Benlik ve Beden

17.10.2023 / Deneme

Neye inanıyorsak oyuz.

Benlik ve Beden

İnsanların çoğunluğu benliği ile bedeninin bütünleşik olduğunu düşünüyor. Bu biraz da yaşamın devamlılığı ile ilgili bir mevzu. Sevmediğimiz ve benimsemediğimiz bir bedenle uzun bir yaşam yolculuğu yapabilmek pek mümkün değil. Bir şekilde olduğumuz halimizi kendimizle özdeşleştirmek gerekiyor.

Ama burada anlatmak istediğim mevzu biraz farklı.

Ben şunu sormak istiyorum: “Bedenimiz gerçekten de bizi biz yapan bir şey mi? Yoksa insanlar arasında bedeninden bağımsız bir yaşam algısı geliştirebilen var mı?”

Her ne kadar yıllar içinde değişip dönüşse de bedenimizin benliğimiz üzerinde çok büyük bir etkisi var. Dış görünüşümüz, bedensel deneyimler, fiziksel güç ve yeterliliğimiz dünyayı algılayış biçimlerimize doğrudan etki ediyor. Bedenimizde uzun süreli olarak taşıdığımız kıyafet ve aksesuarlar ile dış görünüşümüzde yaptığımız kısa süreli ya da kalıcı değişiklikler de algılarımızı derinden etkiliyor.

Algılarımızın şekilden şekle girmesine sebep olan şeyler arasında bedenimizin bize boyun eğmediği durumlar da var. Yetersizlikler, hormon değişim durumları, temel birtakım dürtüler, hastalıkların veya fiziksel hasarla sonuçlanan kazaların yol açtığı bedensel ve zihinsel çöküşler, çok önem verdiğimiz hedeflere ulaşamama veya değer verilen şeylerin kaybı sonrası yaşadığımız büyük üzüntüler ve daha birçok şey algılarımızı darmadağın edebiliyor. Bedenimize istendik tepkiler verdirmekte çuvallayabiliyoruz.

Her ne kadar bilimsel tanımlar gereği benlik ile bedeni bir bütün olarak değerlendirmek gerekse bile; çoğu yönüyle seçemediğimiz bir bedenin ve bu bedene ait sistemlerin, zihnimizde kurguladığımızdan çok farklı yönlerde ilerleyen bir hayatı bize dayatıyor oluşu can sıkıcı kabul edilebilir.

dayatılan hayat

Yiyip yiyip kilo almayan birine göre su içse yarayan birinin bedeni ve yaşam kalitesi elbette bir olmuyor. Genetik faktörler, sosyo-ekonomik standartlar, çevremizdeki insanların kendi bedenlerine ve dolayısıyla bizim bedenimize yüklediği anlamlar, yaşadığımız çağdaki toplumun çoğulcu bir şekilde benimsediği bedensel standartlar da yaşam kalitemize yön veren pek çok ögeden yalnızca birkaçı.

Peki, sizce dünyayı bedenimizin dışında bir gözle yeniden ve bağımsız bir şekilde algılamayı deneyebilir miyiz? Toplum, dışımızda olan bitene dalıp gitmişken biz içimizde derin yolculuklara çıkabilir miyiz?

Kendi bedenimizi görmezden gelebilir miyiz? Ona yalnızca bir kuklaya davrandığımız gibi davranmamız mümkün mü? Ruhumuzu ölmeden önce azat edebilir miyiz? Çektiğimiz acıların yalnızca bedenimizde yaşanmasına izin verebilir miyiz? Dünyada olup biten her şeyin çok gerçekçi bir rüyanın içinde yaşandığını varsayabilir miyiz?

Kırmızı ve mavi haplardan hangisi içersek içelim, neye inanıyorsak oyuz. İnançlarımızı bedenimizden ruhumuza taşıyabilir miyiz?