Münevver Karabulut Cinayeti

04.03.2022 / Genel

Lise öğrencisi Münevver Karabulut, 3 Mart 2009 tarihinde Cem Garipoğlu tarafından vahşide öldürülüp cesedi çöp konteynerine atıldı.

Münevver Karabulut Cinayeti

3 Mart 2009 tarihinde saatler gece yarısını geçtiği esnada İstanbul Etiler'de bir kâğıt toplayıcı Nispetiye Caddesi Dilek Yıldızı Sokak’ta yer alan çöp konteynerlerinden birini karıştırırken bir gitar kutusu buldu. Kutuyu konteynerden çıkarmaya çalışırken çok ağır olduğu için çıkaramadı.

Gitar kutusunu açan kâğıt toplayıcı, kutu içerisinde kafası kesilmiş bir kadın cesedi gördü. Çevredeki vatandaşlar hemen durumu polise haber verdi. Olay yerine gelen polis, cesedin üzerinde kimliğini belirten herhangi bir belge bulamadı.

Olay yerindeki incelemesini arttıran polis ekipleri, yakınlarda bulunan ikinci konteynerin üzerine bırakılmış dershane kimliğinden cesedin 17 yaşındaki Münevver Karabulut'a ait olduğunu öğrendi.

Münevver Karabulut 1991 tarihinde aslen Bolu Mengenli bir ailenin ilk çocuğu olarak doğdu. Babası aşçı ve annesi ev hanımıydı.

Beşiktaş Erdem Lisesi son sınıf öğrencisi olan Karabulut aynı zamanda üniversiteye hazırlık için dershaneye gidiyordu. Dershane döneminde Cem Garipoğlu ile tanışmış ve arkadaşlıkları başlamıştı. Münevver, Cemi o kadar çok seviyordu ki ailesiyle tanıştırmakta bir an tereddüt etmiyordu.

Tüm detaylar tek tek inceleyen polis teşkilatı, Münevver'in çantasını kimlikleri ve olay yerindeki kan lekelerini incelemeye aldı. Deliler bozulmasın diye konteyneri çekici ile Emniyet Müdürlüğüne götürüldü.

Lise son sınıf öğrencisi olduğu ortaya çıkan Münevver’in, iş adamının oğlu Cem Garipoğlu ile sevgili olduğu ve 3 Mart akşamı randevularının olduğu belirlendi. Ancak olayın ardından Cem’e bir türlü ulaşılamadı.

Olay anının kamerasınca saptandığı iki kişinin ellerinde ki çantayla arabadan inip konteynere yöneldiği görüldü. Cesedin parçalanmadan önce genç kızın defalarca bıçaklandığı ortaya çıktı. Münevver’in katilleriyle boğuştuğu tırnaklarında DNA örneklerinin bulunduğu da öğrenildi.

Polis genç kızın son görüştüğü kişi olduğu anlaşılan Cem’in Bahçeşehir'deki ailesiyle birlikte yaşadığı eve baskın düzenledi. Polis eve doğru arabayla ilerlerken karşı yönden de gri renkli bir araba geliyordu. Bu araç polisin yanından geçti. Sonradan anlaşılacaktı ki Cem, o arabanın içindeydi.

Polisler evine baskın düzenledi ve incelemeye başladı. Evde temizlik yapılığını kan izlerinin suyla yıkandığını tespit eden polis buna rağmen zeminde halıda ve yorganda kandamlaları olduğunu belirledi. Alınan kan örneklerinin Münevver’e ait olduğu anlaşıldı.

Evde ayrıca bir kanlı gömlek ve testere bulundu. Bu gelişmeler üzerine Cinayet Büro amirliği ekipleri baba N. Garipoğlu ve Anne M. Garipoğlu'nunda aralarında bulunduğu 5'i kadın 17 kişiyi gözaltına aldı.

Öte yandan Münevver Karabulut'un öldürülmeden önce boynunun kırıldığı ve daha sonra gitar kılıfına sığmadığı için kafasını kestiği ortaya çıktı.

Polis her yerde aradığı Cem Garipoğlu’nun Fransız vatandaşı olması nedeniyle yurt dışına kaçma ihtimaline karşı İnterpol ile bağlantıya geçti.

Ayrıca Cesedi konteynere getiren aracın baba N. Garipoğlu'nun şirketine ait olduğu iddia ediliyordu. Günler geçiyor Cem hala yakalanamıyordu. Garipoğlu'nun yakalanamaması nedeniyle birçok senaryo ortaya atıldı. Cem’in Rusya'ya kaçtığı ile ilgili iddialar ortaya atıldı. Garipoğlu’nun Türkiye'nin Moskova Büyükelçiliği’nde ve Moskova alışveriş merkezinde görüldüğü öne sürüldü.

27 Nisan 2009'da cinayette ilk tutuklama meydana geldi. Baba N.G., Münevver Karabulut'un tırnakları arasında DNA'sı bulunduğu gerekçesiyle tutuklanarak ceza evine gönderildi. Bir süre sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılacaktı. Tüm bunlar yaşanırken adli tıp Kurumu'nun otopsi raporu ikinci bir tartışmaya neden oldu.

Münevver Karabulut'un cesedi üzerinde Garipoğlu Ailesi dışında birine ait sperm örnekleri bulunmuştu. Zanlının ailesi ve birçok arkadaşından sperm örnekleri alındı ama bir sonuç bulunamadı. Hazırlanan ikinci otopsi raporunda sperm örneğinin aynı gün otopsi yapılan başka bir cesede ait olduğu belirlendi. Bir görevli hakkında soruşturma başlandı.

Cinayetin ardından 57 gün geçmesine rağmen Cem Garipoğlu hala yakalanmamıştı. Yaklaşık 90 gün sonra Cem Garipoğlu'nun 1186 ülkede aranması için İnterpol tarafından kırmızı bülten çıkarıldı. İnterpol kırmızı bültenle aradığı Cem Garipoğlu'nun bulunması için 6 farklı dilde özel bir video hazırlattı. 197 gün sonra katil zanlısı olarak aranan C. Garipoğlu gece saat 00.45'de İstanbul'da avukatı tarafından polise teslim edildi.

Gece çıkarıldığı nöbetçi mahkeme tarafından ceza kanunundaki karşılığı ağırlaştırılmış müebbet hapis olan canavarca hisle çocuğa karşı adam öldürme suçlamasıyla tutuklanarak çocuk tutukevine konuldu.

Çıkarıldığı mahkemede pişman olduğunu, 3-5 saat mesafede İstanbul dışında saklandığını söyledi. İlk duruşmasında sorulara bilmiyorum ve hatırlamıyorum şeklinde cevaplar verdi. Cinayet sebebi olarak erkekliğime hakaret etti diyen, Cem Garipoğlu’nun ağır tahrik indirimden faydalanmak istediği iddia edildi. Canavarca hisle tasarlayarak ve eziyet çektirerek adam öldürmekten 24 yıla kadar hapis istendi.

Münevver Karabulut'u öldüren Cem Garipoğlu, 10 Ekim 2014 tarihinde Silivri'de cezasını çektiği 5 No'lu L Tipi Kapalı Cezaevi'nde kendini asarak intihar etti. Mezar taşı isimsiz kaldı. Kabrine kimse uğramadı. Kaçtı iddialarının da ardı arkası kesilmedi.