1929 Dünya Ekonomik Bunalımı

03.01.2022 / Tarih / Eğitim

Büyük Buhran olarak da bilinen 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı, 1930’lu yıllara kadar devam eden ekonomik krize verilen addır.

1929 Dünya Ekonomik Bunalımı

Büyük Buhran veya 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı’nın etkileri 1930 sonlarına doğru hissedilmeye başlandı. Büyük Buhran’dan en çok Kuzey Amerika ve Avrupa etkilense de, dünyanın geri kalanında da yıkıcı etkiler yaratmıştır. Özellikle sanayileşmiş ülkeler bu buhrandan büyük etkilenmiştir.

Sanayileşmiş şehirler, 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı sonrasında adeta çökmüşlerdir. İşsizlik en büyük rakamlara ulaşmış, insanlar kalacak ev dahi bulamaz hale gelmişlerdir. Üretimler durma noktasına geldiği Büyük Buhran’dan en çok etkilenen sektör ise madencilik sektörü olmuştur.

1929 Bunalımı’nın ABD’de borsanın çökmesi sonucu çıktığı söylense de o dönemlerde dünya genelinde ekonomik kriz vardı. Krizin etkisine ve büyüklüğüne bakılırsa aslında 1929 yılında yaşanılan bu bunalıma Büyük Dünya Bunalımı adı da verilebilir.

Büyük Buhran’ın tüm dünyayı bu denli etkilemesinin en büyük sebebi ise I. Dünya Savaşı’nın sona ermesi ve ülkelerin büyük zararlara uğramasıdır. 

büyük buhran

I. Dünya Savaşı’nda kan kaybeden İngiltere, Amerika’dan borç para alarak ve yeniden kurulan altın standardı ile yerel para birimini (pound) güçlendirmiştir. Fakat ihracatı azaldığı için elindeki altınları kaybeden İngiltere tekrar krize girmiştir.

Yine aynı dönemde savaşın mağlup ülkelerinden Almanya, Amerika’nın tazminat talebi sorunu ile karşı karşıya kalmıştır. Ekonomisi durma noktasına gelen Almanya, para basma politikasına yöneldi. Bastığı paralar ABD Hükümeti tarafından kabul edilmeyince ülkesinde hiperenflasyona neden oldu. Ardından ABD ile 1924 yılında “Dawes Planı” adı altında çözüm yolu arandı. Dawes Planı’na göre ABD, Almanya’ya kalkınması için borç para verdi ve kendisini toparlayan Almanya daha sonra borcunu geri ödeyecektir.

Büyük Bunalım öncesi Amerikan ekonomisi

ABD, 1924 – 1929 yılları arasında ihracat fazlası yapmış, bu nedenle de dünyanın kreditörü olmuştur. Bu dönemlerde ABD endüstrisi; otomobil, yapı, elektrikle çalışan makineler gibi birçok teknolojik gelişme yakalamıştır.

Yapılan bu icatlar hem Amerika’da hem de diğer ülkelerde geniş ölçüde talep görmüştür. Bu talep patlaması ABD borsasının spekülatif olmasına sebep oldu. Gelişen bu olumsuz durum adına ABD yönetimi, verdiği kredileri geri çekme kararı aldı.

Florida Gayrimenkul Spekülasyonu

Floridalılar, şehirlerinin diğer yerlere göre kış kartlarında daha iyi olduğunu düşünüyorlardı. Hatta bu sebepten dolayı Florida’da yer alan gayrimenkullerin değer kazanacağına inanıyorlardı. Geniş ölçüde Florida’nın tatil cennetine dönüşeceğine dair büyük bir algı vardı. Bu sebepten dolayı da Florida’da gayrimenkul yatırımları birden patlama yaşadı.

18 Eylül 1928 yılında yaşanan tropikal kasırga sonrasında 400 insan ölmüş, binlerce ev hasar görmüş ve tonlarca deniz suyu ile birlikte parçalanan yatlar sokaklara taşmıştır. Bu olayın ardından insanların büyük umutlarla satın aldıkları gayrimenkuller, değerinden çok ucuza bile satılamayınca spekülatif balon patlamış oldu.

1929 dünya ekonomik buhranı

Büyük Buhran’ın Sebepleri

Konu üzerinde araştırma yapan bilim insanları, farklı görüşlerini ortaya koydu. Dünya’yı etkileyen tüm olayları incelediklerinde hepsinin farklı rapor sunması da kaçınılmazdı. En çok savunulan dört görüşü şöyle sıralayabiliriz.

  • 1870’li yıllarda ABD’de irili ufaklı çok fazla şirket vardı. I. Dünya Savaşı sonrasında bu ufak şirketler iflasın eşiğine gelince birleşme kararı almış ve kendilerince tekel oluşturmuştur. Bu birleşmeler 1929 yılında ABD ekonomisinin yarısını yöneten 200 şirketin olmasına sebep oldu. Tek bir holdingin bile çökmesi ABD ekonomisine ciddi zarar verebilecekti.
  • Bankaların sermaye esaslarını, kredilerini ve rezervlerini belirleyen ya da kontrol eden herhangi bir yasa yoktu. Bu sebeple şirketlerin belli dönemlerde yayımladığı mali tablolara da güven yoktu. Hal böyle olunca yatırımcılar da hisse senedi aldıkları şirketler hakkında bilgi sahibi olamıyordu. Bir başka durum ise ticari bankalar ile yatırım bankalarını birbirinden ayıran yasaların da olmayışıdır.
  • Bazı bilim insanları / düşünürlere göre dönemin ABD başkanı Hoover, ekonomik anlamda yetersiz kalıyordu. 1920’lerde kullanılan liberal ekonomi anlayışı ile ekonomiye müdahalede bulunmamıştır. 1929 yılında ise müdahalede bulunmak istese de geç kaldığından dolayı olumsuz etkisini görmüştür. Ayrıca ABD hükümetinin altın fiyatlarına bağlı kalması da eleştiri alıyordu. Altına bağlı olarak para basmayı reddettikleri için piyasada para kalmadı ve ekonomi çökme noktasına geldi. Reel sektörün küçülmesi ile işsizlik artmış oldu.
  • ABD, diğer ülkelerin aksine diğer hükümetlere kreditör olarak biliniyordu. Ayrıca I. Dünya Savaşı sonrasında Almanya ve İngiltere’den alacağı tazminatları da altın olarak istemişti. Ancak yeryüzünde altın stoğu hem azdı hem de büyük kısmına ABD sahipti. Alacaklarını altın olarak alamayan ABD, mal ve hizmet olarak almayı denedi. Ancak bu durum da kendi ülkesindeki mal ve hizmet sektörünü çökertti. Gümrük duvarları koyma girişiminden de ters tepki alındı. Dış ticaret küçülünce ABD hükümeti verdiği kredileri alamaz oldu.

1929 dünya ekonomik krizi

Büyük Buhran’ın Patlak Verişi: Kara Perşembe

New York Menkul Kıymetler Borsası 1928-1929 yıllarında sürekli yükselmiş, dolayısıyla fiyat / kazanç oranı da artmıştır. 3 Ekim 1929 tarihinde yukarıdaki sebeplere bağlı olarak borsa durma noktasına gelmiş, bazı büyük şirketlerin de hisseleri de değer kaybetmeye başlamıştır. 21 Ekim günü yabancı hissedarlar ellerindeki hisseleri satarak ellerinden çıkarınca borsada ki düşüş hızlanmıştır. 24 Ekim günü borsanın dibe vurduğu gün olarak ve “Kara Perşembe” adıyla tarih sayfalarına girmiş oldu.

Kara Perşembe günü sadece bir günde 4.2 milyar dolar yok olmuş oldu. 29 Ekim günü bir yıl öncesine göre elde edilen karlar bile erimiş oldu. Bu süre içerisinde 4000 banka çöktü ve binlerce insanın mal varlığı ellerinden alındı.

Piyasadaki paraların bir anda yok olması ile insanlar takas yoluyla ticaret yapmaya başladı. Ellerindeki tüm varlıkları kaybeden insanlar ruh sağlıklarını da kaybetti. Bu Büyük Buhran, II. Dünya Savaşı’na kadar yaklaşık 10 yıl devam etti.

1929 Dünya Ekonomik Bunalımı, sanayileşmiş ülkelerin tamamında hissedildi. Toptan fiyat endekslerinde %40 - %60, hammadde fiyatlarında %50 civarı düşme, menkul kıymet fiyatlarının ve borsanın %30 - %40 civarında gerilemesi, dünya sanayi üretiminin %35 - %45 arasında düşmesi, işsiz sayısının 50 milyon olarak açıklanması, ticaretin %55 - %80 arasında azalması ve iflasların çoğalması krizin en büyük etkileri olarak gösterildi.

Roosevelt ve "New Deal"

Amerikalılar, ülkelerinde yaşanan nu krizi Hoover yönetimine bağladı. Yapılan ilk seçimde de yeni ekonomik vaatlerde bulunan Franklin D. Roosevelt seçildi.

Roosevelt, projesi olan “New Deal”ı 1930 – 1937 yılları arasında uyguladı. Seçildiği ilk dönem olan 1933 yılı, krizin en etkili olduğu yıldı. Bu dönemde ekonomik kârlılık hiç yoktu. İnsanların satın alma düşü çok fazla düştüğü için talep daralması yaşanıyordu. Roosevelt, böyle bir dönemde hem sosyal hem de ekonomik anlamda reform niteliği taşıyan projesi ve yeni birçok yetkiyle başa geldi.

Roosevelt’in ilk icraatı bankacılık sektörüne el atmak oldu. O dönemlerde altın ve döviz kuru başkanlık tarafından kontrol ediliyordu. İlk kez Merkez Bankası kuruldu ve mevduatlar devlet güvencesine alındı.

Reel sektörde de kârlılığın arttırılmasına yönelik yeni reformlar yapıldı. Devlet kontrolünde olmak kaydıyla sanayiciler kendi fiyatlarını düzenleyebilir konuma geldi. Çalışma saatlerinde düzeltmeler yapılarak işsizlik sorunu çözülmeye çalışıldı.

Roosevelt yönetimi özel sektörün ilgilenmediği büyük yatırımlar gerektiren alanlarda harcama yapılıyordu. Bu sektörlerde açılan istihdam olanakları ile işsizlik azaltılmaya başlandı.

1929 dünya ekonomik krizi

Büyük Buhran Sonrası Almanya

Yaşadığı olumsuzluklara rağmen en hızlı toparlanan ilk sanayi ülkesi Almanya oldu. Enflasyonsuz orijinal finansman ile iç piyasayı canlandıran Almanya, aynı hızda dünyaya açılamadı. Almanya’da hammadde arayışlarına girdi. Almanya, doğrudan serbest döviz transferi olmaksızın malın malla mübadelesini gerçekleştirmek imkânını sağlayan bir karşılıklı ticaret (counter-trading) modelini benimseyerek, serbest döviz piyasalarında ihracat mallarına uygun fiyatla alıcı bulamayan memleketlerin müşterisi durumuna geçti. Tarım ekonomilerinin ihracat mallarını yüksek bedelle satın aldı ve onlara kendi sanayi ürünlerini sattı. Planlama ve benzeri yöntemlere başvuran ABD ile Fransa gibi demokrasiler ılımlı çözümlere yönelirken, Almanya'da işsizler nazi totalitarizminin çılgınlıklarına kapıldılar.

Almanya, 1933 yılında Nazilerin başa geçmesi ile 1939 II. Dünya Savaşı’na kadar geçen sürede her hafta reel kazancını ortalama %19 arttırdı. Büyük Buhran’ın ortasına başa gelen Naziler, o dönemde %30 olan işsizliği sıfırlamışlardır. Nazilerin Almanya’ya yaptıkları ekonomik atılımlar günümüzde halen başarılı bir adım olarak bilinmektedir.

Büyük Buhran’ın Türkiye’ye Etkileri

1929 Büyük Buhran karşısında Türkiye, izlediği çeşitli politikalar ile kalkınmasını sağlayabilmek için ihracat ve ithalatını arttırmaya yöneldi.

Türkiye’de 1933 yılında dış ödemelerde kliring ve takas sistemi uygulandı. Malı alanın malını alma ilkesi olan Kliring sistemi ile ithalat ihracata bağlandığından, ihracat teşvik edilmiş oldu.

Büyük Buhran’ın Sonuçları

Günümüze kadar yaşanılan tüm dünya krizler arasında en büyük etkiyi gösteren 1929 Dünya Ekonomik Buhranı (Büyük Buhran) olmuştur. Bu kriz tüm dünyayı I. Dünya Savaşı ve II. Dünya Savaşı’nın etkileri kadar etkilemiştir.