Müşteri İlişkileri Yönetimi’nin Kapsamı
Müşteri odaklı stratejiler geliştiren, müşteri verilerini toplayıp analiz ederek işletme süreçlerini optimize eden geniş bir kapsam sunar.
Diyet yapmak kolay bir iş değildir. Bir şeyler yemek, atıştırmak hayatımızın öylesine içinde ki her vesile ile bir şeyler yiyor ve içiyoruz.
“Hayat bir yolculuktur, bir varış noktası değildir” görüşüne katılıyor musunuz? Bu soruyu "evet" diye yanıtladıysanız siz de sadece yaşamak değil, "kaliteli" bir yaşam sürmek gerekliliğine inanıyorsunuz. Yaşam kalitenizi artırmak için, yaşama bakış açınızı gözden geçirmeli, sağlığınıza yatırım yapmalı ve bunun için gerekli davranış değişikliklerini edinmelisiniz.
Hekiminiz sizin bireysel ve genetik risk faktörlerinize göre tıbbi takibinizi yaparak sağlığınızı korumanıza yardımcı olmalıdır.
Yaşam kalitemizi artırmak için sağlıklı beslenmek, egzersiz yapmak ve gerekli sağlık kontrollerinden geçmek ön şartlardır. Vücuda alınan besinlerin sindirilmesi ve vücut tarafından kullanılması besinlerin bileşimlerine ve öğünler arasında geçen süreye bağlı olarak farklılık göstermektedir. Besinlerin karışımı, miktarı ve veriliş aralıklarına göre, vücutta hormonal ve enzimatik birtakım değişmeler olmakta ve vücut yaşamını bu koşullara uydurarak sürdürmeye çalışmaktadır. Ancak tek yönlü beslenme, aç kalma veya aşırı beslenme gibi durumlarda organizmanın bu sistemlerde oluşturduğu değişmeler, sonuçta sağlığın olumsuz yönde etkilenmesine neden olmaktadır.
Beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi, kronik hastalık riskinin azaltılmasında temel etken olarak göze çarpmaktadır. Diyetteki değişikliklerin yaşam boyunca sağlık üzerine olumlu ve olumsuz güçlü etkilerinin olduğu görüşü bilimsel deliller ile gittikçe desteklenmektedir.
Diyetteki değişiklikler, sadece kişinin sahip olduğu sağlığı için değil ayrıca yaşamının daha sonraki dönemlerinde kanser, kalp hastalıkları ve diabet gibi hastalıkların oluşma riski açısından da oldukça önemlidir.
1. Diyet
Günümüzde tüm medyada diyet ve kilo verme yöntemleri konusunda pek çok bilgi ve öneri ile karşılaşıyorsunuz. Belki de zaman zaman birbiriyle çelişen bu bilgilerden nasıl yararlanacağınızı şaşırıyorsunuz.
Peki diyet nedir, hangisi size uygundur, nasıl seçersiniz, dikkat edip kaçınmanız gerekenler nelerdir, bilmek ister misiniz?
Pek çoğumuz için diyet demek, yasaklar listesi, keyif kaçırıcı, kendimizi geçici süre sıktığımız (ne kadar kısa süre olursa o kadar iyi) daha sonra acısını çıkartacağımız bir sevimsiz fakat ara ara zorunlu olan beslenme maceradır.
Aslında hayatın devamlılığını sağlamak için beslenmeye ihtiyaç vardır. İnsanın yaşamı boyunca yediği besinlerin, beslenme düzeninin tümüne “diyet” denilmektedir.
Hayatımız boyunca başta su olmak üzere birçok besin öğesine ihtiyacımız vardır. Vücudumuzun fizyolojisi gereği suyun yanında, karbonhidrat, protein ve yağ ile birlikte destek öğeleri olan vitamin ve minerallere de gereksinimi vardır.
Yapılan uzun süreli araştırmalar sonucu WHO (Dünya Sağlık Örgütü), hangi besin öğesine vücudun ne kadar ihtiyacı olduğu, fazla veya eksik alınmasında ortaya çıkan rahatsızlıklar da belirlenmiştir.
Tabi ki her bireyin kendine özgü bir hayatı olduğu için her bireyin beslenme düzeni farklıdır. Yani her bireyin diyeti kendine özgüdür. Diyetler de "size özel" ise uyum sağlarsınız. Diyette konfeksiyon olmaz, size özel dikilmelidir ki günlük yaşamınızın bir parçası olabilsin. Unutmayın ki amaç sağlıklı beslenme yönünde kalıcı davranış değişiklikleri oluşturmaktır.
Amacınız fazla kilolarınızdan kurtulmaksa seçim yaparken dikkat etmeniz gerekli, hatalı programlar istenmeyen sağlık problemlerine neden olabilir. Önemli olan yeterli ve dengeli beslenmeye çalışmaktır.
Hiçbir yiyecek tek başına vücudun gereksinim duyduğu bütün maddeleri sağlayamaz...
Yeterli ve dengeli beslenme; vücudun büyümesi, yenilenmesi ve çalışması için gerekli olan besin öğelerinin her birinin yeterli miktarda alınması ve vücutta uygun şekilde kullanılmasıdır.
Ne yediğiniz ve nasıl yediğiniz yalnızca vücut yağı oranınızı değil, genel sağlık durumunuzu da etkiler.
Beslenme ile ilgili ihtiyaçlarınız, sağlık ve diyetinizle ilgili hedeflerinize bağlı olarak değişir. Aynı zamanda, sağlıkla ilgili belirgin hedefleriniz olmasa bile, diyetinizle ilgili genel beslenme hakkında bilgi edinmenizin önemi son derece açıktır. Beslenme alışkanlıklarınızda yapacağınız çok ufak değişikliklerin, beslenmenizi çok daha sağlıklı bir hale getireceğini bilmek sizi çok memnun edecektir.
2. Besin Tüketim Sıklığı
Besin ya da besin gruplarının hangi sıklık ve miktarda tüketildiği belirlenir. Tüketim sıklığı kadar tüketim miktarı da önemlidir. Her gün peynir ve süt tüketen bir bireyin tüketim sıklığı kadar, tüketim miktarı da önemlidir. Bu miktar iki kibrit kutusu peynir ve bir su bardağı süt ise yeterli ancak bir çatal ucu peynir ve ilaç niyetine içilen yarım çay bardağı süt ise yetersizdir.
Besin tüketim sıklığının ortaya yöntemi, kısa bir sürede besin tüketim durumu hakkında bilgi veren pratik bir tekniktir. Besin tüketim sıklığında gün, hafta, ay ve yıl istenilen sıklıkta yazılabilir; haftada 1, haftada 2–3, haftada 4–5 kez gibi.
3. Antropometrik Ölçümler
Her insanın vücut yapısı farklı olduğundan, ideal kilo hakkında kesin önerilerde bulunmak mümkün değildir. Ancak kilonuzun boyunuza uygun olup olmadığı konusunda bir fikir sahibi olabilirsiniz. Antropemetrik ölçümler beslenme durumunun saptanmasında, protein ve yağ durumunun göstergesi olması nedeniyle önem taşır. Antropemetrik ölçümler sürekli ve düzenli olarak kullanıldığında bireyin beslenme durumu sağlıklı olarak değerlendirilebilir.
Bireyin beslenme durumunun saptanmasında sıklıkla kullanılan antropemetrik ölçümler; vücut ağırlığı, boy uzunluğu, BKİ, deri kıvrım kalınlıkları, bel çevresi vb.’dir.
Vücut ağırlığı: kemik, diş, kas, organlar, sıvılar ve yağ dokunun toplamıdır. Yetişkin bedeninin ortalama % 60’ını oluşturan sıvılar su alım ve kayıp durumuna göre 1-2 kg değişiklik gösterir. Kemikte ve kasta yaşa bağlı değişiklikler yağ dokuda, enerji alımı ve fiziksel aktivite düzeylerine göre farklılıklar gösterir. Vücut ağırlığı, beslenme yetersizliklerinde boy uzunluğundan daha kolay etkilenmektedir. Bireyin enerji harcaması fazla, aldığı besinler yeterli enerji sağlamıyorsa vücut önce yağ dokusunu, sonrada kas dokusunu kullanarak ağırlık kaybına neden olur. Büyüme ve gelişme dönemi geçtikten sonra, vücudun enerji temini için yapı taşlarını yakmaya başlaması durumuna zayıflık denmektedir. Çocukluk dönemindeki zayıflık durumuna malnütrisyon denilmektedir.
Boy uzunluğu: Genelde vücut ve iskelet yapısının temel göstergesidir. Boy uzunluğu dikey büyümenin ölçümü olup bedensel gelişimi en iyi tanımlayan antropemetrik değişkenlerden biridir. Vücut ağırlığı ölçümleri ile birlikte kullanılmakta olup, vücut ağırlığına kıyasla daha durağandır.
Beden kütle indeksi (BKİ): Beden kütle indeksi, kişinin aşırı kilolu, obez, aşırı zayıf ya da normal kilolu olup olmadığını belirleyen bir hesaplama yöntemidir. Şişmanlık kavramı vücut yağlarının fazlalığını göstermek için kullanılmaktadır. Fakat vücut yağı ve hastalıklar arasındaki ilişkiyi ortaya koyan pek çok analizde, vücudun yağlılığının bir göstergesi olarak vücut ağırlığı alınmaktadır. Vücut ağırlığının, boy uzunluğu metre cinsinden karesine oranı beden kütle indeksi (BKİ) olarak ifade edilmektedir. BKİ’lerine göre bireyler aşağıdaki kriterlere göre değerlendirilmektedir. Siz de kolayca beden kitle indeksinizi hesaplayabilirsiniz.
Beden Kütle İndeksi Nasıl Hesaplanır: Vücut ağırlığının (kg olarak), boy uzunluğunun (metre cinsinden) karesine bölünmesiyle hesaplanır. Örneğin: vucut ağırlığı 70 kg, boyu 1.60 m olan bir kişinin beden küle indeksi ; 70/1.602 = 70/1.60x1.60 = 70/2.56 = 27.34 kg/m2 ’dir.
Beden Küle İndeksi Nasıl Değerlendirilir?
Kadınlarda en iyi değerin 20 ile 22 arasında olduğuna inanılır. Erkekler de ise genellikle 23 ile 25 arasındaki değerleri tatminkâr bulunur. Eğer BKİ değeriniz 17 ile 22 arasındaysa, kilo vermeye ihtiyacınız yok demektir.
BKİ değeriniz 23 ile 25 arasındaysa çoğu insanın kabul edeceği gibi kişinin beden kütle indeksinin 25- 29.9 kg/m² arasında olması, o kişinin şişmanlık sınıfına aday olduğunu gösterir.
Bu durum, özellikle bazı hususlara dikkat edilmesi gerektiğinin göstergesidir. Beden kütle indeksi bu değerler arasında olan kişi;
Beden kütle indeksinin 30kg/m² nin üzerinde olması şişmanlık olarak kabul edilmiştir. Bu değere ulaşan kişilerin önemli sağlık riskine sahip oldukları bilinmektedir. Beden kütle indeksi değerinin 30kg/m² nin üzerinde olması ile bireylerin vücut yağ miktarlarının da çok fazla olabileceği tahmin edilmektedir.
Kaynak: MEGEP