Görsel Kompozisyonda Görüntü Estetiği

05.07.2023 / Eğitim / Genel

Görsel kompozisyonun temel amacı, bir görüntünün estetik olarak hoş ve dengeli bir şekilde sunulmasını sağlamaktır.

Görsel Kompozisyonda Görüntü Estetiği

Çerçeve içerisinde kurgulanacak olan görüntünün düzenlenmesinde kamera hareketlerinin ve açılarının yanı sıra ışık, renk, çizgi, şekil, derinlik, denge, yalınlık gibi pek çok ögenin nasıl düzenlendiği önem taşımaktadır.

Çerçeve içerisinde yaratılmak istenen anlamı destekleyici nitelikte olan bu ögeler, görüntünün daha anlamlı ve estetik olmasına katkı sağlamaktadır. Örneğin iyi düzenlenmiş bir ışık kullanımı, görüntünün daha dramatik ya da daha canlı olmasına olanak sağlayacaktır.

Işık

Sanat kuramcısı Rudolf Arnheim, sanatçının ışık anlayışının insanın genel tutum ve davranışlarını iki biçimde etkilediğini savunmaktadır. Birincisi ışığın nesneleri gerçek ortamı içinde fark edilir duruma getirmesi (seçici dikkati oluşturur), ikincisi ise sanatçının bakış açısıyla nesneleri bilim adamlarının gerçekliğinden kurtarmasıdır.

Reklam filmlerinde kullanılan farklı ışık kaynakları (doğal ışık-yapay ışık) hem görüntünün net bir şeklide görünmesini hem de verilmek istenen mesajın dramatik etkisinin artmasını sağlamaktadır. Işığın farklı kullanımı sayesinde değişik anlamlar oluşturmak mümkündür. Renkleri belirginleştirmek, atmosfer yaratmak, nesnenin daha dikkat çekici hâle gelmesini sağlamak, dramatik etkiyi güçlendirmek, mekânın yapısını ve kişilerin psikolojik durumlarını ortaya çıkarmak ışığın dikkatli kullanımıyla sağlanabilmektedir. Işık kullanıldığı yöne ve açıya göre (alt-üst, arka-yan) belli duyguların güçlendirilmesini sağlayabilir.

Fiziksel etki açısından ışık, nesnelerin formları, hacim ve dokuları hakkında bilgi verir. Psikolojik etki açısından ise ışık, insanı belli ruh halleri içerisine sokabilmektedir. Floresanla aydınlatılan bir ortamla abajurla aydınlatılan bir ortam aynı hissi vermeyecektir. Bir nesneyi kameranın algılayabilmesi için, bu nesnenin aydınlatılması gerekmektedir. Aydınlatılmış olan nesne içinde bulunduğu mekânla birlikte kameranın yarattığı görüntü boyutu içinde de bir hacim oluşturur. Bu nedenle aydınlatma hem görüntü boyutunun ortaya çıkması hem de yaratacağı etki bakımından önemlidir.

Işık ve gölgenin yerinde ve uygun kullanımı dikkatin belli ögeler üzerinde toplanmasına yardımcı olacaktır. Hangi alanların aydınlık hangi alanların karanlıkta kalacağı konuya ve vurgulanmak istenen şeye göre değişiklik gösterecektir. Temel aydınlatmada kullanılan ışık kaynaklarına baktığımızda anahtar ışık (nesnenin görünmesini sağlar, konunun dokusunu yansıtır), dolgu ışık (sert gölgeleri yumuşatmak, gölgelerde detayı oluşturmak), arka ışık ( derinlik etkisini güçlendirerek nesne ile fonu birbirinden ayırmak), fon ışığı (fonun üzerinde derinlik yaratarak üçüncü boyutu desteklemek,) önemli ışık kaynaklarıdır. Işık kaynaklarının amaca uygun olarak kullanılması hem görüntünün düzenlenmesi ve net görüntülerin elde edilmesine hem de estetik açıdan başarılı bir çerçeve oluşturulmasına olanak sağlayacaktır. Kısaca aydınlatmayı teknik, estetik ve psikolojik açıdan değerlendirmek mümkündür.

Renk

Renk olgusu sembolik ve psikolojik açıdan anlamı zenginleştirme özelliğinden dolayı anlatıma önemli katkılar sağlamaktadır. Renk çok geniş bir alan içinde incelenebilecek bir konudur. Renk düzenlemesi, sıcak ve soğuk renkler; renklerin hacimle, biçimle, perspektifle, ağırlıkla olan ilişkisi gibi pek çok farklı konu içinde ele alınabilir.

Sıcak renkler kırmızıya doğru giden renklerdir. Canlılık, sıcaklık, geçmiş, mutluluk, geleneksellik, kahramanlık gibi çağrışımları olabilir. Soğuk renkler ise maviye doğru giden renklerdir. Bu renkler ise hüzün, yalnızlık, soğuk, ölüm gibi çağrışımlar yapabilir. Farklı çağrışımlar kullanarak anlam yaratmak yönetmenin elinde olan bir durumdur.

Renklerin sembolik anlamları reklam filmlerinde anlatıyı desteklemek için kullanılabilir. Ancak dikkat edilmesi gereken nokta renklerin anlamlarının kültürden kültüre değişim gösterebileceğidir. Her toplumun kendi kültürel yapısı içinde renklere yüklediği anlamlar farklılaşabilmektedir. "Beyaz, Asya’da olduğu gibi Mısır'da da saflığın ve suçsuzluğun sembolü olarak kullanılmıştır. Olumlu anlamlarına karşın bu renk Çin ve Hindistan'da herhangi bir kazadan dolayı meydana gelen ölümlerde matemin ifadesi olarak kullanılmıştır.".

Renkler insan psikolojisi üzerinde oldukça etkilidir. Bu nedenle reklam filmlerinde ürünün özelliklerine bağlı olarak doğru renklerle çerçeveyi oluşturmak önemlidir. Ürünün ne olduğu ve hedef kitlesi reklam filmlerinde kullanılacak renklerin seçilmesinde önem taşımaktadır. Örneğin çocuklara yönelik ürünler daha canlı ve insanı harekete geçirici renklerle oluşturulmaktayken hedef kitlesi orta yaşın üzeri olan ve onların kullanımı için tasarlanan bir üründe renk kullanımı çok daha farklı düzenlenebilmektedir.

Aydınlatmada olduğu gibi renk kullanımı sayesinde de dramatik etkiyi güçlendirmek mümkündür. Bu açıdan ışık ve aydınlatma arasında bir bağlantı vardır. Örneğin bir savaş filminde anlatıyı desteklemek için kullanılacak renklerle bir romantik komedi filminde kullanılacak renkler birbirinden farklı olacaktır.

Çizgi

Çizgiler bir anlamda izleyiciyi bakacağı yöne doğru yönlendirir. Çizgilerin fiziki yapılarından kaynaklanan anlamlar, insanın görüntüyü anlamlandırmasında bazı duyguların oluşmasına zemin hazırlar. "Örneğin, düz çizgiler insanda sıklıkla durağanlık etkisi uyandırmaktadır. Doğada da durum böyledir; sakin, rüzgârsız, çalkantısız bir havada her şey düz, yatay çizgi sistemine uygundur. Ama bir fırtına çıktığında doğadaki düz çizgiler bozularak yerine kırık, eğik çizgiler egemen olur; durgun denizin yatay çizgisinin kırık, hareketli dalgalara dönüşmesi gibi" Keskin kavisli çizgiler devinim ve canlılık yaratır. Uzun yatay çizgiler sükûnet ve huzuru niteler.

Şekil

Reklam endüstrisi şekillerin duygular üzerindeki etkileme gücünden yararlanmaktadır. Temel şekillerin kullanılması birçok reklam için önemli olmakla birlikte en çok parfüm reklamlarında belirgindir. Parfüm cinsellik ve çekicilik gibi temel duyguları şişelemeye çalışmaktadır. Eğri şekiller insan bedeninin yuvarlaklığını ve sıcaklık duygusunu ima eder. Üçgen şişeler risk, meydan okuma ve heyecan duygularını belirtir.

Derinlik

Derinlik, görüntüye üçüncü boyutu kazandırmak olarak nitelendirilebilir. Kamera üç boyutlu bir dünyayı iki boyutlu bir yüzeye taşımaktadır. Bu nedenle çekimlerin derinlik etkisini sağlayabilmesi önemli bir faktördür. Kamera hareketleri ve ışık kullanımı da derinlik duygusunun yaratılmasını destekleyici ögelerdir. Gölgenin kullanımı da derinlik duygusu kazandırmak için sinema ve televizyon yapımlarında başvurulan yöntemlerden biridir. Çerçeve içerisindeki ön, orta ve arka planların düzenlenmesi derinlik duygusunu sağlayacaktır.

Denge

Denge, kompozisyonun temel ögelerindendir. Çerçeve içerisinde yer alan her türlü unsurun birbirini tamamlaması ve dengenin sağlanması önemlidir.

  • Çerçevenin içindeki nesnenin boyutu,
  • Nesnenin rengi,
  • Nesnenin çerçeve içindeki konumu

Çekimdeki nesnelerin birbiri ile olan ilişkisi görüntü dengesini etkilemektedir.

Kompozisyon düzenlemesinde aşağıdaki maddelere dikkat edilerek mizansen oluşturulduğunda denge daha rahat sağlanacaktır. Bu noktada kompozisyonda ağırlık unsurlarını doğru yerleştirebilmek dengenin düzenlenmesi açısından önem taşımaktadır.

  • Hareketli bir nesne sabit nesneden daha ağırdır.
  • Küçük ve hareketli bir nesne büyük bir nesneden daha fazla dikkat çeker.
  • Kameraya doğru hareket eden bir nesne giderek büyür, bu nedenle uzaklaşmakta olan nesneden daha fazla ağırlık taşır.
  • Resmin üst bölümü alt bölümünden daha ağırdır.
  • Çerçevenin sağ tarafı sol tarafından daha fazla dikkat çeker.
  • Dikey şekilli bir nesne eğimli bir nesneden daha ağır görünmektedir.
  • Düzgün şekilli nesneler daha ağırdır.
  • Kırmızı gibi sıcak renkler mavi gibi soğuk renklerden daha ağırdır.
  • Parlak renkler koyu renklerden daha fazla ağırlık yansıtır.

Dengenin oluşturulmasında bu konulara dikkat edilmelidir. Ancak bazı durumlarda çerçeve içerisine zaman zaman izleyiciyi rahatız etmek için dengesizlikten de faydalanmak mümkündür. Bu durum anlatıya bağlı olarak, izleyiciyi sıkıntıya sokmak ve gerilim sağlamak için kullanılabilir. Dengesiz bir görüntü bir anlamda izleyiciyi rahatsız edecektir.

Yalınlık

Sade bir kompozisyon düzenlemesi izleyiciye verilmek istenen anlamı en iyi şekilde yansıtacaktır. Dikkati dağıtacak ve konudan uzaklaşmaya yol açacak detayların çerçeve içerisinde yer almamasına dikkat etmek gerekmektedir. Konuyu dağıtacak karmaşık bir çerçeve rahatsız edici olacaktır. Sade bir çekim için arka planın iyi düzenlenmesi şarttır. Önemli olan asıl konuyu ön planda tutabilmektir. Reklam filmi için görüntüsel yalınlıkla birlikte, konunun da yalınlığı önemlidir. Örneğin reklam izlendikten sonra ürün akılda kalabiliyor olmalıdır. Reklamdan sonra "Bu neyin reklamıydı?" sorusu akla geliyorsa anlatımla ilgili bir sorun var demektir.

Kısaca değerlendirecek olursak bir görüntü çerçevesi oluşturulurken bu çerçeve içerisinde yer alan nesnelerin ve kişilerin birbirleri ile olan ilişkisinde kullanılan renk, şekil, çizgi, ışık vb. unsurların belli bir denge içerisinde, anlatımı çok karmaşık hâle getirmeden, verilmek istenen mesajı destekleyici nitelikte olmasına dikkat edilmesi gerekmektedir.

Reklam filmleri, kısa bir zaman dilimi içerisinde insanlara ürünü tanıtmakta ve insanların bu ürün ya da hizmeti tercih etmelerini sağlamaya çalışmaktadır. Bu kısa zaman dilimi içerisinde kullanılacak görsel malzemenin izleyici açısından dikkat çekici olması bu anlamda önem taşımaktadır. Görsel açıdan kompozisyonun düzenlenmesinin yanı sıra reklamda önemli olan bir diğer unsur ses ve müzik kullanımıdır. Reklamın anlatısına ve ritmine uygun müzik kullanımı görsel materyali destekleyecektir. Görüntü ve ses ögesinin uyumlu ve ritmik kullanımı istenilen anlamın yaratılması için önem taşımaktadır.