Animizm: Doğa ve Ruhun Harmoni İçinde Varoluşu
Animizm, insanlık tarihinin en eski inanç sistemlerinden biri olarak kabul edilir ve dünyada çeşitli formlarda varlığını sürdürmüştür.
Küçük yaştan itibaren az çok ekonomiyi öğrenmeye mecbur kaldığımız şu kapitalist sistemde herkesin amacı biraz olsun zengin olmak değil mi?
Her ne kadar atalarımız “aza kanaat etmeyen çoğu bulamaz” demişse de, biz elimizdekinin hiçbir zaman fazla olduğunu kabullenemediğimiz için bu sözün geçerliliğini bir kenara bırakarak her geçen gün biraz daha zengin olmak için çabalıyoruz.
Kimi zaman bunu ihtiyaç bahanesiyle, kimi zaman geleceğe bir yatırım, kimi zamansa idealler uğruna olduğu iddiasıyla ortaya atıyor; özellikle dile getiriyoruz. Çünkü yıllarımızı alacak bu maddi kazanç koşturmacası içinde vicdanımızı da kendimize ortak etmek istiyoruz.
Ama merak etmeyin, şimdi size zengin olmanın 5 kolay yolunu açıklıyorum. İhtiyacınız olan her şey burada:
“Coğrafya kader midir?” sorusunu soran günümüz popüler genç felsefecilerinin hangi cevap etrafında toplandığını bilemem fakat şunu söyleyebilirim ki bu maddeyi doğduğunuz anda sağlamanız gerekiyor. Daha doğrusu ailenizin sağlaması gerekiyor. Fakat her şey burada bitmiyor.
Evet, belki fakir olarak nitelendirilebilecek bir ailede dünyaya geldiniz ama belli mi olur; belki ebeveynlerinizden biri çok önemli bir iş anlaşması için el sıkışacak ve dünyanız değişecek. İmkansız diye bir şey yoktur.
Bu konuya vicdanınızı ortak etmek çok da kolay olmayacaktır, tabi eğer sağlam bir inancınız varsa. Fakat aksi durumda loto, toto, koko, ganyan, dalyan vb. aklınıza gelebilecek her türlü şans oyununa cebinizde kalan son sigara parasını yatırarak kaderinizin değişmesi için dağa taşa ya da artık vazgeçtiğiniz Allah dışında herhangi bir şeye tapınarak dua edebilirsiniz.
Bu da vicdanınızı epey zorlayacak bir hamle ama kim bilir, şans oyunlarından daha çok aklınıza yatabilir. Hem de böyle bir şeyle karşılaşma olasılığınız tahmin ettiğinizden daha yüksek. Türkiye şartlarında dahi yapılan her 200 haberden biri yüksek miktarda para bulup sahibine ulaştıran kahramanları anlatıyor. Bir de kahramanlık yapmayanları düşünürseniz??
Evet, son maddemiz, her şeyin sona erdiğini düşündüğünüz anda karşınıza çıkabilecek büyük bir nimet. Ayrıca manevi olarak da külfeti yok; tabi rahmetliyle yakın bir bağınız yoksa. Bu durumun şöyle bir avantajı da var; aileniz orta düzey bir zenginlikte olsa dahi, “damlaya damlaya göl olur” mantığı ile yıllarca tırnakları ile kazıyarak elde ettikleri şeyler bir araya gelince azımsanmayacak bir servet ortaya çıkabiliyor. Ve her şeyden güzeli siz tüm bu emeği bir çırpıda elde edebiliyorsunuz. Pek tabi istisna aileler olabiliyor, o kadarı da bizi aşıyor.
Hırsızlık ve dilencilik de kolay yoldan zengin olmak için ideal o zaman diyenleri duyar gibiyim. Ama o işler sandığınız kadar kolay değil, emin olun. Hırsızlık zaten başlı başına büyük cesaret, özveri ve pratik zeka isteyen bir iş. Bakmayın günümüzde bu kadar çok kaliteli hırsızın yetiştiğine; her yiğidin harcı değil yine de. Dilencilik belki denenebilir ama o da masa başı işten beter. Bir dünya insanın ağız kokusunu çekip, bir lokma ekmeği zar zor yiyerek eve dönüyorsunuz. Şahsen ben daha az kazançlı bir işte çalışmayı yeğlerim.
Velhasıl kelam, zengin olmanın bu kadar kolay yolu varken bir kez şu zenginliği yaşamadan ölmek acı bir kader olsa gerek. Yine de sizin için yeterli gelmediyse, biraz zor da olsa zengin olmanın, daha doğrusu zenginliği anlamanın çok güzel bir yolu var: “çalışmak, çabalamak”; bir de bunu deneyin.