Yapay Nezaket
Nezaket, insanın kalbinden doğar; teknoloji ise insanın kalbinden geçenlere dokunarak şekil alır. Sessiz bir etkileşim, derin bir anlayış.
Nezaket, insanın kalbinden doğar; teknoloji ise insanın kalbinden geçenlere dokunarak şekil alır. Sessiz bir etkileşim, derin bir anlayış.
İnsan hayatı hesaplar ve denklemler üzerine mi kurulu? Matematik, bilinç ve varoluş arasındaki derin bağlantıyı sorgulayan felsefi bir yazı.
Burası dünya. Bilimin, çözümcü ya da ilerlemeci yaklaşımların, evrensel ahlak yasalarının değil, savaşların miras bırakıldığı bir yer.
Bir gruba ait hissetmek toplumların en önemli dinamiklerinden biridir. Bu bireysel kimliğimizi oluşturmamızı engelleyen de bir süreçtir.
Birden içimde tuhaf bir ürperti hissediyorum. Füruzan; yazar, 91 yaşında. Bu kadar uzun yaşamış biri neden bana bu kadar tanıdık değil?
Çağdaş Türk edebiyatında güçlü anlatımı ile öne çıkan Nermin Yıldırım, düşündürücü romanı Misafir’de toplumsal meseleleri ustaca işliyor.
Kayıp Tanrılar Ülkesi, okuru Türkiye’nin ve Almanya’nın tarihi derinliklerine ve mitolojik dünyasına doğru sürükleyen bir macera sunuyor.
İlahi olsun olmasın tüm inanç sistemleri yaşanılan olayların hangi bağlamda değerlendirileceği konusunda yönergeler içerirler.
Kendi eleştirilerimizle bir kaos yaratıyoruz. Siz siz olun, tüm bu içerikleri görmezden gelerek algoritmanızdan tamamen temizleyin.
Diamond Tema ile Cemre Demirel’in Yer6 Film YouTube kanalında yayınlanan “Din ve Ahlak” konulu yayınına yönelik bir deneme yazısı.
İlim 'bir şeyi gerçek yönleriyle kavrama uğraşı’ hikmet ise 'gizine ulaşılamayan şey’ anlamında kullanılır. Hangisini seçmek gerekir?
Kübra, yönetmenliğini Durul Taylan ve Yağmur Taylan’ın yaptığı, Netflix’te yayınlanan dram ve gerilim türündeki yerli internet dizisi.
Tanrı Duyar Hiç Değilse / Duygularımızı pazara çıkaralım, bir köle gibi aşağılayalım mesela. / Açık arttırmada ucuza satalım.
Kötülerin daha güçlü ve daha kalabalık olduğu bir dünyada hassas olduğumuz konularda ortak çözümler geliştirilebilir mi?
İnsanoğlu doğadaki diğer canlılardan farklı olarak kendi türünü eleştirebiliyor, yargılayabiliyor ve sistemli cezalar verebiliyor.
Varoluşun doğasını sorgulayan bir çocuğun; anne-babası ve onları çevreleyen toplumla çatışmasını anlatan vurucu bir dizi.
Aile oluşumuna ve rollerin çerçevesiz dönüşümüne mizahi bir başkaldırı niteliğinde yanıt veren Berkun Oya imzalı Kocaman Bir Alkış...
Kavramları iyice çözümlemeden yaşadığımız bir hayatta, kullandığımız sözcükler yalnızca bir masalın figürleri konumunda kalırlar.
Acı veren gerçeklerdense tatlı yalanları duymayı tercih ederiz. Ve böylece kendimiz dışındaki tüm yalancılara şüpheyle bakmayı öğreniriz
Acı gerçeklerin rutin hale geldiği bir dünyada gerçekleri arayan ruhları yorucu bir yolculuk beklemektedir. Sonu gelmeyen bir yolculuk.
İnsan beyni evrenin en karmaşık sistemini barındırıyor. Buna rağmen insanoğlunun tarihi serüveni çok da karmaşık gözükmüyor.
Mürekkebi tükenmiş bir kalemin, suskunluğu vurur ta ciğerlerime. Yaşanacak ne varsa zamanın kör pencerelerinde kalmış gibi.
İnsanların çoğunluğu benliği ile bedeninin bütünleşik olduğunu düşünüyor. Bu biraz da yaşamın devamlılığı ile ilgili bir mevzu.
Bilemediklerimiz yüzünden, insana dair çok şeyi çözdük sanıyoruz. Birbirimizden öğrenmeliyiz, her şeyi yaşayacak kadar vaktimiz yok.
Kendi küçük dünyamızda hepimiz çok önemliyiz. Diğer insanlar açısından ise ürettiğimiz maddi-manevi fayda oranında önemli olabiliyoruz.