Türkiye'nin İlk Kadın Muhtarı: Gül Esin

10.01.2024 / Tarih / Biyografi

1901 yılında Muğla’nın Milas kazasında doğan Gül Esin (Übbül), Türkiye’de seçimle muhtarlığı kazanmış ilk kadındır.

Türkiye'nin İlk Kadın Muhtarı: Gül Esin

Beş erkek kardeşini ve ilk eşini I. Dünya Savaşı seferberliği sırasında kaybeden Gül Esin (Übbül), Milli Mücadele başlamadan altı ay kadar önce Muğlalı biriyle evlenmiştir. Savaş başlayınca eşi savaşa gidip dönmeyince fırıncı olan ağabeyinin yanına Aydın’ın Çine Kazasının Demircidere Bucağına gitmiş ve burada tekrar evlenerek Çine’ye yerleşmiştir. Erkek kardeşinin 1933 doğumlu “Cumhuriye Şeref” adlı kızını evlat edinmiştir.

Cumhuriyetin onuncu yılı kutlamalarına kısa bir süre kala 6 Ekim 1933 yılında 2349 sayılı kanunla Türk kadınları, köy ihtiyar heyetlerine ve muhtarlığa seçme ve seçilme hakkını elde etmişlerdir. Kanunun çıkarılmasının ardından 12 Kasım 1933 tarihli muhtarlık seçimleriyle de resmi olarak Türkiye’de ilk kadın muhtar Aydın’dan seçilmiştir.

Karpuzlu Nahiye merkezi olan Demircidere Köyü’nde seçimler 6 Kasım 1933 günü yapılmış ve köyde seçme ve seçilme hakkına sahip bütün kadın ve erkeklerin katılımıyla köy derneği cumhuriyet meydanında toplanan 500’e yakın kişi oylarını kullanmışlardır. Seçimlere sekiz muhtar adayı katılmıştır.  Sekiz kişi içerisinde tek kadın aday Gül Hanım’dır.

Gül Hanım’ın muhtar seçilmesinde devrimin öne çıkardığı kadın imajının simgesel önemi gibi siyasal tercihler bir yana; kasaba halkı tarafından sevilmesi, saygı görmesi ve aynı zamanda henüz erkeklerin bile doğru dürüst okuma yazma bilmediği bir dönemde okuryazar olması önemli bir etken olmuştur.

Türkiye’de ilk kadın muhtarın Aydın’ın Çine İlçesinde seçilmesi, kentin tek yerel gazetesi olan Ant’ta büyük bir coşku ve gururla halka ilan edilmiştir. İzmir ile birlikte ulusal basın da Gül Hanım’ın muhtarlığa seçilmesini kutlamıştır. Bu önemli olayı kutlamak için üç gün üç gece davullar çalınarak şenlikler yapılmıştır.

Gül Hanım’ın muhtarlığı 2 yıl devam etmiştir. Muhtarlık yaptığı dönem içerisinde yalnız simgesel bir görüntü olmayı kabul etmemiştir. O, kasabanın sosyal ve ekonomik hayatına yönelik ciddi çalışmalarda bulunmuştur. Söz konusu çalışmalardan ilki; Çine- Karpuzlu arası ulaşımın daha rahat olması amacıyla taş döşemeli yol ve köprü yaptırmasıdır. Yolun açılışına büyük hayranlık duyduğu Atatürk’ü de davet etmiştir. Atatürk daveti kabul etmiş olmasına rağmen işlerinin yoğunluğu nedeniyle açılışa katılamamıştır.

Bir diğer icraatı ise; köyle ilgili işlerin konuşulup tartışılabileceği bir mekânı hayata geçirmesi olmuştur.  Köy işlerinin evlerde veya kahvehanelerde toplanılarak değil, köye ait belirli bir yerde toplanılarak yapılmasını gerektiğini düşünen Gül Hanım, bunun için köylülerin de onayını alarak bir köy odası yaptırır. Düşüncelerini hayata geçirebilmek için köylünün ürünlerinden elde ettikleri gelirleri bir araya getirir. Elde edilen gelirle bir taraftan köy odası projesi hayata geçirilirken, diğer taraftan da köylülerin kendi aralarındaki dayanışma düşüncesi güçlendirilir. 1930’ların başlarında Çine Kaza merkezinde bile köy odasının olmadığı düşünüldüğünde, Gül Hanımın yenilikçi ve aydınlanmacı önderliği daha iyi anlaşılmış olur.

Gül Hanım köylü arasındaki dayanışmayı artıran ve köyün diğer merkezlerle ulaşımını sağlayan uygulamalarının yanında köydeki gençlere yönelik bir takım girişimlerde de bulunmaya çalışmıştır. İlk olarak gençler için zararlı gördüğü kahvehanelere girişi yasaklamıştır. Nahiye halkının yasaklamaya destek vermesi onların Gül Hanım’ın bilgisine olan saygılarının bir ifadesiydi.

Dönemin kangren haline gelmiş olaylarından biri de kız kaçırma olaylarıydı. Gül Hanım bu meseleye de el atmış, kızların ve kız ailelerinin oldukça mağdur olduğu bu olayı önleyebilmek için de ciddi bir çabanın içine girmiştir. Meseleyi çözmek için gençler ve aileleriyle toplantılar yapmış, onları ikna etmeye çalışmıştır. Evlenmek isteyen gençlerin kaçmak ve kaçırmak yerine, önce kendisine başvurmalarını istemiş, muhtar olarak aileleri ikna etmeye çalışmış ve gençlerin evlenmelerini sağlayacağını taahhüt etmiştir.

Muhtarlığı süresince eğitim faaliyetlerine de büyük destek vermiştir. Eğitime yönelik en önemli uygulamasını, köy çocuklarının özellikle de kız çocuklarının okutulabilmesi için aileleri ikna etme çabaları olmuştur. Bu düşüncesini hayata geçirebilmek amacıyla bütün köydeki kız çocuğu olan aileleri tek tek dolaşıp çocukların okula yazılmaları için ikna etmeye çalışmıştır. Başarılı çocukların eğitimi için her türlü desteği sağlayarak, masraflarını karşılamıştır.

Gül Hanım, 1935 yılında manifaturacılık yapan Mustafa Übbül ile tanışarak nişanlanmıştır. Bu arada kendisine milletvekilliği adaylığı önerisi gelmiş, ancak bu teklifi kabul etmemiştir. 1936 yılında muhtarlık süresinin dolması üzerine, tekrar aday olmamıştır.

Eşini 1960’lı yıllarda kaybettikten sonra evlat edindiği Cumhuriye Hanım’ın yanına gidip gelmeye başlamıştır. 1970’den yaşamını yitirdiği 1990 yılına kadar kızının yanına temelli yerleşmiştir. 20 yıllık inziva sürecinin ardından 1990 yılında Nazilli’de vefat etmiştir.

Gül Esin’in kabri Nazilli ilçesinin Eğriboyun Mezarlığı’ndadır. Adına Ankara Atatürk Orman Çiftliği’nde bir hatıra ormanı ve bir park; ayrıca Aydın merkezfr, İzmir Harmandalı’nda ve Karpuzlu’da büstleri bulunmaktadır.

Gül Hanım ve seçimi gerçekleştiren halk (seçim sonrasında)

Türkiyenin ilk kadın muhtarı gül esin (übbül)