Muhabbet Kuşları Neden Hep Çift Olarak Takılır?
Hayvanlar aleminde birçok canlı bazı menfaatler için çiftleşir fakat muhabbet kuşları tıpkı insanlar gibi duygusal bağ amacıyla çift olur.
Hayvanlar aleminde birçok canlı bazı menfaatler için çiftleşir fakat muhabbet kuşları tıpkı insanlar gibi duygusal bağ amacıyla çift olur.
Papağan, çok kalın olan dilinin yapısından ötürü insan sesini taklit edebilen bir kuştur. Sözlerle, ses perdelerinin tıpkısını yapabilir.
Güz gelince leylekler bulundukları yerden ayrılıp güneydeki sıcak bölgelere giderler. Ama kış sona erdiğinde tekrar geri gelirler.
Balıkçıl kuşunun uzun ayaklarında tüy yoktur; ayakları çıplaktır. Ayakları suyun içinde dura dura sonunda üşümeye başlar.
Telle birlikte toprağa, su birikintisine ya da oraya ileten başka bir tele dokunmadığı sürece kuşlara elektrik çarpmaz; aksi halde ölürler.
Kırlangıçlar göçmen kuşlardır. Güz gelip ilk soğuklar bastırmadan önce sıcak ülkelere göçmek üzere tellerin üzerinde toplanırlar.
Kırlangıçta bizi şaşırtan ve küçük kafasının içinde olup bitenleri bilemediğimiz için anlayamadığımız bir yön bulma duyusu vardır.
Yuva yüksekte olmasa, anne ile baba yiyecek aramaya gittiğinde etçil hayvanlar gelip henüz uçamayan yavru kuşları yiyebilir.
Hayvanlar geçtikleri yerlere insanların duyamayacağı kokular bırakır. Av köpeği ise koku alma kabiliyetiyle bu kokuları rahatlıkla ayırır.
Kuşların kanatları hızlı bir çırpınışla havaya dayanır. Aynı balık yüzgeçlerinin ya da yüzen birinin kollarının suya dayanması gibi.
Başıboş köpekler pek o kadar titiz olmazlar. Çoğu zaman çöp tenekelerinde buldukları pis öteberiyle yetinirler.
Köpekler, sıcaklık duygusu çoğalınca ve özellikle koşunca dilini dışarıya çıkartır. Bu, onun terleme ve serinleme tarzıdır.
Kaplumbağa, kabuğunu sırtında taşımaz; içinde yaşar. Kabuğunun boşluklarından ancak başını, bacaklarını ve kuyruğunu çıkartabilir.
Bu, salyangozun yerde veya bitkiler üzerinde ilerlerken kolayca kayması için vücudundan çıkan yapışkan sıvının izidir.
Salyangoz, hareketli iki boynuzunun ucundaki gözleriyle görür. Bir tehlike sezince, gözlerini korumak için boynuzlarını içeriye çeker.
Birçok yürüyen hayvan hızlanmak istediğinde koşmaya başlar fakat kurbağa için bu durum olduğunda bunu zıplayarak gerçekleştirir.
Aç ve meraklı yengeç yavruları bazen midyenin kapaklarının arasından içeriye girer ve kapaklar kapanınca da midyenin içine hapsolur.
Balıkların gözkapakları bulunmadığı için gerçekten uyuyup uyumadıkları anlaşılmaz. Aslında gözleri açık olarak uyurlar.
Balıkların ağızları vücutlarına kıyasla çok büyüktür. Solunum ve yemek için ağızlarını iyice açtıkları zaman esniyorlarmış gibi görünürler.
İstiridyeler, midyeler gibi denizlerde yetişen kavkılı hayvanlardır. Bunlar, kayalara yapışarak büyürler.
Balıkların vücutları hemen hemen suyla aynı sıcaklıktadır. Bu yüzden bizim ılık sudaki rahatlığımız gibi onlar da soğuk suda rahat eder.
Balıklar bu şekilde nefes alırlar. Ağızlarını açarak suyu yutarlar. Sonra bu su, başlarının iki yanındaki yarıklardan dışarıya çıkar.
Farelerin parmaklarında küçük, çok ince ve çok sağlam tırnaklar vardır. Duvarlar da her zaman tamamıyla düz ve kaygan olmazlar.
Farelerin vücutları çok esnektir. Eklemleri de öylesine oynaktır ki, kafasının geçebildiği her delikten rahatlıkla geçebilirler.
Çoğu kültürde at nalı, dört yapraklı yonca ve üzerinde 13 rakamı yazılı bir madalyon gibi bazı eşyaların şans getirdiğine inanılır.