İlahi Adalet
İlahi olsun olmasın tüm inanç sistemleri yaşanılan olayların hangi bağlamda değerlendirileceği konusunda yönergeler içerirler.
2014 yılında gösterime giren “İtirazım Var” isimli Türk filminde, faizin dinî açıdan yanlış olduğu kadar, sosyal hayatta da ne gibi yanlışlıkları beraberinde getirdiği işlenmekte.
Günümüz dünyasının realite diye ifade ettiği birtakım ekonomik unsurları ile birlikte; zaten birçok damarı tıkanmış (bilinçli bir şekilde tıkanmaya mecbur bırakılmış) bulunan bin dört yüz yıllık kültür birikimi içinde yaşayan ve yaşlanan nesiller; doğru ile yanlışı karışmış bir hayatın problemlerini; reel çözümlerle karşılamak mecburiyetinde kalıyor. Kalıyor kalmasına ama reel çözüm diye öğrenilen şeyler kimsenin derdine derman olmadığı gibi, yeni çözülmez dertler ekleniyor fertlerin hayatlarına.
Problemi yok saymak da bir çözüm olmayınca geriye öğrenilmiş çaresizlikler kalıyor. Pisipisine yaşanan hayatlar gazetelere haber malzemesi sağlıyor haliyle. “Hata olduğu bilinen davranışlardan” acaba hangisini atladık da başımıza bu elem verici hadiseler geldi diye düşünmekten kendini alamayan bireylerden oluşan bir toplum peyda oluyor günden güne.
Ne sıradan hayatların, basit problemlerine; ne de dünyanın çivisinin çıkartıldığı bölgelerdeki mazlumların tarifsiz acılarına yönelik herhangi bir geçerli çözümlemeye sahip olamıyor hiç kimse.
Slogan haline getirdiğimiz çözüm cümleleri de artık kimse için bir şey ifade etmiyor zaten.
Bildiklerini, doğru olduğunu sanarak yeni nesillere öğreten büyükler, bebeklerin ağzına “yalancı meme” tıktıkları sürece de çözüm filan beklemek beyhude sanırım.