki bölüşüm birbiri ile yakından ilişkilidir.
Ancak her toplumda herhangi bir üretim faktörüne sahip olmayan kesimler de vardır. Bunlar toplam gelire herhangi bir katkı yapmazlar. Toplum veya devlet bunlara da toplam gelirden bir pay aktarır. Bu nedenle kişisel gelir dağılımı ile fonksiyonel gelir dağılımı birbirinden farklıdır. Bir ekonominin toplam üretiminin (veya gelirinin) kişiler arasındaki dağılımının sosyal adaletin sağlanması açısından da önemli olduğu unutulmamalıdır. Nitekim fakir kesimler ile zenginler arasındaki gelir farklılıkları pek çok toplumsal problemin de temelini oluşturmaktadır.