Din ve Ahlak
Diamond Tema ile Cemre Demirel’in Yer6 Film YouTube kanalında yayınlanan “Din ve Ahlak” konulu yayınına yönelik bir deneme yazısı.
Günümüz toplumu, genç bireyleri özgürlüğe teşvik ediyor gözükmektedir. Aslında gençlere, yalnızca kendi esaretlerini oluşturabilme fırsatı tanınmaktadır.
Günümüzde 'kendi ayaklarının üzerinde durmak' diye kullanılan moda bir tabir bulunmaktadır. Denmektedir ki, kimseye muhtaç olmamalı ve kendi başının çaresine bakabilmelisin.
Genelde evlilik arifesinde olan kızlar için tavsiye niteliğinde olan bu sözü kimse doğru düzgün irdelemez. Zaten moda dediğimiz şey de irdelenmeme özelliğine sahiptir, öyle değil mi?
Günümüz modasını bir kenara bırakıp, birazcık bu sözü irdelediğimizde ise, karşımıza enteresan bir tablo çıkmaktadır.
Babanıza (çünkü o da bir erkek), akrabanıza, komşunuza, erkeklere ve özellikle kocanız olacak erkeğe güvenmemenizi öğütleyen bir tablo bu. Annenize ya da kız kardeşlerinize güvenip güvenmemek size kalmış tabi ki.
Peki, bu ayaklarınızın üzerinde durma tavsiyesi sonrasında geliştireceğiniz tavır hangi probleminizi çözmektedir? Muhtaç olduğunuz maddi manevî desteği, size sunmakla görevli ebeveynlerinizin, içlerindeki olası kabalığı, zorbalığı ve belki ahlaksızlığı; henüz bir bebekken, önleyebilecek kadar durabilir miydiniz, ayaklarınızın üzerinde?
Akrabalarınıza ve komşularınıza kendinizi korumak için gereken mesafeyi koyabilecek ve muhtemelen bu mesafe sebebiyle söz konusu akrabalarınızın ya da komşularınızın zor gününüzde sizi teselli etmesine veya zor bir durumdan kurtarmasına engel olarak, kendinizi olası tehlikelerden de uzak tutacak cesarete ve güce sahip olabilecek misiniz hayatınız boyunca?
Tüm bu ayaklarınızın üstünde durma çabalarınız esnasında, bir şekilde emek harcadığınız, güç ve gelir elde ettiğiniz iş yerinizde, patronunuz tarafından insanlık dışı bir muamele görmeyeceğinizi de garanti edebilecek misiniz?
Bu kadar karamsar olmaya gerek yok diyebilirsiniz. Belki bebekken büyük bir mirasa konacak veya belki bir şekilde kendi işinizin patronu olacaksınız. Kendi ayaklarınız üzerinde durduğunuz için hiç kimseyle arkadaşlık dahi kurmayacak ve korunaklı kaleler ardında yaşayacaksınız. Hayatınızda hiçbir tehdit olmadığını düşüneceksiniz.
Evlilik gibi riskli bir durum da olmayacak elbette. Bir süre yalnızlığınızla ve belki kendi zorbalığınızla baş başa kalabileceksiniz böylece.
Sizin gibi olmak isteyen birileri tarafından bir moda ikonuna dönüştürüleceksiniz ve bir gün bu tecrit hayatınızı birileri kıskanmaya başlayacak. Kendi kendinize verdiğiniz zararı yeterli bulmayarak, size başka acılar çektirmek isteyecekler.
Kendinizden kaçamadığınız gibi kötü niyetli insanlardan da kaçamayacaksınız. Size bir şekilde ulaşacaklar elbette.
Hayatımızı, kaçma şansımız olmayan şeyler üzerinden kurgulamak çok da akıllıca değildir. Kaçma şansı ve ihtimali olan şeyler üzerinden kurgulanmalıdır hayat.
İyi bir evlat, güvenilir bir komşu, sıkı bir arkadaş olabilmek için gayret gösterebilirsiniz mesela. İleride kuracağınız mutlu bir yuvanın davranışsal temellerini atabilirsiniz. Sizi gerçekten destekleyecek her kişiye ve duruma kucak açabilir ve hayatınızı başkalarının yanlışları üzerinden kurgulamamayı öğrenebilirsiniz böylece.
Her iki durumda da ahlaksızlardan kaçamayabilirsiniz; ama en azından ahlaksızlıktan kaçabilirsiniz.