Tüzel Kişilerin Hak Ehliyeti
Kişi ve mal toplulukları tüzel kişilik kazanmakla birlikte hak ehliyetine de sahip olurlar.
I. Dünya Savaşı’ndan sonra Dünya genelinde totaliter ve baskıcı rejimlerin kurulması ile demokrasi yok edilmiş oldu.
Mutsuhito, Rusya’yı yendikten sonra aldığı savaş tazminatı ile ekonomiyi düzeltti ve ardından Pasifik’te bulunan birçok adayı ele geçirmeye başladı. Ordu yönünden kendilerini geliştiren Japonya’nın, istikrarlı yürüyüşündeki en önemli iki rakibi ise Güney Kore ve Çin devletleridir.
Japonya, önce Mançurya ve ardından Çin’in topraklarını fethetmeye başladı. Ayrıca Japonlar, Uzak Doğu’daki Batılı güçlerin yok edilmesi adına bir proje başlatmış ve bu projeye de “Yeni Düzen” adını vermişlerdir.
İspanya’da II. Dünya Savaşı öncesinde milliyetçiler ve cumhuriyetçiler karşı karşıya gelmiştir. İtalyan Mussolini ve Alman Hitler, İspanyol milliyetçileri destekleyince General Franco, milliyetçilerin lideri olarak İspanya’nın başına geçti. Bu destek esnasında Almanlar, İspanya’nın Guarnica kentini bombalaması sonrası ünlü ressam Pablo Picasso, “Guarnica” isimli tablosunu çizmiştir.
İtalya, İzmir ve çevresinin kendisinden alınıp Yunanistan’a verilmesi ile I. Dünya Savaşı’nda umduğunu bulamamıştı. Bu gelişmenin ardından İtalya’da işsizlik artmış ve ekonomi çökmüştü. Ardından da İtalyan halk, hükümete karşı ayaklanmaya başlamıştı. Mussolini de bir parti kurmuş ama seçimleri kazanamamıştı.
İtalya’da grev yapan işçiler Napoli’den Roma’ya yürümeye başlayınca Mussolini de destek verdi. Bu destek sonrasında hükümet istifa edince Mussolini başa geçti. Benito Mussolini, eski Roma İmparatorluğu’nu tekrar canlandırmak için muhalif partileri kapatıp anayasayı yürürlükten kaldırmış ve diktatörlüğünü ilan etti. Akdeniz’i de hedefine alan Mussolini, “Sürekli barış ne mümkün ne de faydalıdır. İnsanın, devletlerin ve ülkelerin enerjisini en yüksek tutan şey savaştır.” demiştir. Akdeniz’in kendilerine ait olduğunu iddia eden Mussolini, “More Nostrum” yani bizim deniz diye adlandırmıştır.
Bu açıklamaların ardından İtalya, Yunanistan’ın bazı topraklarını işgal etmiş, Arnavutluk’u kendi nüfusuna katmış ve serbest bölgeleri de fethetmiştir. 1936 yılında da Habeşistan’ı (günümüzde Etiyopya) işgal etti ve İngiltere himayesinde olan Mısır’ın hemen dibine yerleşmiş oldu. Bu işgal sonrasında savaş, Afrika kıtasına doğru kaydı.
I. Dünya Savaşı’nda imzaladığı Versay Antlaşması ile en zararlı ülke Almanya olmuştu. Bu antlaşma ile 33 milyar dolar borç altına girmiş ve karşılıksız bastığı para ile Dünya konomik krizine zemin hazırlamıştır.
Almanya’da ekonomik krizin ardından Veimer Anayasası ilan edildi. Bu anayasa ile ülkeye cumhuriyet rejimi getirildi. Cumhuriyetin ilanı ile ülkede partiler kuruldu. Bu partiler arasında Führer (Adolf Hitler) önderliğinde NAZİ partisi de kuruldu. İlk seçimlerde üçüncü, ikinci seçimlerde ikinci ve son seçimlerde lider olan NAZİ, Almanya’da başa geçti. NAZİ partisinin kazanmasındaki en büyük etken ise, Führer’in, Alman halkının ekonomik kriz içerisinde açlık ile savaştığı sırada ortaya çıkıp Almanların milliyetçilik duygularını kabartması olmuştur.
1933 yılında seçimlerle başa gelen Adolf Hitler, meclisten tüm yetkileri alıp bütün partileri kapatmış ve kendisini diktatör ilan etmiştir. Almanya’yı da kısa süre içerisinde Milletler Cemiyeti’nden çıkararak savaşa hazırlanmıştır. Versay Antlaşması’ndan kurtulmak isteyen Hitler, farklı toprakları fethetmek istiyordu. Çekoslovakya’da yaşayan Almanlara “Orada durun. Gelmeyin. Ben gelip orayı alacağım” diyerek ilk adımını da atmış oldu.
Versay Antlaşması’na göre Almanya’nın silah üretmesi yasaktı. Hitler ise yerin yedi kat altında savaş gemileri ve uçakları üretmeye başlamıştı. Hitler, Gestapo adında gizli bir polis teşkilatı kurmuş ve kendisine muhalif olan herkesi yakalamıştı. NAZİ propagandası yapmayan herkesi kamplara gönderip işkence yaptılar.
Dünyanın en iyi ırkı, Alman ırkıdır. - Adolf Hitler
Alman ırkını da kendisine göre tabir ettiren Hitler, sakat doğan ve kısa boylu olan kişileri Alman kabul etmemiştir. Hitler’e göre Almanlar renkli gözlü olmalıydı. Bu şartlara uymayan diğer Alman ırkları, soykırıma uğramıştır. Ayrıca Almanya’da yaşayan Polonyalı Yahudilerin 7 Kasım günü Almanya’dan sınır dışı edilmesi yönünde karar alındı. Bu kararı Paris’te öğrenen bir öğrenci, ailesinin de sınır dışı edildiğini öğrenince Alman konsolosluğuna girip Alman Başkonsolos Yardımcısı Ernst’i öldürmüştür. Ardından bir Yahudi’nin böyle bir cinayet işlemesini fırsat bilen Hitler, “toplumun Yahudilere karşı yapacağı hiçbir şeye polis müdahale etmeyecek” diyerek Yahudi soykırımına başlamıştır. Halk ise, Yahudilere ait iş yerlerini taşlamış ve Sinagoglar yakılmıştır. Binlerce Yahudi de öldürülmüştür. O gece yaşanan olaylardan dolayı gecenin adı “Kristal Gece” olarak adlandırıldı. Yahudileri kovalayan Almanlar, “Filistin’e göç edin” diye bağırmıştır.
Almanya, II. Dünya Savaşı öncesinde Fransa’ya ait Ren’i ve Saar’ı, Polonya’ya ait Danzing Limanı’nı, Çekoslovakya’ya ait 3 buçuk milyon Alman’ın yaşadığı Südetler bölgesini ile Çekoslovakya’nın tüm bölgelerini aldı. Avusturya’yı ilhak etti.
Almanya’nın sürekli saldırıları sonrasında savaş çıkaracağını düşünen İngiltere Başbakanı Chamberlain’in ortaya attığı politikaya “Yatıştırma Politikası” adı verilir. Bunun için de Münih Konferansı toplandı. Bu konferansta İngiltere, II. Dünya Savaşı’nın çıkmaması için Almanya’nın her istediğini kabul etti. Südetler bölgesi Almanlara bırakıldı ama Almanlar bununla yetinmeyip tüm Çekoslovakya’yı fethetti.
Sosyalist akım, onu bugünkü dar yurdundan çıkarmalıdır. – Adolf Hitler
Önce Almanya ve İtalya kendi aralarında Çelik Paktı’nı kurdu. Daha sonra yeni düzeni kurmak isteyen ve Asya’nın Asyalılara ait olduğunu savunan Japonları da yanlarına alarak Mihver Paktını kurdular. Karşılarında da müttefikler oluştu.
Mihver Pahtı
Müttefikler
II. Dünya Savaşı, Almanya’nın bir gün içerisinde Polonya’yı işgal etmesi sonucu başlamıştır. Polonya’nın bir kısmını Almanya işgal etmiş diğer kısmını da SSCB işgal etmiştir. Bu iki ordu karşı karşıya gelince saldırmazlık antlaşması imzalandı. Ardından Almanya, Norveç, Danimarka, Lüksemburg, Belçika ve Hollanda’yı fethetti.
Almanya, en çok Fransa’yı istiyordu. Durumun farkında olan Fransa, sınırlara dikenli teller ve duvarlar çekmişti. Bu hatlara da Maginof Hatları adı verildi. Hitler bu hatları da geçerek Paris’e kadar ilerlemiş ve Fransa’yı bertaraf etmiştir. Fransa’da işgal edemedikleri bölgelerde Almanlar kendilerine yakın bir hükümet kurdu. Bu hükümetin adı da Vichi hükümeti adı verildi. Fransa’nın işgali sonrasında müttefik grubundan Fransa çıkmış oldu.
Ardından Yunanistan’ı işgal eden Almanlara karşı Türkiye, Almanların kendilerine karşı saldırma ihtimallerini düşünüp Çakmak hattını kurdu. Fakat Türkiye ile Almanlar arasında saldırmazlık antlaşması yapıldı ve Almanlar Türkiye’ye saldırmadı.
Almanya, Fransa’dan sonra gözünü İngiltere’ye dikti. İngiltere’ye karşı “Kartal Hücümu” adı verilen bir hava harekâtı düzenlendi. Bu bombardımanda İngiltere büyük hasar alsa da Almanya’nın hava kuvvetlerini vurmuş ve Almanya’nın İngiltere işgalini durdurmuştur.
Saldırmazlık antlaşması yapmasına rağmen yönünü Rusya’ya çeviren Almanya, dünyanın en büyük kara harekâtı olan Barbarossa Harekâtı’nı yapmıştır. Friedrich Barbarossa, Almanya topraklarından çıkıp Haçlı seferlerine katılan ilk komutandır. Hitler, kendisini Barbarossa’ya benzettiği için bu kara harekâtına Barbarossa Harekâtı adını vermiştir. Bu harekât başarılı olamadı. Stalingrad şehrinde Rusya, 1942 yılında Almanları durdurdu. Bu durdurma sonucunda Mihver Pahtı güç kaybetmeye başladı ve savaş müttefiklerin aleyhinde hız kazandı. Rusya, iklimini kullanarak Almanları yenmiştir.
İtalya, Alman desteği ile İngiltere himayesindeki Mısır’a saldırsa da başarılı olamadı. İngiltere, İtalya’nın elinde bulunan Trablusgarp’ı ve ardından Habeşistan’ı aldı. Hız kesmeyen İngiltere diğer bölgeleri de alarak Kuzey Afrika’yı tamamen himayesi altına aldı.
Özellikle Pasifik’te adalar işgal eden Japonlara karşı, ABD kendi adalarına yaklaşan her Japon gemisinden vergi almaya başladı. Ardından Japonya’nın Mançurya ve Çin’i işgal etmesinden sonra ABD, Japonya’ya silah satışını yasakladı ve ticari ambargo koydu.
Bu gelişmelerinden ardından Japon General Yamamato, ABD’nin Hawai şehrinin bir adası olan Pearl Harbor adasında sabahın erken saatlerinde bombardıman gerçekleştirdi. ABD, önce kendi eğitim uçuşu sandığı bu saldırıda etkisiz kaldı. Japon uçakları kamikaze dalışı yaptı ve ABD’nin uçakları ile gemileri havaya uçtu. Toparlanan ABD, Japonya’ya karşı saldırı yapmış ve II. Dünya Savaşı’na katılmış oldu.
ABD, savaşa girmeden önce İngiltere ile bir araya gelmiş ve savaş sonrasında oluşabilecek düzen için Atlantik Bildirisi’ni yayınlamıştı. Bu bildiride;
ABD’nin savaşa girmesi ile 1943 yılında ABD, SSCB ve İngiltere Casablanca Konferansı’nı yaptı. Bu konferansta Mihver grubunda yer alan üç ülke (İtalya, Almanya, Japonya) kayıtsız şartsız teslim alınacak kararı alındı.
Konferansta ABD, Japonya’yı kendisine hedef almıştır. Ayrıca en güçsüz olan İtalya’ya karşı ABD, SSCB ve İngiltere ortak bir saldırı yapacak ve İtalya, Afrika’dan çıkarılacak ardından Roma’ya kadar ilerlenilcek. Roma’ya ulaşan müttefik askerleri gören İtalyan halkı, Mussolini ve akrabalarını bir köprüde asarak idam etmiştir. İtalya, 1943-44 yılları arasında yenildi ve savaştan çıkmış oldu.
Qubeck Konferansı, İtalya’nın bertaraf edilmesinden sonra toplandı. Bu konferansta Almanya’ya karşı ikinci bir cephe açılmasına ve Fransa’nın Alman işgalinden kurtarılmasına karar verildi. Müttefik askerlerden oluşan bir ordu kuruldu ve başına David Einsonhower getirildi. Einsonhower önderliğinde Normandiya Çıkartması yapıldı ve Fransa, Almanya işgalinden kurtarıldı. Ardından dört devlet bir olup Alamanya’ya harekât başladı. Berlin’e ilerleyen müttefiklerden haberdar olan Hitler, kendi sonunun geldiğini anlamış ve intihar etmiştir. Bu gelişmenin ardından Avrupa’da savaş bitmiş oldu.
ABD ile Japonya arasında Leyte ve Midway Deniz Savaşları yapıldı. ABD bu savaşları kazandı. Tokyo’ya ilerlemek isteyen ABD, ilki Hiroşima ve ikincisi Nagazaki’ye Enolegay isimli ABD uçağından Atom Bombası atıldı. Sonrasında Japonya teslim oldu ve II. Dünya Savaşı sona erdi.
Casablanca: Müttefik devletler, mihver devletlerini kayıtsız şartsız teslim alacak kararı alındı.
Qubeck: Fransızları Alman işgalinden kurtarmak için ikinci bir cephe açılması kararı alındı.
Yalta: Savaşın sonunda nelerin yapılacağı konuşuldu. Yenen devletlerin yenilen devletler ile yapacağı barış antlaşmalarının maddeleri belirlendi. Yapılan görüşmede şu kararlar alındı;
San Francisko: Birleşmiş Milletler kuruldu. Kuruluş kısmına Türkiye’de katıldı. Türkiye, kurucu üyeler arasında yer almaktadır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni Fransa, İngiltere, Rusya, Çin ve ABD’nin yapması kararı alındı. Herhangi bir yasa tasarısını bu beş devletten bir tanesi bile reddederse yasa tasarısı kabul edilmeyecek.
Potsdam: Müttefik devletlerinin kendi aralarında yaptığı son konferanstır.
Ayrıca Kahire, Tahran ve Moskova konferansları da yapılmıştır.
Dünya tarihinde Farabi’nin ilk kez dile getirdiği Birleşmiş Milletler, ABD Başkanı Roosevelt tarafından kurulmuş oldu. 9 Aralık 1948 yılında “Soykırım Suçlarının Önlenmesi Hakkında Kanun” çıkarıldı. 10 Aralık 1948 yılında İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi yayınlanmıştır. Bu yayınlanma kısmında söz alan ABD Başkanı Roosevelt, “bu tüm insanlığın Magna Carta’sıdır” demiştir. Magna Carta sözleşmesi, 1215 yılında İngiltere’de halk ile kral arasında imzalanmış ve kralın hakları kısıtlanmıştı.
Dünyanın ilk bilgisayarı olan Eniac ve ardından Mark 1 üretildi. Ayrıca hücum botlar, radar sistemleri, tiger ve leopord gibi tanklar, atom bombası ve bombardıman uçakları II. Dünya Savaşı’nda kullanıldı.
II. Dünya Savaşı’nda Türkiye
O zamanlar Türkiye’nin cumhurbaşkanı İsmet İnönü’dür. İsmet İnönü, Çatalca yakınlarına Çakmak hattını kurdurdu. Almanya ile saldırmazlık antlaşması yapıldı. Fransa ve İngiltere ile yardım antlaşması imzalandı.
Almanya, Polonya’da karşı karşıya geldiği Rusya ile saldırmazlık antlaşması yapmıştı. Türkiye’nin sınırlarına yaklaşan Almanya, Türkiye’ye saldırsaydı ve Rusya’da Kuzey’den saldırsaydı Polonya Sendromu yaşanabilirdi. Polonya’nın her iki ülke tarafından işgal edilmesi ile bu sendroma Polonya Sendromu adı verilmiştir. Almanya’nın Barbarossa Harekâtı ile yönünü SSCB’ye çevirmesi ile Türkiye, Polonya Sendromu’ndan kurtulmuştur.
Düzenlenen seferberlik ile yaşı tutan erkekler altı yıllığına askere alındı. Erkeklerin askere alınması sonucunda nüfus artış hızı düşmüştür. Bu gelişmenin ardından tarım sektöründe düşüş meydana geldi ve kıtlık oluştu. Un bulmaz hale gelince, un bulan fırınlarda ekmeklere zam yapmış ve insanların kıtlık görmesine sebep olmuştur. Büyükşehirlerde Ekmek Karnesi uygulamasına geçildi. Karaborsacılık arttı ve fiyatlara Narh Uygulaması geldi.
İsmet İnönü tarafından Milli Korunma Kanunu çıkarıldı. Halkın ihtiyacı olan ürünler devlet tarafından halka uygun fiyatla satılmaya başlandı. Petrol Ofisi ile Et ve Balık Kurumu bu dönemde kuruldu. Varlık Vergisi çıkarıldı. Bu vergi ile zenginlerin mallarının %40 - %60’lık kısımlarına el konuldu. Çoğunluğu Rum ve Ermeni olan kişiler göç etmek zorunda kaldı. Vergisini vermeyen ve göç etmeyen kişiler maden ve demir ocaklarında çalıştırılmıştır.
Yapılan itirazlar sonrasında özellikle tarım ile uğraşanlardan alınmak üzere Toprak Mahsulleri Vergisi ve Yol Vergisi alınmaya başlandı. Bu vergiler olağanüstü vergilerdir. İlerleyen dönenlerde yürürlükten kaldırılmıştır.
Türkiye’te Hasan Ali Yücel’in katkıları ile Köy Enstitüleri açıldı. Ankara Üniversitesi açıldı. Milli Kalkınma Partisi, Nuri Demirağ tarafından kuruldu. Ankara’nın doğusuna ilk treni yapan, ilk Türk sigara kâğıdını yapan, Türkiye’nin ilk uçağını yapıp seri üretime geçen, Bursa’da yer alan Merinos fabrikasını açan ve İzmit’te Seliloz kâğıt fabrikasını kuran Nuri Demirağ, Sivas’ta pilot yetiştirmek için Gök Okulu’nu da açmıştır. Kendisi de Sivaslı’dır.
Müttefik devletler, Türkiye’yi savaşa sokmak istiyordu. İngiltere Başbakanı Churchill, Adana’ya gelerek İsmet İnönü ile görüşmüştür. Bu görüşmeye Sağırlar Diyaloğu ve Adana Görüşmesi adı verilir. Görüşme sonucunda İngiltere, Türkiye’yi savaşa soktuğunu iddia ederken Türkiye’de para talebine cevap verilmediği için savaşa sessiz kaldığını açıklamıştır. Her iki devlet başkanının sözleri birbirinden farklı olduğu ve birbirlerini dikkate almayan açıklamalar yaptıkları için bu diyaloğa Sağırlar Diyaloğu adı verilmiştir.
Nuri Demirağ ve Vecihi Hürkuş’a sahip çıkılmadığı için Mustafa Kemal’in ölümünden sonra Türkiye’de havacılık sektörü düşüşe geçmiştir. Vecihi Hürkuş, I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’nda astsubay pilot olarak görev almıştır. Hürkuş adında sivil havayolu şirketini kurmuştur. Uçaklar üretmiştir.
Kaynak: Benim Hocam Yayınları