Yuva, İki Tam Karakterle Kurulur
Yazık şu çağın erkeklerine vallahi! Sanırım dünya tarihinde emsali görülmemiş bir eziklik içerisinde!
Hazret-i Ömer efendimiz Kur’ân-ı Kerîm’i iki şey için okurmuş. Birincisi “Sevap” için. İkincisi ‘’yaşamak’’ için.
Demek ki sevap, emrolunduğu gibi dosdoğru ‘yaşama’yı hedefleyenlere bir enerji niteliğinde. Maddi varlığımız için hava, su, gıda ne ise kalbî ve ruhî hayatımız adına da ‘sevap’ aynı fonksiyonda öyleyse.
Sevaplar artılarımız, zıddı ise eksilerimiz gibi. Durmadan geçen gece ve gündüz, eksilen ömür, çoğalan hatalar! Bizler artılarımızın fazla olması gerektiğinin farkındayız ama yine de hesabımızın açık vermesini engelleyemiyoruz! Her gün yeni bir hesap, her gün yeni bir açık! Dünyada sınırsız olmayan zamanı lehimize çevirmek için bir şeyler yapmalıyız.
Aslında yapılacak şey zor değil. Süreci tersine çevirebiliriz. İşe bilincimizin üzerine konan tozları silkerek başlayabiliriz. Manevi zindelik için davranış boyutunda bir tazelenme gerçekleştirebiliriz. Hatta buna bir isim de verelim: “Acil Sevap Planı!”
Vermek ile sadakaya dönüşen metânın hesap konusu olmaktan çıkıp sevap konusu haline dönüşmesi gibi, inancımız istikametinde bir davranışa konu olan zaman dilimi de bizim lehimize işleyecektir. Tüm hayatımız ‘bir gün’lerden meydana geldiğine göre Acil Sevap Planı ile her gün artılarımızın eksilerimizden çok olmasını sağlayabilirsek sonunda yaptığımız iyiliklerin ışığı gönlümüzü ışıtacaktır.
“Kalbinde zikir tarafı galip olan kulumun sevk ve idaresini elime alırım” hadîs-i kudsîsi bu noktada bizim için çok büyük bir müjde. Allah’ın irade ve kudret eliyle desteklediği kula, günahlardan uzak kalmak, hayır işlemek, iyilikler yapmak, hatalarından dönmek kolay gelecektir.
Kollar sıvandığında herkesin şartlarına göre kendine kolay ve zor gelebilecek davranışlar olacaktır. “Hepsi yapılamıyorsa tamamından vazgeçmek doğru değildir” kaidesinin yanı sıra “zorlaştırmayınız kolaylaştırınız, nefret ettirmeyiniz müjdeleyiniz” düsturunu nazarı dikkate alarak sorumluluklarımızı kendimize kolaylaştırmak, hayatı daha ahenkli, coşkulu, huzurlu hale getirebilmek için yakıt ikmali kabilinden Acil Sevap Planını uygulayabiliriz.
İslam’ı yaşamakta hassasiyet göstermeye yeni başlayanlar, metafizik gerilim açısından eski formunu kaybettiğini düşünenler, dinî hayatında potansiyelinin altında seyredip yeni bir ivme kazanmak isteyenler yahut da içsel arayışta güvenli bir yolun özlemini duyanların Acil Sevap Planını devreye sokmaları çok yerinde olur.
Acil Sevap Planı bedenimizi ve nefsimizi hayır kapılarını tıklatmaya alıştırma çabası aynı zamanda kalbî bir temizlik işlemi ve “Allah temizlenenleri sever” müjdesine ulaşmak için bir adım.
Sevap niyeti ile yapılan bu davranışlar, içimizdeki marifet ağacına rahmet yağmurlarının yağması, iyilik fidanlarının boy atması, doğruluk tohumlarının neşvünema bulması için bir gayret, yani fiili birer duadır.
Bu itibarla amelimiz her ne kadar eksik olsa da Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimizin kerîmeleri Hazret-i Fâtıma annemize öğrettiği “Allah’ım beni bir iyilik yaptığı zaman ihlasla yaptığı için cennetle müjdelenen, bir kötülük yaptığı zaman akabinde istiğfar eden kullarından eyle” duasının kapsamına girebilmeyi diliyoruz.
Özetle Acil Sevap Planı (ASP); manevî hayatımızın enerjisidir, zamanı lehimize çevirmektir, tazelenmedir, hayır kapılarını tıklatmaktır, duadır.