Müşteri İlişkileri Yönetimi’nin Kapsamı
Müşteri odaklı stratejiler geliştiren, müşteri verilerini toplayıp analiz ederek işletme süreçlerini optimize eden geniş bir kapsam sunar.
1918 yılında İngiliz mühendis Sir William Cubitt tarafından icat edilen koşu bantları aslında işkence amaçlı üretilmiştir.
Koşu bantlarının asıl amacını öğrenince çok şaşıracaksınız. Çünkü bu aletlerin yapım ama spor değil, ceza evlerinde yatan mahkûmlara işkence yapmaktır.
Tamamen ahşaptan imal edilen koşu bandı sayesinde mahkûmlar sürekli yürütülüyor ya da koşturuluyordu. Daha doğrusu cihazın altındaki tekerlekler döndükçe mahkûmlar da yürümek ya da koşmak zorunda kalıyorlardı.
Genellikle mahkûmların günde 6 saat bu cihaz üzerinde yürümeleri ve koşmaları isteniyordu. Bu sayede azımsanmayacak kadar enerji elde ediliyordu. Elde edilen bu enerji de su pompalanması ya da buğday öğütülmesinde kullanılıyordu.
Hapishane yetkililerinin de onayından geçen bu acımasız yöntem sayesinde mahkûmların hem topluma adapte edildiği düşünülüyor hem de değirmen çevirme işi bedavaya getiriliyordu.
İngiliz Mühendis Cubitt’in bu icadı, İngiltere’den ABD’ye kadar ulaştı. Artık İngiltere dışında ABD hapishanelerinde de kullanılıyordu. Ancak bu işkencenin bedeli çok ağır olmaya başladı. Birçok mahkûm, düzgün beslenemediği için ve vücutlarında meydana gelen sakatlık nedeniyle korkunç bir şekilde hayatını kaybetti.
Koşu bandı 19. yüzyıldaki hapishanelerin kötü koşullarının sembolü olarak anıldı. 1858 yılında çıkan “Hapishaneler Yönetmeliği” ile işkence yöntemi olan bu durum sonlanmış oldu.
1911 yılında ABD tarafından ilk patentini alan koşu bandı, 1952 yılında Dr. Robert Bruce tarafından geliştirildi. 1970’lere doğru ise artık insanların gönüllü olarak kilo vermek veya formda kalmak için kullandığı sağlıklı yaşamın önemli bir parçası haline dönüştü.