Seyahat Rehberi: Singapur
Asya’nın incisi Singapur, zengin kültürü, eşsiz mutfağı ve doğayla iç içe şehir yapısıyla en çok ziyaret edilen ülkelerinden biridir.
Güney Atlantik Okyanusu'ndaki bir dizi uzak ada, yakında dünyanın en büyük vahşi yaşam koruma alanlarından biri haline gelecek.
Şu anda mevcut nüfusu 244 kişi olan Tristan da Cunha, egzotik ve nadir yaban hayatına sığınan volkanik bir adadır. Biri tamamen erişilemez olan birkaç kara kütlesinden oluşur. Adaların toplam alanı yaklaşık 265.000 mil karedir ve insanlar için yaşam alanı oldukça dardır.
En büyük adada bulunan Settlement of Edinburgh of the Seven Seas adlı küçük bir köyde, gelenleri karşılayan "Uzak Adaya Hoş Geldiniz" yazılı tabela ile, ziyaretçilerin evlerinden ne kadar uzakta oldukları hatırlatılıyor. Yerleşim yerinde, dünyanın en izole okulu olan iki kilise, bir süpermarket ve postane gibi gerekli birkaç kurumsal yapıdan başka bir şey yok.
Her gezgin için ilginç bir yer olmasına rağmen, Tristan da Cunha'yı bu kadar özel kılan şey bu özellikleri değil. Tüm balıkçılık ve ilgili faaliyetlerin %90'ını yasaklayan "avlanmaya kapalı bölge" olarak korunacak bu devasa alanda bir ‘deniz koruma bölgesi’nin oluşturulması planlanıyor. İngiltere’nin Mavi Deniz Koruma Kuşağı ile türünün dördüncü en büyüğü olacak hareket, penguenler, albatros, köpekbalıkları, foklar ve balinalar dahil olmak üzere doğal yaşamın güvenliğini sağlamak için önemli bir adım olarak görülüyor.
Dünya okyanuslarının yalnızca %3'ü resmi olarak tehlikeli insan faaliyetlerinden korunmaktadır. Ancak Birleşik Krallık bu sayıyı 2030 yılına kadar %30'a çıkarmayı ummaktadır. Mavi Kuşak Programı gibi girişimler, gezegenin gelecekte yaşanabilirliğini sağlamak için kritik öneme sahiptir. Ancak, iklim değişikliğinin ve artan kirliliğin giderek artan etkisi, bu önemli balıkçılık yasaklarına rağmen suları olumsuz etkilemeye devam edecektir.
Tristan da Cunha’nın ada sakinlerinden James Glass, bu akreditasyon ve koruma programı grubunun bir parçası ve bu adımın önemini şöyle açıklıyor:
Tristan da Cunha'daki yaşamımız her zaman denizle olan ilişkimize dayanıyordu ve bu günümüzde de devam ediyor. Bu nedenle sularımızın %90'ını tamamen koruyoruz ve okyanuslarımızın sağlığını korumada kilit bir rol oynayabildiğimiz için gurur duyuyoruz.