Kronik Yorgunluk Sendromu Nedir?
Kronik yorgunluk sendromu, kişinin ne kadar dinlenirse dinlensin kendisini yorgun hissetmesidir. Kronik yorgunluk sendromunu hakkında herşey
Renk körlüğü, belirli bazı renklerin farklılıklarını ayırt edememe anlamına gelmektedir. Bazen tam renk körlüğü de görülebilir.
Tüm renkleri hiçbir şekilde görememe anlamında tam renk körlüğü durumları da vardır. Bu durum çok nadirde olsa görülebilmektedir.
Renk Körlüğü Nedir?
Renk körlüğü renklerin veya renklerin arasındaki farkların algılanamadığı bir görme bozukluğudur.
Sıklıkla kırmızı-yeşil gibi renklerin karıştırılması şeklinde ortaya çıkan renk körlüğü, nadiren de olsa tüm renklerin gri ve tonlarındaymış gibi algılandığı şekilde de görülebilmektedir.
Renk Körlüğü Kimlerde Görülür?
Renk körlüğü iki farklı şekilde meydana gelebilir. Bunlardan birincisi kalıtsal sebeplerle oluşan renk körlüğü, diğeri ise sonradan meydana gelen, edinilmiş renk körlüğüdür.
Doğuştan olan renk körlüğü sıklıkla x kromozomu olarak bilinen cinsiyet kromozomuyla aktarılmaktadır. Erkeklerde tek, kadınlarda iki adet X kromozomu bulunması sebebiyle renk körlüğünün erkeklerde görülme sıklığı daha fazladır: kadınlarda % 0, 5 oranında görülürken, bu durum erkeklerde % 8 olarak gözlemlenmektedir.
Edinilmiş renk körlüğü ise retina veya beynin görme merkezinde sorun olması veya görmeyi etkileyen bölümlerin hasar alması, bir takım ilaçların yan etkileri gibi çeşitli sebeplerle oluşur.
Renk Körlüğü Belirtileri Nelerdir?
Renk körlüğü sorunu yaşayan kişileri hiçbir rengi göremeyip tüm dünyayı siyah beyaz veya tek bir rengin tonlarında gördüğü sanılmaktadır. Ancak bu doğru değildir. Çoğunlukla belirgin bir şekilde belirti veren bir görme problemi değildir.
Renk körlüğü belirtileri, tam renk körlüğü ve belirli bir rengi algılamada yaşanan soruna göre değişmektedir. Bu yüzden belirtiler kişiden kişiye göre değişir.
Renk körlüğü problemi yaşayan kişiler genellikle renkleri görürler. Ama belli başlı bir rengi veya birkaç rengi çok soluk gördükleri için ayırt etmede güçlük yaşarlar. Bunlar zaman içerisinde yoğunluklarına göre ayırt edilmektedirler. Örneğin; en sık görülen türlerden biri olan kırmızı ve yeşil renk körleri, kırmızı ve yeşil ile beraber bu rengin karışımlarını da aynı biçimde algılamaktadır.
Hastalığın nadir görülen bir türü ilerleyici niteliktedir. Bu tür tam renk körlüğü olup, hasta tüm dünyayı siyah ve beyaz olarak görür.
Hastalığın Nedenleri Nelerdir?
Renk körlüğü iki temel nedenden oluşmaktadır, bunlardan ilki ve en çok görüleni kalıtsal nedenler diğeri ise sonradan görülen ilaç kullanımı, kimyasal maddelere uzun süre maruz kalma gibi dışsal nedenlerdir.
Görme, gözen giren çeşitli dalga boyuna sahip ışığın, kornea ve göz içi lens aracılığıyla görme reseptörlerinin yoğun olarak bulunduğu retinanın arka kısmında odaklanmasıyla ve bu reseptörlerin, aksiyon potansiyellerinin, göz sinirleri aracılığıyla beyindeki görme merkezine iletmesiyle oluşur. Bu reseptörler herbir renge duyarlıdır ve kendi içlerinde iki gruba ayrılmaktadır, karanlıkta görmeyi sağlayan çubuklar ve aydınlıkta görmeyi sağlayan koni reseptörleri. Koni reseptörleri de 3’e ayrılır ve 3 temel rengi, kırmızı, mavi ve yeşili algılayabilmektedirler. Bu üç tür reseptörde görülebilecek herhangi bir problem ise renklerin algılanmasında çeşitli sorunlara neden olmaktadır.
Renk körlüğü kalıtsal geçişli bir hastalık olması sebebiyle ailesinde bu hastalık olan kişilerde doğumla birlikte ortaya çıkma ihtimali daha yüksektir. Doğuştan gelen türünde genellikle x kromozomu olarak bilinen cinsiyet kromozomuyla aktarılmaktadır.
Erkeklerde tek, kadınlarda iki adet X kromozomu bulunması nedeniyle erkeklerde daha sık görülmektedir. Bu sebeplerden ötürü hastalığın anneden ve babadan geçişi farklılıklar gösterir. Anne veya baba hastalığa sahip olmasa da çocuklara geçebilir.
Hastalığın sonradan oluşan türünün nedenleri arasında optik nevrit, kafa yarılmaları, makula dejenerasyonu, görme sinirlerinde yaşanan tahribatlar gibi sonradan ortaya çıkabilen sistemik rahatsızlıklar dışında metal zehirlenmesi ve bazı ilaçların kullanımı gibi nedenler de vardır.
Renk Körleri Dünyayı Nasıl Görür?
Renk körlerinin dünyayı nasıl gördüğü sorusu, koni hücrelerinin eksikliğine göre değişmektedir. Birçok insan renk körü olduğunun ayırdına kendi başına varamaz. Pigment eksiklik seviyesine göre normale yakın bir görüş veya hastalığın ileri derecelerine tekabül eden bir görüş olabilmektedir.
Özellikle aydınlatmanın yetersiz olduğu bir mekanda soluk bir rengi canlıymış gibi algılanabilmektedir. Nadir bir şekilde, hastalığın ileri derecelerinde ise kişi, siyah beyaz görebilmektedir.
Hastalığın en yaygın türünde yani kalıtsal renk körlükleri yeşil, sarı, turuncu, kırmızı aynı şekilde algılanır. Sadece yoğunluklarına göre koyuluk ve açıklık farkı ortaya çıkmaktadır.
Hastalığın Tanısı Nasıl Koyulur Türleri Nelerdir?
Renk körlüğü testi ve muayenesi ishihara ve renkli noktalardan oluşan harflerin okunduğu bir kitap aracılığı ile yapılmaktadır. İshihara testinde iç içe geçmiş renklerin içindeki harf, rakam ve çeşitli işaretlerin hastadan tanımlanması beklenir. Test renkleri algılama ve ayırt etme algısını ölçmektedir. Diğer bir tanı yöntemi ise renkli ipliklerin iç içe karıştırılarak, hastalık şüphesi olan kişiden bu iplikleri ayırt etmesinin ve gruplandırmasının istenmesidir.
Renkleri algılamakta problem yaşayan kişiler bu eylemi gerçekleştirememektedirler. Ailesinde bu hastalıktan bulunan kişilerde ve özellikle çocuklarda düzenli göz kontrolü erken teşhis için önem arz etmektedir.
3 farklı türdeki koni hücresi sayesinde gözümüz kırmızı, yeşil ve maviyi algılayabilmekte ve tonlarını ayırt edebilmektedir. Hastalığın türleri, ayırt edilemeyen bu renklere göre sınıflandırılmaktadır. 3 farklı türde olmak üzere temel sınıflandırması yapılabilir:
olarak adlandırılır. Tüm bu renklerin karışımı görülüyorsa dikromatik görme olarak adlandırılmaktadır. Kırmızı rengi görüp ayırt etmemizi yarayan reseptör hücrelerde yaşanan bir sorunda koyu kırmızı ayırt edilemez ve görülen mavi, yeşil veya bu iki rengin karışımı olabilmektedir. Benzer bir durum diğer renkleri algılamamızı sağlayan koni hücrelerinin yokluğunda da söyleyebiliriz.
Hastalığın bu türü anopia ile karıştırılmamalıdır. Anopia, kişide hiçbir koninin olmadığı kişinin siyah beyaz olarak gördüğü renk körlüğü türüdür.
Tek bir koninin bulunduğu diğer iki koninin olmadığı durumlara ise monokromatik görme denilmektedir. Örneğin kişide sadece yeşil renk konisi mevcut kırmızı ve maviyi algılayan konileri mevcut değilse bu türden vakalara kırmızı-mavi renk körlüğü denilmektedir.
Renk Körlüğünün Tedavisi Nedir?
Renk körlüğünün ilaçla veya ameliyatla tedavisi bulunmamakta ancak Chromagen isimli özel bir lens sistemiyle renk körü hastalarının şikâyetleri artık düzeltilebilmektedir. Bu tedavide özel renk filtreleri sayesinde göze gelen ışığın dalga boyu değiştirilerek hastanın renkleri algılaması ve ayırt etmesi sağlanmaktadır.