Covid-19 mu? Sonrası mı?
Dünyayı evine kapatan, alışkanlıkları bir anda değiştiren, sarılmayı görüntülü konuşmalardan yaşatan yeni bir yılı yaşadık.
Affet Be Onbaşım
02.04.2021 / Deneme / Genel
Heyt be koca reis, o kocaman top mermisini biz birbirimizi yiyelim diye mi kucakladın sen? Seyit onbaşı ismini dağlara birbirimize düşman olmak için mi yazdı bu yiğitler?
İnsanoğlunun var olduğundan buyana doğasında hainlik var diyebiliriz. Bir elma için huzura kapı örten canlılarız biz. Velev ki, birbirimizi mi satmayalım? Konu, elmanın güzelliğinden mi? Satmanın cazibesinden mi? Enteresan.
Keyfe keder yaşamanın insan doğasını hapsetmesi, paylaşmanın minimize hale gelmesi, varlıkların birbirine olan nefret hisleri, reel hayatı içinden çıkılmaz hale getiren anti mutluluk faktörlerinin bazıları… Hani Seyit Onbaşı’nın iman gücü ile sırtladığı mermiyi bunlara atsak etki eder mi sizce? Bence Çanakkale de ettiği etkinin yarısı bile etmez. Yozlaşmış, bencil bir toplumu sayısız top mermileri ile sadece kahramanlık hikâyelerine daldırırsınız. Algı ve ilgi meselesi diyelim.
Öyle bir sarmalın içindeyiz ki, aile fertleri bile birbirine güvenemez oldu. Kardeşin bile yeri geldiğinde kardeşini tanımaz tavırları, fakir olduğu için zengin arkadaşlarının yanında denk geldiği işçi babasını tanımayan zamane gençleri... Hâlbuki Seyit Onbaşı iman gücü ile kaldırdığı o koca mermiyi kimler kurtulur diye düşünmeden düşmana sallamadı mı? Evet, hiç düşünmedi. Hiç düşünmeden mezar taşlarının bile yeri bilinmeyen binlerce genç vatan uğruna canını verdi. Peki, bunun farkında olan gençlerimiz nerede kaldı? İnternet oyunları ya da teknolojinin tuzağına gelip dedelerini unutmuş olabilirler mi? Belki de evet. Ne yazık ki evet.
Ayrıştırıcı dillerin kurbanı olan bir toplum, ideolojilere karşı koyamayan, tam olarak ne için yaşadığının farkında olmayan insanlar... Sonun başlangıcı bu olsa gerek. Bir seçimi bile kavgasız gürültüsüz yapamayan bir millet olduk. Beyaz ile siyah kadar ayrı, gündüz ile gece kadar alakasız, acı ile tatlı kadar farkı olan insanlarız biz. Ne yazık ki durum bu kadar acı bence. Çok basit bir reçete ile çözebileceğimiz bu hastalık, işine gelmeyen sırtlanlar tarafından kolayca sürdürülmektedir. Birazcık tarih bilgisi ile sert bir kahve bile buna yetecektir.
Türkiye Cumhuriyeti tektir ve dini İslam’dır. Bunu kabullenip bayrağına sahip çıkan herkes Seyit Onbaşı’nın safına geçerse, karşımızda hiç bir güç duramaz. Vesselam!
