Duygu Kuramları

03.10.2023 / Eğitim

Duyguların meydana gelişini ve insanın psikolojik ve fizyolojik yapısını açıklamak amacıyla farklı kuramlar geliştirilmiştir.

Duygu Kuramları

Bu kuramlar James-Lange kuramı, Cannon Bard kuramı, Arnold-Linsey Kuramı, Bilişsel kuram ve Sosyobiyolojik kuramdır.

James-Lange Kuramı

Amerikan psikolog William James ve Danimarkalı psikolog Carl Lange ayrı ayrı yerlerde aynı yıl içinde aynı kuramı ortaya atmışlardır. Bu nedenle de bu kurama James-Lange kuramı denmiştir. Kuramın temel düşüncesi şudur: Bedenimiz, çevreden uyarıcılar alır ve belirli özelliklerine tepkide bulunur.

Bedenimizin tepkisinin farkına vardığımız zaman fizyolojik değişikliklerle birlikte duygu durumu meydana gelir. Gözlerin büyümesi, tüylerin diken diken olması fizyolojik bir durum olarak kalmaz; aynı zamanda duygusal bir tepkiyle tamamlanır. Issız bir sokakta köpekle karşılaşan kişinin köpeği gördükten sonra vücudunda fizyolojik değişmeler meydana gelir ve ardından korku duygusu oluşur.

Cannon Bard Kuramı

Cannon-Bard kuramı, James-Lange kuramının eksiklerini giderme amacıyla geliştirilmiştir. Bu kuram da iki farklı psikolog tarafından ayrı ayrı yayınlarda ileri sürülmüştür. Bu nedenle her ikisinin adıyla anılmaktadır. Kuram hipotalamusun merkezi rolü üzerinde durulmuştur.

Çevreden algılanan uyarıcılar hipotalamusu etkiler, hipotalamus fizyolojik değişiklikleri ortaya çıkararak sinir sistemini uyarır ve beyin kabuğuna sinirsel akımlar göndererek heyecan yaşantımızın farkına varmamızı sağlar. James-Lange kuramının eksiklerini gidermeyi amaçlayan bu kuramda duygular ve bedensel davranışlar aynı anda ortaya çıkmaktadır.

Bilişsel Kuram

Duygu kuramları içerisinde en çok kabul edilen kuram bilişsel kuramdır. Bilişsel kuram, hem günlük yaşantılarla hem de bilimsel deneylerle desteklenmektedir. Bu kurama göre bedenimizde olup biten fizyolojik değişikliklere, çevremizde bulunan uyarıcılar çerçevesinde anlamlı duygusal tepkiler veririz.

Kurama göre bilişsel süreçler duyguların tanımlanmasında ve anlamlandırılmasında önemli rol oynar. Bu süreçte bedendeki fizyolojik değişikliklerin oluşmasında bireyin algıları ve anlayışı etkilidir.

Sosyo-Biyolojik Kuram

Sosyo-biyolojik kuram, insanın sosyal davranışının bir evrim sonucunda bu noktaya geldiği üzerinde durmaktadır. Buna göre sosyal davranışlar doğal bir seçim sürecinden geçerek bugünkü şeklini kazanmıştır. Bu kuramda, duyguların fizyolojik temelinin ne olduğu ve nasıl oluştuğu üzerinde durulmaz.

Duyguların niçin devam ettiği ve insan yaşamında ne tür işlevleri olduğu üzerinde durulur. Sosyo-biyolojik kuram, duyguların, insanın çevresine uyum sağlamasına yardımcı olacağını ileri sürmektedir. Kurama göre her insanın duygularının uyumsal bir görevi vardır. Örneğin; kızgınlık, başkalarının saldırganlığına karşı kişiyi korur; haz, neşe ve mutluluk insanları birbirine yaklaştırır, sevgi ve coşku eşleşme davranışını kolaylaştırarak türün devamını sağlar.