Antibiyotik Kullanımının Zararları

09.07.2022 / Sağlık / Genel

Ülkemizde toplam ilaç harcamalarının yüzde 35’ini antibiyotikler oluşturuyor.

Antibiyotik Kullanımının Zararları

Türkiye, kişi başına düşen antibiyotik miktarı açısından Avrupa’da ilk sırada yer alıyor.

Bunun nedenleri arasında ise geçmişte toplumun kontrolsüz antibiyotik kullanımının zararları yönünden yeterinde biliçlendirilmemesi ve ilaca kolayca ulaşılabilmesi yer alıyor. Antibiyotikler, bakterilerin neden olduğu enfeksiyonların tedavisinde kullanılan ve oldukça başarılı sonuçlar alınan bir ilaç grubu.

Ancak hekimin önerisi doğrultusunda ve uygun görülen doz ile sürede kullanıldıkları takdirde. Aksi halde tedavide etkisiz kalmalarının yanı sıra pek çok ciddi sağlık sorunlarına davetiye çıkartabiliyor.

Antibiyotik Kullanımının Zararları:

1- Antibiyotik İlişkili İshal Yapıyor:

Antibiyotik ilişkili ishal, antibiyotik tedavisi sırasında oluşan pek çok yan etkinin arasında ilk sırada yer alıyor. İshal her ne kadar çoğunlukla hafif bulgularla seyretse de, ciddi bir bakteriyel enfeksiyon sırasında antibiyotiği değiştirmek veya kesmek, çocuğu ciddi sıkıntıya sokabiliyor. Şiddetli ishaller ise sıvı-elektrolit bozukluğuna, nekrotizan seyirli kolite ve kimi zaman da ölüme yok açabiliyor. Bu nedenle antibiyotiğin tetiklediği ishal durumlarında, enfeksiyonun cinsine ve şiddetine göre tedavinin yeniden düzenlenmesi için Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanına başvurmak büyük önem taşıyor.

2- Bağışıklık Sistemine Zarar Veriyor:

Son yıllardaki çalışmalar; antibiyotiklerin insan florasını değiştirdiğini, faydalı mikropları öldürdüğü ve en önemli korunma silahımız olan mukozal bağışıklığımızı zayıflattığını net olarak ortaya koyuyor. Özellikle influenza benzeri gribal etkenlere karşı bağışıklık sistemi zayıf düşüyor ve normalde 3-5 gün arası sürecek olan enfeksiyonlar uzadıkları gibi, daha ağır seyrediyor. Bu yüzden, sık antibiyotik kullanan çocuklar, mukozal enfeksiyon denilen sinüzit, orta kulak iltihabı, zatürre, farenjit, ve ishale daha sık yakalanıyor.

3- Obeziteye Neden Oluyor:

İnsanlık tarihinin mucizevi buluşu olan antibiyotikler, modern insanın en ciddi problemlerinden biri olan obezitenin tetikleyici faktörü oluyor. Günümüzde disbiyozis yani flora bozukluğunun en önemli hastalıkların temeli olduğu artık daha net biliniyor. Bağırsak floramız kişinin sindirimi için gerekli olan kompleks karbonhidratların ve diyet fiberlerin parçalanması, bazı önemli vitaminlerin ve uzun zincirli yağ asitlerinin üretimini üstlenerek, metabolik fonksiyonlarımızı düzenlemektedir. Antibiyotiklerin yol açtığı flora bozukluğu günümüzün en yaygın sağlık sorunlarından biri olan metabolik sendromun komponenti olan obeziteye yol açmaktadır. Yapılan bir çalışma, 2 yaş altında geniş etkili antibiyotik kullanan çocukların yüzde 20 gibi yüksek bir oranının, henüz 5 yaşındayken obeziteye yakalandıklarını ortaya koydu. Bu çalışmadan sonra yayımlanan geniş bir araştırma sonucunda ise ABD'de daha sık antibiyotik kullanılan eyaletlerde obezite, kalp hastalıkları, diyabet ve bunlara bağlı ölüm oranının daha sık görüldüğü belirlendi.

4- Alerjiyi Tetikliyor:

Son yılların en çok konuşulan sağlık sorunlarından biri olan alerjik hastalıkların görülme oranı günümüzde hızla artıyor. Bu artışın, en önemli sebeplerinden biri olan flora bozukluğu ve mukozal bağışıklığın azalması, günümüzde en sık antibiyotiklerin yanlış kullanılması sonucu oluşmaktadır. Flora bozukluğunun özellikle küçük yaşlarda artan antibiyotik kullanımına bağlı olduğu artık daha net olarak biliniyor. Alerjik hastalıkların günümüzde hızla artmasının bir diğer sebebi de "Hijyen teorisi" olarak özetleniyor: Daha temiz, steril, az mikroplu yaşama ve yeme tutkumuz, floramızın oluşmasını ve dolayısıyla bağışıklık sisteminin sağlıklı gelişmesini ve güçlenmesini önlüyor. Bunun sonucunda da alerjik reaksiyonlar artıyor.

5- Böbrek Yetmezliğine Yol Açıyor:

Akut böbrek yetmezliğinin en az beşte biri, kullanılan ilaçlar nedeniyle oluyor. Her ne kadar ilaç kullanımın bırakılmasıyla böbrek yetmezliği çoğunlukla düzelse de, hastanede yatış ve pek çok müdahale gerekiyor. Bu ilaçlar arasında antibiyotikler ise ilk sırada yer alıyor. Ayrıca, sık antibiyotik kullanan çocuklarda, ileri yaşlarda böbrek hastalıklarının daha yüksek oranda görüldüğü biliniyor.

6- Karaciğer Fonksiyonlarını Bozuyor:

Yaklaşık 900 civarı ilaç ve bitkisel karışım, karaciğer toksisitesine sebep oluyor ve ölümcül seyreden karaciğer yetmezliğinin yüzde 20 ila yüzde 40'ı gibi yüksek bir oranı oluşturuyor. Karaciğer nakli gerektiren hastalıkların da önemli bir kısmı ilaç kullanımına bağlı gelişiyor. Antibiyotik kullanımı nedeniyle karaciğer toksistesi sık görülüyor. Çoğunlukla bu yan etki hafif belirtilerle seyrediyor ve ilaca ara verilmesiyle kendiliğinden düzeliyor. Ancak, çoğunun antibiyotik kullanımını gerektiren ağır enfeksiyonu olması durumunda Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanına danışarak yeni tedavinin belirlenmesi son derece büyük önem taşıyor.

Doğru Antibiyotik Kullanımı Nasıl Olmalıdır?

  • Antibiyotik kullanımı bilinçli bir şekilde doktor kontrolünde kullanılmalıdır.
  • Antibiyotikler, yalnızca bakteriyel olduğu belirlenen hastalıklarda alınmalıdır.
  • Antibiyotikler belirlenen süre aralığında kullanılmalıdır. Daha erken veya daha geç bırakılmamalıdır.
  • Antibiyotik kullanırken doktorun verdiği saatler aralığında içilmelidir.
  • Çok gerek duyulmadıkça geniş etkili antibiyotik kullanılmamalıdır.
  • Antibiyotiklerin çoğu karaciğer ve böbrek yoluyla vücuttan atılırlar. Bu nedenle karaciğer ve böbrekte tahribat yapabilmektedir. Böbrek ve karaciğer hastalarında, antibiyotik tedavisi gerekiyorsa düşük dozlu veya böbrek-karaciğer atılımı olmayan ilaçlar tercih edilmelidir.

Bilinçsiz kullanılan tek bir antibiyotiğin bile zararı 2 yılda iyileşiyor

Bilinçsiz antibiyotik kullanımı;

  • Karaciğer ve böbreklerde harabiyet gelişmesine
  • Antibiyotiklere karşı direnç gelişimine
  • Mantar enfeksiyonlarının oluşumuna
  • Mali kayıplara
  • Bağırsaktaki probiyotiklerin kaybedilmesine neden olmaktadır.

Bağırsaklarda probiyotik adı verilen 100 trilyon yararlı bakteri vardır. Bu probiyotikler; sindirimi kolaylaştırır, B-K vitaminlerini üretir, immün sistemi destekleyerek kansere karşı korur ve zararlı mikropların çoğalmasını engelleyerek hastalıklardan korur. Bilinçsiz şekilde tek bir tane bile antibiyotik alındığında bu probiyotikler yüzde 20 oranında ölmektedir. Bu probiyotikleri tekrar bağırsaklara geri kazandırabilmek; en iyi organik beslenmeyle bile maalesef 2 yıl içinde mümkün olabilmektedir. Bebekken antibiyotik kullanılması yaşamın ilerleyen dönemlerinde probiyotik kaybına neden olarak enfeksiyonlara karşı duyarlı hale getirmektedir

Antibiyotiğin gereksiz kullanıldığı durumlar şöyle sıralanmaktadır:

  • Ateş yüksekliği antibiyotik gereksiz kullanımının en sık sebebidir. Antibiyotikler ateş düşürücü değildir. Ateş; bağışıklık sisteminin alarme olması sonucu oluşan, mikropları, tümörü direk yok eden, immün sistem elemanlarını ortama çeken ve vücudun yararına çalışan bir savunma mekanizmasıdır. Ancak ateş yükselmesinde uzmana danışılmadan antibiyotik kullanımı çok yaygındır.
  • İltihabi ateş veya ateşli hastalıklardan en sık görüleni üst solunum yolu enfeksiyonu denilen farenjit, larenjit, tonsillit, sinüzit gibi durumlardır. Üst solunum yolu enfeksiyonlarının yüzde 75’i viral olduğu için ve antibiyotikler sadece bakterileri öldürdüğü için bu durumlarda çoğunlukla antibiyotik kullanımı gereksizdir.
  • İshal vakalarının yüzde 10-20’sinde antibiyotik verilmesi gerekir; gereksiz antibiyotik kullanımı probiyotik dengesini olumsuz etkileyeceği için uygunsuz kullanımında ishalin iyileşme sürecini uzatabilir.
  • Grip, nezle gibi hastalıklar viral kökenli olduğu için antibiyotik kullanımı gereksizdir.
  • Sadece ağır enfeksiyon, sepsis, endokardit denilen kalp zarı enfeksiyonu, menenjit denilen beyin zarı enfeksiyonu, zatürre gibi hayatı tehdit edici durumlarda antibiyotik zaman kaybedilmeden başlanılmadır.
  • Doğru antibiyotik kullanımı için dikkat etmeniz gereken 7 hayati faktör
  • Bilinçli ve akılcı antibiyotik kullanımı doktor kontrolünde başlanılmalıdır.
  • Sadece bakteriyel olduğu kanıtlanan hastalıklarda kullanılmalıdır.
  • Mecbur kalmadıkça geniş etkili antibiyotiklerden kaçınılmalıdır.
  • Bağırsak probiyotiklerini koruma amacıyla probiyotik-probiyotik kombinasyonu ile birlikte kullanılmalıdır.
  • Direnç gelişmemesi amacıyla saatlerine dikkat edilerek kullanılmalıdır.
  • Zamanından önce bırakılmamalıdır.
  • Antibiyotiklerin çoğu karaciğer ve böbrek yoluyla vücuttan atılırlar. Bu nedenle karaciğer ve böbrekte tahribat yapabilmektedir. Böbrek ve karaciğer hastalarında, antibiyotik tedavisi gerekiyorsa düşük dozlu veya böbrek-karaciğer atılımı olmayan ilaçlar tercih edilmelidir.