Cebimdeki Toprak
O evlerin sokağın geçiyordum. Her zerresinde toprak bulunduran o evler. Toprak evlerde topraktan gelen insanlar.
Aile oluşumuna ve rollerin çerçevesiz dönüşümüne mizahi bir başkaldırı niteliğinde yanıt veren Berkun Oya imzalı Kocaman Bir Alkış bizimle tanıştı.
Dizinin her bölümünü kısa metraj bir iş gibi izleyip değerlendirdim:
Dizinin açılış epizotunda Zeynep ve Mehmet'in süreç içinde kendi bunalarımlarını halı altına süpürerek bir "dünya" oluşturma sürecine tanık oluyoruz. Bu süreci daha da girift hale getirebilecek arkadaşları ile temas halindeyiz. Berkun Oya burada "çocuk" ve "yetişkin" motiflerinin yer değiştirilebilir olma fikrini bizim sırıtmamıza fırsat verecek şekilde sunuyor. "Çocukluğu çocuk yapan sadece fiziksel yanılsamalar mı?" diye ikilemde bırakan bir bakış açısına tabi tutuluyoruz.
Zeynep'in doğacak çocuğu için evhamlanma ataklarına karşın kendisini kendi dünyasında keşfetmeye çalışan Mehmet'in başka bir hayata başlayacak çocuk için o ataklara dahil olmasının ikonik durumunu seyrediyoruz.
"Olayını bulmadan çıkma sakın buradan kardeş!"
Yapılan seçimlere ve seçilmiş olanları aynı sahnenin devinimi içinde izlediğimizde Metin'in acaba gerçekten seçilmiş mi olabileceği sorusunu bize soruyor. Sahnenin yol haritasında Metin'in büyümüş hali ve büyük dünyaya bağlı kordonuyla tanışıyoruz. Yeryüzündeki ebeveynlerin seçimleri ne derece bizi seçiyor? O kordon hiçbir zaman kesilmiyor mu? Dünya'nın kordonlarıyka kıyaslanamayacak kadar uzunsa eğer?
Çocuklarını aradıkları sekansta çocukların aslında anne ve babaların bir mahsulü olduğunu, her an ortalıkta olmadağımızda onlarda bulunma ihtimalimize bir bakış atıyor. Çocukların uzun vadedeki senaryoları aileler de yakın çekimde can buluyor. Burada "uzak"kelimesinden kaçmanın Zeynep ve Mehmet için gerçekten ne kadar uzak olduğuna dem vuruluyor.
"Benimle ne konuştun?"
Bu zamana dek nasıl hiç düşünmemişim bu fikri diye sorgularken buldum kendimi. Neden kendimizi arayamıyoruz? Olumsuz olaylar silsilesin de ya da en basit ifadeyle yani en mutlu olduğumuz anlarda neden kendimizi arayamıyoruz? Gerçekleri söylemek için hangi tarafın çaldırmasını bekleyeceğiz?
Her ne olursa olsun ailenin, toplumsal bir figür olduğunu gerek tüm bölümlerde gerek detaylarda gizilleştirmeden apaçık göz önünde bulundurmayı tercih etmiş Berkun Oya.
Bir Başkadır ve Cici'den sonra bireylerin toplumsallaşması ve toplumun bireyleri bireyselleştirmesi çatışması arasında görsel haz sunan bu iş gerçekten Kocaman Bir Alkış'ı hak ediyor.